28 Eylül 2024 Cumartesi

Türk devletinin saldırılarına karşı Rojava halkıyla dayanışma çağrısı

İstiklal Caddesindeki bombalı katliamın ardından Rojava'yı hedef alan açıklamalarda bulunan Türk devleti dün akşam itibariyle Rojava'ya yönelik hava saldırısı başlattı. Türk devletinin saldırılarına ilişkin açıklama yapan TEV-DEM, PYD, YPJ, Özerk Yönetim ve KNK, Kürt halkının direneceğini kaydetti ve kamuoyuna dayanışma çağrısı yaptı.

İşgalci Türk devletine ait savaş uçakları dün geceden bu yana Rojava'yı bombalıyor. TEV-DEM, PYD, YPJ, Özerk Yönetim sözcüleri ANF'ye değerlendirmelerinde ve KNK ise yazılı açıklamasında Türk devletinin Kürdistan'daki yenilgisini hazmedemediğini ve saldırının planının İstiklal saldırısıyla devreye konduğuna dikkat çekti. Kürt halkının köyünü terk etmeyeceğinin ve her alanda kendini savunacağına dikkat çekilirken, kamuoyuna dayanışma çağrısı yaptı.

TEV-DEM: SENARYO İSTANBUL'DAKİ SALDIRIYLA DEVREYE KONDU
TEV-DEM Eşbaşkanı Ruken Ehmed, Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük yoğun hava saldırılarının Türk devletinin iç siyasette yaşadığı çaresizlikten dolayı başlattığını kaydetti. Şehba'dan Kandil'e kadar yoğun hava saldırıları düzenlendiğini belirten, Ehmed "Şehba, Kobanê, Zirgan, Dêrik, Kandil'e kadar yapılan bombardıman Türk devletinin iç siyasette yaşadığı krizi örtbas etme çabasıdır. Bu saldırılar Türk devletinin çaresizliğini gösteriyor. Yaşadığı tıkanmayı Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırılarla aşmak istiyor. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye'yi yoğun bir şekilde bombalayan Türk devleti saldırı senaryosunu İstanbul'daki patlamayla devreye koymuştu. Türk devleti önündeki seçimlerde sonuç almak, bu toplumun bir yüzyılını daha kaybettirip kaotik durumu daha da derinleştirmek için böylesi saldırıya başvurdu. Türk devleti bu bombardımanlarla bunu yapmayı amaçlıyor" dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye halklarının baskıcılığa karşı özgürlük eylemlerinin onları daha da saldırganlaştırdığı vurgusunda bulunan Rûken Ehmed, şöyle konuştu: "Kuzey ve Doğu Suriye bu dönemde gerillayı en üst düzeyde destekledi. Kürdistan gerillasına karşı kullanılan kimyasal saldırılara karşı Kürt, Arap, Türkmen, Çerkez, Süryani ve Ermeni halkları sürekli meydanlarda eylemdeydi. Gerillaya karşı saldırıları kınayarak gerilla direnişine desteğini dile getirdi. Yine Önder Abdullah Öcalan'a dönük ağırlaştırılmış tecride karşı eylemdeydi. 25 Kasım Dünya Kadına Şiddet Gününe ilişkin de eylemler başlatmıştı. Baskı zihniyetine karşı eylemleri kendisi için korku gören Türk devleti, doğaya ve tüm canlılara karşı her türlü baskıcı yöntemleri kullanıyor."

'GÖÇ YOLLARINA DÜŞMEK YERİNE DURDURALIM'
Rûken Ehmed, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına seslendi ve şu çağrıyı yaptı: "Türk devleti sıkışmış durumdadır. Çünkü Kürt halkıyla birlikte dostları da alanlarda. Bu saldırıları boşa çıkarmak için yarın değil bugün harekete geçmeliyiz. Toplumumuz bilmelidir ki yarın çok geç olur. Halkımız bombardıman yüzünden göç yollarına düşmek yerine hepimiz meydanlara akın ederek bu saldırılara göz yuman güçleri Türk devlet saldırılarını durdurmaya mecbur bırakalım. TEV-DEM olarak tüm kurumlarımızla Kuzey ve Doğu Suriye halklarına dönük saldırıları kınayarak harekete geçtik" çağrısında bulundu.

PYD: SOYLU'NUN KOMPLOYU NASIL TASARLADIĞI BİLİNİYOR
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Muslim de "İstanbul komploları tutmadı, hedeflediği hiçbir şey olmadı. Dünya, Soylu'nun nasıl bu komployu tasarladığını biliyor" dedi. Muslim, İstanbul senaryoları tutmayan Türk devletinin Kürtleri korkutmak için bu saldırıları düzenlediğine işaret ederek, şöyle devam etti: "Planları tutmadığından DAİŞ gibi terör savuruyorlar. DAİŞ nasıl herkesi korkuttuysa o da bu savaş uçaklarıyla Kürt halkını korkutma peşinde. Türk faşizmi her zaman bütün Kürtleri düşman gösteriyor. Terörizm saldırılarıyla Kürdistanı boşaltmak istiyor. Saldırarak bunları gerçekleştirme peşinde. Bu da bunun bir halkasıdır. Özellikle söyledik ya Türk faşizmi can çekişiyor. Delirmiş durumda ne yapacağı belli değil. O yüzden her şeyi yapabilir."

'HERKES KENDİNİ YERİNDE SAVUNMALIDIR'
Kürtlerin şehirlerini, köylerini boşaltmayacağını söyleyen Müslim, dört parça Kürdistan'da Kürtlerin kendini savunacağını kaydetti. Kara işgalinin başlayıp başlamayacağını bilmediklerini söyleyen Müslim, başladığı takdirde de Kürtlerin meşru savunma temelinde elinden geleni yapacağını da kaydetti. Müslim, Kürdistani güçlere ve dünya kamuoyuna şu ifadelerle seslendi: "Bütün dünya Türk devletinin Kürt halkına vahşice saldırmasına görmeli ve ses çıkarmalıdır. Türk faşizmi böyle bırakılırsa herkes için tehlikelidir. Kürdistani güçler olarak herkes muhakkak kendi yerinde kendini savunmalıdır. Dayanışma içerisinde olmalı ve birlikte hareket etmelidir."

KNK: TÜRKİYE ABD VE KÜRESEL KOALİSYON'UN İZNİ OLMADAN BU SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİREMEZ
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Yürütme Konseyi de yazılı bir açıklama yayımladı. AKP-MHP rejimi ve Soylu'nun İstanbul saldırısını YPG, YPJ, PKK,SDG reddetmesine rağmen ısrarla bu yalanı sürdürdüğüne dikkat çekti. İktidarın Kürdistan'daki yenilgisini dağıtmak için Kürtlere karşı yoğunlaştırdıkları savaş için bir gerekçe sağlamayı umduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin başta ABD olmak üzere DAİŞ'i yenmek için Küresel Koalisyon'un onayı olmadan bu saldırıları gerçekleştiremeyeceğinin altının çizildi. Açıklamada, "Eğer DAİŞ'le Mücadele Küresel Koalisyonu bu yasadışı savaşa karşıysa, üyeleri derhal ekonomik, siyasi, diplomatik ve hukuki tedbirler yoluyla Türkiye'yi uluslararası hukuka uymaya zorlayacak güçlü adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye'nin Kürt halkına ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki diğer halklara yönelik devlet terörünün sonuçlarının sorumluluğunu da üstlenmiş olacaklardır.

Bu nedenle Birleşmiş Milletler, DAİŞ'le Mücadele Küresel Koalisyonu, Avrupa Birliği ve ABD'ye, ortaklarını yasal yükümlülüklerine uymaya zorlamaları çağrısında bulunuyoruz."

YPJ: 25 KASIMA GİDERKEN SALDIRI TESADÜF DEĞİLDİR
Kadın Savunma Birliği (YPJ) Sözcüsü Ruksen Mihemed, Türk devletinin kadın devrimi olarak ün salan Rojava devrimine karşı tahammülsüzlüğüne dikkat çekti. 25 Kasım yaklaşırken gerçekleşen saldırının tesadüf olmadığını belirten Mihemed, "Jin Jiyan Azadî sloganı bir paradigma, bir felsefedir. Özgür bir fikri temsil ediyor. Başta Kürt kadınları olmak üzere kadınlar özgür, demokratik ve eşit bir yaşam için her an mücadele ve direniş halindeler. Rojhilatê Kurdistan başta olmak üzere tüm kadınlar hakikat için mücadele ediyor ve boyun eğmiyor. Kadının bu mücadele ve direnişine, temsil ettiği hakikatine, özgürlük ve insanlık mücadelesine karşı faşist Türk devleti ataerkil zihniyeti ile dünya kadınlarına örnek olan ve yankı yapan Rojava devrimini yok etmek istiyor."

Ruksen Mihemed, bölge halkına, Orta Doğu ve dünya halklarına, dostlara şu şekilde çağrıda bulundu: "Herkes alanlarda olmalı, ayaklanmalı, haykırmalı. Bu saldırılara karşı özellikle kadın ve gençler alanlarda cevapları güçlü olmalı. Rojava devrimi değerlerinin korunması için tek ses, tek yumruk alanlara çıkalım."

İşgalci Türk devletinin bölgeyi boşaltmak ve bölge halklarını korkutmak için saldırdığına dikkat çeken Ruksen Mihemed, saldırılara karşı mücadeleyi yükseltme vurgusu yaparak, kadın kazanımlarını yok etmek isteyen saldırılara karşı Devrimci Halk Savaşı ile intikam ve tavır almaya çağırdı.

EHMÊ: BAHANELERLE SALDIRIYI MEŞRULAŞTIRMA PEŞİNDELER
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sözcüsü Lokman Ehmê, Türk devletinin içeride yaşadığı krizi örtbas etmek için sürekli saldırdığının altını çizdi. Ehmê, "Önce planlarını yapıyorlar, sonra saldırılarını devreye koyuyorlar. MİT şefi Hakan Fidan'ın 2014 yılında 'Kuzey ve Doğu Suriye'ye karşı savaş başlatmak için gerekirse diğer tarafa iki kişi gönderir, Türkiye sınırına roket attırır; saldırı bahanesi üretirim' söylemlerini hatırlarsak bunu daha iyi anlarız. Böyle bahaneler yaratarak saldırılarını meşrulaştırma peşinde" dedi.

'SURİYELİ AŞİRETLERİN ÖZERK YÖNETİME DESTEĞİNİ ENGELLEMEYİ DE AMAÇLIYORLAR'
Saldırıları "DAİŞ'in intikam hamlesi" olarak değerlendiren Ehmê, saldırıların bir diğer hedefinin ise Suriyeli aşiretler toplantısı olduğuna işaret etti, "Bu saldırılar Hesêkê'de gerçekleşecek olan Suriyeli Aşiretler toplantısında Özerk Yönetime desteğin engellenmesi olarak da görülmelidir. Bu toplanmanın da önünü almayı hedeflediler. Ama amaçlarına ulaşamayacaklar; bugün aşiretler toplanarak Özerk Yönetime ve askeri güçlerine desteklerini dile getirecektir" dedi.

'ŞAM HÜKÜMETİ VE SURİYE HALKLARI HAREKETE GEÇMELİ'
Şam hükümeti ve Suriye halklarına harekete geçme çağrısında bulunan Lokman Ehmê, "Bu saldırılar Şam hükümeti için de uyarı olmalıdır. Ülke açıklamalarla korunmaz, iradeyle korunur. Şam hükümeti QSD ile aralarında yaptıkları sınır anlaşmasına göre hareket ederek sınırları korumalıdır. Suriye halklarının tamamı da Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye merkezli Suriye'nin tamamına dönük işgal planlarına karşı durmalıdır. Tüm Suriye halklarının Türk devletinin işgal saldırılarına karşı tek tutum içerisinde olması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.