28 Eylül 2024 Cumartesi

Yılmaz İnci yazdı: Kapitalist virüse karşı dayanışma ağları

Unutmayalım, çocuğuna bez alamayan, evine ekmek alamayan, kirasını-faturasını ödeyemeyen bir ailenin yaşadıklarını. Dün tek tek "intiharların" eşiğine gönderiliyorduk, bugün ise kol kola ölüme gönderilmek isteniyoruz. Bir avuç asalak son teknoloji önlemlerle saraylarında-villalarında yaşasın diye ezici çoğunluk olan milyonlar ölmemeli! Bu "kapitalist" virüse karşı dayanışma ağları sarıp sarmalasın her bir yanı.

"Dayanışma ezilenlerin inceliğidir" Che

Dünyanın her yerinde her gün yeni ölüm haberleri geliyor. Yakın tarihte sınıfsal çelişkilerin bu kadar keskinleştiği bir an olmamıştı.

Egemenlerin bizlere anlattığı bireysel çözüm yollarıyla bu sorunu çözemeyeceğimiz aşikar. Çünkü yaşanan düpedüz toplumsal bir sorundur. Toplumun ezici çoğunluğu olan emekçiler ortak bir bilinçle hareket ederse çok daha olumlu sonuçlar alınacaktır.

İşte buradan başlayarak toplumsal örgütlülüğü geliştirmeye yönelik en önemli araçlardan biri şu sıralar İstanbul ilçelerinde hızlıca yayılıyor: Dayanışma Ağları. Kadıköy, Beşiktaş, Üsküdar, Gazi, Nurtepe, Okmeydanı gibi yerlerde kurulan, Şişli, Maltepe, Ataşehir, Bahçelievler gibi yerlerde kurulma girişiminde olan ve daha bir dizi ilçede tartışmaşılan dayanışma ağları kısa sürede ciddi mesafe kat etti.

Dayanışmaya ihtiyaç duyanlara gösterilen hassasiyet ile ortaya çıkan dayanışma ağları döneme uygun farklı tarzda toplumsal örgütlenmeyi güçlendiren en önemli araç. İçerisine çeşitli demokratik kurumlardan bireylerin, bağımsızların ve kısaca dayanışmak isteyen herkesin yer alacağı geniş örgütlenmeler ağı olarak kuruluyor.

Eğer sizin yaşadığınız kentte veya ilçede Dayanışma Ağı yoksa, kurmak çok kolay. Kendi çevrenizde dayanışma çalışmalarına katılabilecek kim varsa bir whatsapp grubu kuruyorsunuz. Grubun kaç kişiden oluştuğunun önemi yok. Sonra kentte bulunan demokratik kurum vs. çağrı yapıyorsunuz. Gelenlerle sosyal medya hesapları açarak yaşam alanıza çağrılar yapmaya başlayarak ilerliyorsunuz. Her insanın yapabileceği çok fazla şey var. İyi bir koordine ile hareket başlar. Zaten meclisler gibi yatay örgütlenme olarak ilerliyor. Yeter ki bir araya gelelim. Zaten çok kısa bir sürede sayınız hızlıca artacaktır. Çünkü bu halkın dayanışmaya ihtiyacı. Şu ana kadar kurulan Dayanışma Ağları böyle kuruldu ve büyümeye devam ediyor.

Kadıköy'den başlayan ancak giderek diğer emekçi semtlere yayılan dayanışma ağları, sofrasındaki bir ekmeği ikiye bölmek isteyen ve diğer yarısına ihtiyacı olan kişileri tespit etmeye çalışıyor. Whatsapp ve sosyal medya ağlarına gelen bildirimleri değerlendirerek harekete geçiyor. Kimisinin ekmeğe ihtiyacı oluyor, kimisi yok yere işten atılmış hukuki bir yardıma ihtiyaç duyuyor, kimisi dışarı çıkamıyor alış-veriş yapılmasını veya ev hayvanın gezdirilmesini, kimisi de çocuğunun online ders çalıştırılmasını istiyor. Çok sayıda farklı yerlerde bulunan nitelikleri bir araya getiriyor dayanışma ağları.

Gezi direnişinde de güzel örnekleri görülen insanlığın doğasında yer alan komün tarzı yaşam kültürü de ağlarla geliştirilmeye çalışılıyor. Emekçi semtlerde fırınlarda ve marketlerde askıda ekmek-gıda uygulaması çalışmaları yayılmak isteniyor. Yani fazlası olan paylaşacak, ihtiyacı olan alacak. Bir semtte örneğin bir fırına veya markete gittiğinizde, 3 ekmek alıyorsa 4 ekmek alıp birini askıya bırakacak. İhtiyacı olan biri geldiğinde o ekmeği evine götürecek. Veya bir marketten 5 paket makarna alıyorsa, 7 paket alıp 2'sini askıya bırakacak.

Toplumsal dayanışma biçimini de geliştirecek olan bu ağlar örneğin Kadıköy ve Beşiktaş gibi orta halli insanların yaşadıkları bölgelerde toplanan yardımları Gazi, Okmeydanı gibi emekçi semtlere taşınması gibi örnekler yaşandı, bu dayanışmanın daha da büyümesi bekleniyor. 

Dayanışma ağları aynı zamanda toplum sağlığını da korumaya çalışıyorlar. Eğitimli olan sağlık emekçileri eşliğinde bazı küçük görseller ile veya dolaşarak kendi mahallesinde duruma dair farkındalık yaratmaya çalışıyor. Evet kent merkezleri boş ama emekçi semtlerde insanlar mecburen sokaklarda. Bankaların önlerinde yığınaklar oluşuyor. Buralarda sosyal mesafeyi korumak için şerit çalışması yapılıyor. Yine bunun yanında başta sağlık emekçilerine maske ve eldiven konusunda yardımcı olmak ağların hedefleri arasında.  

65 yaş üstü kişilerin market alışverişlerini yapmak, varsa evlerinde evcil hayvanlarını gezdirmek, dışarıda mecburi görülmesi gereken ne ise işlerde dayanışma içinde olunmaya çalışılıyor.

Okulların tatil olmasından kaynaklı çok sayıda çocuk evlerinde. Lise sınavları henüz ertelenmediği için derslerine evde devam ediyorlar. Ağlarda bulunan eğitimcilerle çocuklara e-ders verilmesi planlanıyor.

Uzun süreli evde kalmanın toplumdan uzaklaştırılmanın sonucu birçok insanda psikolojik rahatsızlıklar görülmeye başladı. Dayanışma ağlarının içinde bulunan psikologlar ile ihtiyaç duyan herkese e-psikolog olanakları yaratılmak isteniyor. Bu dönemde kadına ve çocuklara yönelik erkek şiddetinin artacağı öngörüsüyle kadınlarla dayanışmak için özel çalışmalar planlanıyor. 

Örgütsüz olan toplumun algıları bu kadar açık olduğu bir durumda dayanışma ağları ile örgütlü hale getirebilme zemini oldukça güçlü. Ezilenlerin bu dayanışmasının önünde hiçbir engel, kaygı yok. Kapitalizmin geliştirmek istediği "her koyun kendi bacağından asılır" bireyciliğinin karşısında dayanışmayı kolektivize etmek gelecek inşasında oldukça önemli.

Yerellerin öz örgütlülüğü olarak gelişen dayanışma ağları sadece maddi dayanışmanın ötesine geçebilirse kendi varlık sebebine daha çok yaklaşacaktır. Çünkü yaşanan sorunumuzu bütün bu değerli maddi dayanışmalar bir nebze hafifletse de esaslı bir çözüm kavuşturmayacağı açıktır ve esasen alınmak istenen sonuç da yalnızca kaba anlamıyla "dayanışmayı" pekiştirmek değildir.

Ücretli izin, faturaların ücretsiz olması, temel gıda ve sağlık maddelerinin ücretsiz olması taleplerini daha fazla yükseltmelidir. Emekçi semtlerde bulunan atölyelerde "yaşamak için yaşam grevlerini" örgütlemelidir. Her gün emekçileri bile bile ölüme gönderenlere, verilecek en büyük cevap "grev" olacaktır. Zorla ücretsiz izne ayrılanları döneme özgün yan yana getirerek haklarını söküp almaları için el ele vermelidir.

Her akşam semtlerde belli bir saatte, ses çıkarma eylemleri, yapılan eşitsizlikleri protesto etmek için belirli bir renkte bez asma, camlara talepleri yazan yazılar asma gibi eylem biçimlerini dayanışma ağları örgütleyebilir.

Unutmayalım, çocuğuna bez alamayan, evine ekmek alamayan, kirasını-faturasını ödeyemeyen bir ailenin yaşadıklarını. Dün tek tek "intiharların" eşiğine gönderiliyorduk, bugün ise kol kola ölüme gönderilmek isteniyoruz.

Bir avuç asalak son teknoloji önlemlerle saraylarında-villalarında yaşasın diye ezici çoğunluk olan milyonlar ölmemeli! Bu "kapitalist" virüse karşı dayanışma ağları sarıp sarmalasın her bir yanı.