26 Eylül 2024 Perşembe

Diyarbakır'da kaybedilen Ahmet Bulmuş için eylem

Diyarbakır'da Cizre'de kaybedildikten sonra cansız bedeni bir kuyuda bulunan Ahmet Bulmuş için düzenlenen eylemde, faillerin yargılanması için mücadelenin süreceği kaydedildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemin 738.'sini 1 Nisan 1994'te Şırnak'ın Cizre ilçesinde kaybedilen ve sonrasında cenazesi bir kuyuda bulunan Ahmet Bulmuş için düzenlendi. Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki Koşulu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleşen eylemde söz alan İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Jiyan Ormanlı Bulmuş'un hikayesini anlattı.

Bulmuş'un ailesiyle Cizre ilçesine bağlı Hebler köyünde yaşarken, 1993 yılında köyün askerler tarafından yakılmasının ardından ailenin ilçeye göz etmek zorunda kaldığını söyleyen Ormanlı, "Cizre'ye gelince yeni bir iş kuramaz, işçi olarak günlük işlerde çalışmaya başlar. 1994 yılının Nisan ayında bozulan radyosunu tamir ettirmek üzere Beşir adlı arkadaşının Mardin Caddesi'ndeki dükkânına gider. Dükkâna gelen Beyaz Toros marka bir araçtan inen telsizli ve silahlı üç kişi, kimlik kontrolü yaptıktan sonra Bulmuş'a 'Sen bizimle geleceksin' der. Ahmet'i arabaya bindirip götürürler. Radyo tamircisi arkadaşı olaya tanık olur. Bu tarihten sonra Bulmuş'tan bir daha haber alınmaz" dedi.

Birkaç gün sonra İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz'ün Bulmuş'un evinde arama yaptırdığını fakat bir şey bulmadıklarını aktaran Ormanlı, "Daha sonra Eşi Fatım'a, 'eşini götürdük, misafirimiz oldu, üç dört güne bırakacağız, sen bize evde ne sakladığını göster' der. Fatım, hiçbir şey saklamadıklarını söyleyince de tartaklanarak fiziksel şiddete maruz kalır. Jandarma ve polisler tarafından ev birkaç kere daha baskına uğrar. Gündüz vakti evin avlusuna el bombası atılarak ev tahrip edilir. Bunun üzerine ev sahibi Bulmuş ailesini evden çıkartır. Fatım, bu olaydan 3 gün sonra dilekçeyle ilgili mercilere başvurur ancak başvurusu yanıtsız kalır. İsmini vermek istemeyen ve aileye ulaşan bir kişi, 'Ahmet Bulmuş'la birlikte gözaltındaydık, gözlerimiz bağlıydı ama sesimizden birbirimizi tanıdık' diyerek aileye haber verir" ifadelerini kullandı.

1996 yılında Silopi'de bir kuyuda 6-7 kişinin cenazesine ulaşılması üzerine eşi Bulmuş'un olay yerine gittiğini hatırlatan Ormanlı, hikayeyi şu sözlerle tamamladı: "Fatım Bulmuş, cenazeler çıkartılırken bir çuvalın içinden çıkan ve kafası kesilmiş bir cenazenin üzerindeki kıyafetlerden eşini teşhis eder ancak korktuğu için şikayette bulunmaz. Silopiya Belediyesi kuyudan çıkan cenazeleri toplu olarak kimsesizler mezarlığına defneder. Daha sonraki yıllarda Şırnak'ın Cizre ilçesinde bulunan BOTAŞ kuyularında yapılan kazılarda bir insan ait kafatası bulunması üzerine, Bulmuş'un ailesi Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına yeniden başvuruda bulunur. Ailenin başvurusu üzerine 2009 yılında soruşturma başlatılır. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, aileye üç ay içinde DNA eşleşmesi için kan örneği vermesi için çağrılacaklarını belirtir. Ancak aradan 4 yıl geçmesine rağmen savcılık tarafından aileye DNA örneği verilmesi ile ilgili herhangi bir çağrı yapılmaz. Savcılık tarafından yalnızca Ahmet Bulmuş'un oğlu Vedat Bulmuş ile 2 tanığın ifadesi alınır. İfade işlemlerinden sonra savcılığın yürüttüğü soruşturma kamu davasına dönüşmüştür. Ancak dava ile ilgili yürütülen yargılamadan bir sonuç elde edilmez."

Açıklama, oturma eylemiyle sona erdi.