26 Eylül 2024 Perşembe

'Devlet, kamusal hizmet olan eğitimi vermekle yükümlüdür'

İHD İstanbul Şubesi, hükümetin eğitim politikaları nedeniyle eğitimin kamusal hizmet olmaktan çıkarıldığını belirtti, "Parasız, nitelikli, bilimsel, eşit bir eğitim anayasal haktır ve devlet, kamusal hak olan eğitim hizmetini vermekle yükümlüdür" dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Eğitim Hakları Komisyonu, iktidarın eğitim politikalarına ilişkin açıklama yaptı.

Türkiye'de genç nüfus oranının yükseldiğini belirten İHD, bu nedenle kamusal hizmet alanlarından olan eğitimin üzerinde durulması gerektiğini kaydetti.

Eğitim sisteminin, yıllardır sürdürülen politikalar nedeniyle sorun yumağı haline geldiğine dikkat çekilen açıklamada, kamu hizmeti olan eğitimin, niteliğinin artmadığını aksine piyasalaştırıldığı kaydedildi. Böylece kamu alanlarının daraltıldığını ve kamusal hizmete erişimde nitel ve nicel düşüş yaşandığı ifade edildi.

'EĞİTİMİN BEDELLİ OLDUĞU TOPLUMUN HAFIZASINA İŞLENMEYE ÇALIŞILIYOR'
Açıklamada şunlar kaydedildi: "Devlet, kamu hizmeti olan eğitimi özelleştirerek bu sorumluluğundan uzaklaşmaktadır. Bu durumda eğitimin niteliği ve eğitimde fırsat eşitliği de ağır darbe almakta, devlet okulları ve özel okullar kıyaslamasında devlet okullarının gittikçe niteliksizleşen eğitimi karşında, nitelikli eğitim verdiğini savunan özel okullara rağbet artmaktadır.

Fakat içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar dolayısıyla bu okullar iflas etmekte, örneğin Doğa Kolejinde öğretmenler aylarca ücretlerini alamamakta,  İstanbul'da kapanan Devri-Âlem Eğitim kolejinin kapanmasıyla öğrenciler ders yılı ortasında eğitimlerinin aksamasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Diğer özel okullara ve devlet okullarına yönlendirilen çocukların psikolojik durumları ve uyum süreçleri hesaba katılmamakta, eğitimin bedelli olduğu toplumun hafızasına işlenmeye çalışılmaktadır."

Parasız, bilimsel, nitelikli bir eğitimin anayasal hak olduğu vurgulanan açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı: "Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, Türkiye'de 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde 54 bin 732 resmi, 13 bin 679 özel okul öğretim faaliyetlerine katıldı. 2003'te özel okulların resmi okullara oranı yüzde 2 iken, 2019'a gelindiğinde bu oran yüzde 25'e yükseldi. 2002-2003 eğitim ve öğretim yılında özel okullarda kayıtlı öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranı yüzde 1 iken, geçen 17 yıl içinde 8 kat artarak yüzde 8.2'ye ulaştı. Bu rakamlara bakarak eğitimin gittikçe piyasalaştığı ve ticarileştiği görülmektedir."

"Eğitimdeki eşitsizliklerin gelecekte önemli olumsuz sosyal, siyasal, ekonomik sorunlar doğuracağı öngörülebilen bir tablodur" denilen açıklamada, Ekonomik ve Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 13. Maddesi hatırlatıldı. 

'DEVLET, KAMUSAL HAK OLAN EĞİTİM HİZMETİNİ VERMEKLE YÜKÜMLÜDÜR'
Türkiye'nin de bu sözleşmenin imzacıları arasında yer aldığını ve  parasız, nitelikli, bilimsel ve eşit eğitimi yaygınlaştırmakla yükümlü olduğunu hatırlatan İHD, "Piyasa koşullarında verilen eğitimin, yaşadığımız son olaylarla hem öğrenci hem de öğretmenler açısından olumsuz sonuçlandığı görülmüştür. En temel kamu hizmeti olan eğitim, piyasaya devredilemez; eğitim hakkı sekteye uğratılamaz. Parasız, nitelikli, bilimsel, eşit bir eğitim anayasal haktır ve devlet, kamusal hak olan eğitim hizmetini vermekle yükümlüdür."