26 Eylül 2024 Perşembe

Samandağ halkı depremin ikinci ayında hesap sordu

Depremin ikinci ayında Samandağ'da yürüyüş düzenleyen halk, sorumlulardan hesap soracaklarını vurgulayarak, hala gıda, kıyafet gibi ihtiyaçları olduğunu dile getirdi.

Maraş merkezli iki büyük depremin üzerinden iki ay geçti. Depremin en fazla yıkıma neden olduğu kentlerden Antakya'da halk günlerdir eylemlerini sürdürüyor. Molozların döküldüğü alanlara tepki göstererek Samandağ'da nöbet eylemi başlatan halk bugün de yürüyüş düzenledi.

Depremin ikinci ayında Samandağ'da yapılan yürüyüş için Deniz Hastanesi önünde toplanan halk, karanfil ve reyhan yaprakları taşıdı. "Yaşanacak bir ülkeyi birlikte kuracağız", "Sevgiden tuğlalarla yeniden kuracağız bu kenti", "Buradayız Samandağ'ı terk etmiyoruz", "Dayanışma yaşatır", "60 gün, bin 410 saat, 8 bin 640 dakika, 5 milyon 184 bin 000 saniye hala enkazdayız" dövizlerinin taşınan yürüyüş Abdullah Cömert Parkı'nda son buldu.

"Helalleşmek yok, affetmek yok", "Katil devlet halka hesap verecek" sloganlarının atıldığı yürüyüşe Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan Yeşil, Hatay Dayanışma Platformu, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce de katıldı.

'SORUMLULARDAN HESAP SORANA KADAR SUSMAYACAĞIZ'
Hatay Dayanışma Platformu gönüllülerden Cansel Arslan yaptığı açıklamada, depremin ardından dayanışma için Antakya'ya gelenlere teşekkür etti. Halklar arasındaki dayanışma ayakta kalmalarını sağladığını vurgulayan Arslan, "Bizim yaşamımızın ana kaynağı toprağımız ve bereketidir. O yüzden toprağımızın bereketi kadar depreminin de başımızın üstünde yeri var. Ona sözümüz yok. Bizi yıkan deprem değil sahipsizliktir. Depremden 48 saat sonra bile yardım gelmemesidir. Bizi yıkan yardım gelmemesinden ötürü ailelerimizin enkaz altında can vermesidir. Bizi yıkan cenazelerimize bile ulaşamamaktır. Sorumlularından hesap sorana kadar susmayacağız" dedi.

'HALK DÜŞMANLARINI UNUTMAYACAĞIZ'
Kızılay'ın halkın vergileriyle aldığı malzemeleri depremde halka dağıtmak yerine sattığını hatırlatan Arslan, "Bunun adı halk düşmanlığıdır, unutmayacağız. Sorumlulardan hesap sorana kadar susmayacağız. Bugün depremin 60'ncı günü hala temel ihtiyaçlarımız çözülmüş değil. Hala halkımızın gıdaya, temiz suya, hijyen malzemesine, sağlık malzemesine, hatta tuvalete ve duşa ihtiyacı var. Bu ihtiyaçların 60 gün içerisinde çözülmemiş olmasının tek sorumlusu hükümettir. Halkımızı bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç edenlerden hesap soracağız" diye konuştu.

Enkaz kaldırma işlemlerinde yaşanan sorunların yanı sıra molozların yaşam alanlarının yakınlarına döküldüğünü kaydeden Arslan, "Bu enkazların yaratacağı sağlık sorunları, toz ve asbest görmezden geliniyor. Depremde can vermeyenler, hastalıklarla boğuşmak zorunda kalıyor. Yetkilileri uyarıyoruz bu hatalı uygulamalardan vazgeçin" çağrısında bulundu. Arslan konuşmasını, topraklarını terk etmeyeceklerini vurgulayarak sona erdirdi.

ASBEST UYARISI
İklim Adaleti Koalisyonu üyesi Levent Büyükbozkırlı da molozlardan kaynaklı yaşanan solunum hastalıklarına dikkat çekti. Molozların döküldüğü alanlarda yaşanan sosyal ve ekolojist felaketlere işaret eden Büyükbozkırlı, molozların yaşam alanlarına dökülmesinin acil olarak durdurulması çağrısında bulundu.

'HALK YAŞADIKLARINI ASLA UNUTMAYACAK'
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan Yeşil ise, 6 Şubat'taki depremde halkın iktidarın tedbirsizliğinden kaynaklı yaşamını yitirdiğini kaydetti. Kablan Yeşil, "6 Şubat'ta bizler bir enkazdan bir enkaza koşarken, yanımızda devleti görmedik. İktidar kamusal hizmetleri tasfiye ederek bizleri ölüme terk etti. Depremi katliama dönüştüren bu iktidardan hesap sormaya devam edeceğiz. Samandağ halkı yaşadıklarını asla unutmayacak, biz burada birbirimizle dayanışırken, bu dayanışmanın önünü kesen bu iktidar hesap verecek. Yeni yaşamı kurmak için Türkiye'nin dört bir yanında, burada insanlar var. Ama siyasi iktidar yok. Siyasi iktidar nerede bir rant varsa orada. Günlerdir molozlara karşı ekolojistlerin çığlıkları boğulmaya çalışılıyor, tıpkı enkazda kalanların çığlıkları gibi. Siyasi iktidar bizleri bir kez daha boğmak istiyor, bir kez daha ölümle yüz yüze bırakmak istiyor. Ama bizler buradayız gitmeyeceğiz" diye konuştu.