26 Eylül 2024 Perşembe

İHD: İnsan hakları eylem planı hayata geçirilemedi

"İnsan Hakları Algısı" araştırmasının sonuçlarını açıklayan İHD, toplumun yüzde 38'inin en çok yoksulların insan hakkı ihlaline uğradığını düşündüğünü, yüzde 40'ının ise insan haklarının korunması konusunda kimseye güvenmediğini aktardı.

İnsan Hakları Derneği (İHD), "İnsan Hakları Algısı" araştırmasının sonuçlarını Beyoğlu'ndaki İHD İstanbul Şubesinde açıkladı.

Basın açıklamasını okuyan Tuğba Kahraman, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Mart 2021'de açıklanan "İnsan Hakları Eylem Planı"nı hatırlatarak, eylem planının açıklandığı 2021'de İstanbul Sözleşmesinden çıkılması, Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulamaması, taraf olduğu sözleşmelere uygun hareket etmemesi nedeniyle toplumda adalete güvenin aşındığını belirtti.

Son 3 yılda insan hakları sorunlarının kaynağında eğitim ve hukuk sistemindeki sorunların yer aldığını düşünenlerin oranının arttığını belirten Kahraman, "Toplumun yarıya yakın kesimi hukuk sistemindeki sorunların, yaklaşık üçte birlik kesimi de siyasi yöneticilerin insan haklarına karşı tutumunun insan haklarının kaynağındaki sorun olduğuna işaret etmiştir" dedi.

'TOPLUMUN YÜZDE 38'İ EN ÇOK YOKSULLARIN HAK İHLALİNE UĞRADIĞINI DÜŞÜNÜYOR'
Türkiye'de en çok yoksulların insan hakkı ihlaline uğradığını düşünenlerin oranının son 3 yılda arttığını vurgulayan Kahraman, "Toplumun yüzde 38'i yoksulların insan hakkı ihlaline uğradığını düşünmektedir. Ekonomik kriz nedeniyle yoksulların dezavantajlı kimliğe sahip olduğunu gösterirken, bunun insan hakları ihlali üretecek kadar toplumsal bir yarılma ortaya çıkardığını da göstermektedir. Yoksulların ardından en çok kadınların insan hakkı ihlaline uğradığı düşünülmektedir. Toplum genelinde kadınların insan hakları ihlaline uğradığını düşünenlerin oranı yüzde 38 görünmektedir" ifadelerini kullandı.

Yapılan araştırmaya göre toplumun yarısından fazlasının siyasetçilerin insan haklarını ihlal ettiğini düşündüğünü aktaran Kahraman, "Ancak burada dikkat çekici olan 'Sizce en fazla kimler/hangi gruplar insan haklarını ihlal ediyor?' sorusuna herhangi bir yanıt vermeyenlerin oranının yıllar içinde artmış olmasıdır. İfade ve düşünce özgürlüğü kapsamında bugün gelinen noktada, toplum üzerindeki otoriter siyasi baskı mekanizmasının yaratmış olduğu çekinceyi ortaya koymaktadır" dedi.

'DEVLETİN ŞİDDET KULLANIMINI ONAYLAMA EĞİLİMİ ARTTI'
Devletin güç ve şiddet kullanımını onaylama eğiliminin arttığını söyleyen Kahraman, "Yargı ve kolluk kuvvetleri aracılığıyla uygulanan şiddet pratiğinin toplum tarafından içselleştirildiği ve normalleştirildiğinin göstergesidir" dedi.

Toplumun yüzde 65'inin hukuk ve yargının işleyişinden memnun olmadığını, yüzde 67'sinin ise mahkeme düşerse adil karar çıkmayacağından korktuğunu ifade eden Kahraman, "Toplumun yüzde 35'i hükümetin, yüzde 29'u devlet kurumlarının insan haklarını temin etme ve koruma konusunda esasen sorumlu olduğunu düşünmektedir. Her 5 kişiden 4'ü insan hakları savunucularının yürüttükleri çalışmaları değerli bulmaktadır" dedi.

'TOPLUMUN YÜZDE 40'I İNSAN HAKLARININ KORUNMASINDA KİMSEYE GÜVENMİYOR'
Kahraman, şöyle devam etti: "Toplum genelinin Türkiye'de demokrasinin işleyişine verdiği puan 10 üzerinden 3,7'dir. İktidar bloku seçmenlerinin verdikleri bu not, Türkiye ortalamasının üzerinde olsa da yine de toplumun ortalama düzeyinin altında kalmaktadır. Toplum genelinin insan haklarının işleyişi bakımından devlete verdiği not 5 üzerinden 2,5 olup bu not yıllar içinde düşüş göstermiştir. Toplumun yüzde 40'ı insan haklarının korunması ve teşvik edilmesi bakımından hiç kimseye güvenmediğini beyan etmektedir. Bu oran da 3 yıl içinde 12 puan yükselmiş görünmektedir. Bu kamuoyu araştırması verileri ışığında görüyoruz ki üzerinden geçen üç yıl boyunca hükümet ortaya koyduğu insan hakları eylem planını hayata geçirememiş, adalete erişim, adil yargılanma, eşitlik, özgürlük, şeffaflık, temel hak ve özgürlükler alanında kazanımlardan ziyade toplum üzerinde güvensizlik ve korku iklimi yaratılmıştır."