26 Eylül 2024 Perşembe

Asya Meryem Behrengi yazdı | Aşkla, tutkuyla...

Mahabat devleti on bir ay yaşadı, Rojava devrimi on bir yıldır ayakta. Emperyalist devletlerin kuşatması, halkların birlik ve dayanışmasıyla, bölge devrimleriyle aşılacaktır. Bugün Bakûr'da ve Rojhilat'ta isyanlar yeni devrimlere gebedir. Özgür ve sosyalist bir Kürdistan için savaşan sosyalist yurtseverlik çizgisinin tutkulu militanları Baranlardan, Ahmetlerden aldıkları ateşi yaymaya devam ettikçe sömürgeci rejimler başarılı olamayacaklar. Qazî Mihemed gibi aşkla devrim toprağına sarılma sorumluluğu Kürdistan'ın komünistlerinin omuzlarındadır.

1946'nın güneşli kış sabahı, kasalardan bozma mütevazı bir kürsüde kısa boylu ince sesli ve etkileyici bir lider tarafından ilan edilen Mahabat Kürt Cumhuriyeti yirminci yüzyılın ilk Kürt devleti olarak tarihe geçti. Halkının sarsılmaz güvenini ve saygısını kazanan bu lider ülkenin kadısı Qazî Mihemed'ti. Konuşmasının başında üzerinde olan kadılık hırkasını çıkarıp ölene kadar giyeceği sovyetlere özgü askeri forma ve başında beyaz sarığıyla kaldığında, yeni bir dönemin başladığını göstermiş oldu. Uzun yıllara yayılan çabaların sonucu ilan edilen bağımsız Mahabat Cumhuriyeti bir yıldan az süren ömründe koca adımlar atarak umutla gelişti. Emperyalist kuşatma altında sömürgeci İran rejiminin pençesinde son bulana kadar hem Mahabat hem de efsanevi lideri Qazî Mihemed tarihe unutulmaz izler bıraktı. Kuruluşundan sadece on dört ay sonra cumhuriyetin ilan edildiği Çarçıra Meydanında idam sehpasına çıkan Qazî Mihemed, halkına birlik, dayanışma ve mücadele vasiyeti bırakırken 31 Mart 1947'de bir bahar günü sömürgecilere boyun eğmeden devrim topraklarında ölümsüzleşti.

Adaletli, vicdanlı, öngörülü, derin birikimi olan aydın bir liderdi Qazî Mihemed. Kişiliğine işlediği erdemleriyle tanınırdı. Birbirinden farklı görüşteki insanları etrafında toplamayı başardı, dost Azeri halkıyla ilişkiler geliştirdi. Halkını, sömürgeci rejime karşı bağımsız ve demokratik bir Kürdistan gerçeğine inandırdı ve örgütledi. Onun bugünün devrimcilerine, Kürdistan'ın sosyalist yurtseverlerine bıraktığı en büyük miraslardan birisi zafer için tutkulu bir devrimciliğin zorunluluğu oldu. Onu etkileyici ve sürükleyici kılan, diğerlerinden daha öne çıkaran yanı sarsılmaz bir inançla yaşamasıydı. Küçük bir ülkede gerçekleşen ve sosyalizm yolunda ilerleyen bir devrimi savunmak için son nefesine kadar mücadelesini sürdürürken halkında ve dostlarında bu tutkusu sayesinde derin izler bıraktı. Mahabat'ın kuruluşu ve savunulması için Kürt aşiretlerinden Azeri halkına kadar geniş bir kesimde birleştirici bir rol oynadı.

Yarım asırdan fazla zaman geçmişken bu kez bir başka parçada patlak veren devrim, Qazî Mihemedlerin izinden yürüyen komünistlerin kan ve can bedeliyle varlığını koruyor. Emperyalist kuşatmanın ortasında sömürgeci devletler eliyle hedef alınan komünist önderler, Rojava Devriminin sosyalizm fikriyle buluşması için aynı tutkuyla mücadele ettiler. Baran Serhat ve Ahmet Şoreş yoldaşlar Kürdistan'ın komünist önderleri olarak sarsılmaz bir inanç ve özgürlük isteğiyle dolu dolu yaşadılar.

Baran Serhat yoldaş, ideolojik değerleri bayraklaştırması, şehitlere bağlılığı sosyalizm mücadelesinin kalesi yapması, devrimci romantizmle hayatın her alanına sınıf mücadelesinin bilincini işlemesiyle tanınırdı. O, karşısındaki her bir insana devrimle dolu yürek atışlarını hissettirecek kadar etkileyici, sürükleyici, birleştirici bir önderdi. Sosyalizm ateşini yayacak sayısız 'ateş dağıtıcıları' yetiştirdi. Baran Serhat fideliği büyürken, Baran yoldaştan devraldığı görev ve sorumlulukla, tutkusunu büyütüp yola devam etti Ahmet Şoreş. Bir insanı omzundan tutup sarmakla, kolundan tutup saflara çekmekle anlatılır, Ahmet yoldaşın ideolojik mücadelede ısrarı. Tasfiyeci saldırılar altında bir devrimin varlık anlamını korumak, onu savunmanın, büyütmenin sosyalizme ulaştırmanın zorunluluğunu her bir insana kavratabilmek için yorulmadan çabaladı. Sakınmasızca en önde koşmadığı askeri hamle kalmadı, görmediği devrim parçası yoktu. Sadece savaşın fiili anında değil yaşamın kendisine tutkuyla sarıldı Ahmet yoldaş. Bir voleybol oyununu da aynı kazanma isteğiyle oynadı, bir yazıyı da aynı coşkuyla yazdı. Yenilenlere değil pes edenlere kızdı hep. Kendisiyle yetinmedi, her bir yoldaşında, temas ettiği her bir insanda bu tutkuyu yaratabilmek için ısrarcı oldu. Devrimi savunmak, sosyalizm için mücadele etmek lafzi değildi onlar için. Devrimcilik tutkusuyla özgürlük aşkıyla dolu yaşadılar. Bu yüzden sömürgeci Türk devletinin saldırılarının hedefinde oldular.

Sömürgeci devletler, Kürdistan'ın parçalarını birbirinden kopardıkları gibi bu parçalardaki tüm devrimci ve demokratik hareketleri tasfiye etme çabasındalar. Dün Mahabat'ta olduğu gibi bugün Rojava'da da sosyalizm yürüyüşünü durdurmanın peşindeler. Ancak ne dün İran rejiminin idam sehpaları bu yürüyüşü durdurdu ne bugün Türk devletinin bombaları, uçakları durdurabilir. Suriye rejiminin zindanları da korkutamaz, ihanetin ve işbirliğinin bataklığında sürüklenenler de komünistleri yolundan çeviremez.

Mahabat devleti on bir ay yaşadı, Rojava devrimi on bir yıldır ayakta. Emperyalist devletlerin kuşatması, halkların birlik ve dayanışmasıyla, bölge devrimleriyle aşılacaktır. Bugün Bakûr'da ve Rojhilat'ta isyanlar yeni devrimlere gebedir. Özgür ve sosyalist bir Kürdistan için savaşan sosyalist yurtseverlik çizgisinin tutkulu militanları Baranlardan, Ahmetlerden aldıkları ateşi yaymaya devam ettikçe sömürgeci rejimler başarılı olamayacaklar. Qazî Mihemed gibi aşkla devrim toprağına sarılma sorumluluğu Kürdistan'ın komünistlerinin omuzlarındadır. Tutkulu bir sosyalizm militanlığı, tasfiyeci dalgayı da emperyalist kuşatmayı da yıkıp geçecektir. Qazî Mihemed'in sömürgeci İran rejiminin ordusuna hitaben yolladığı bir mektupta kullandığı Firdevsi'nin dizeleri şehadetinin yıl dönümünde Kürdistan'ın sosyalist yurtseverlerinin kulağına küpedir:
"Ülkeyi düşmana bırakmaktan daha yeğdir
Bizim bir bir öldürülmemiz."