28 Eylül 2024 Cumartesi

Torba kanun teklifinin 20 maddesi kabul edildi

Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14. ile 20. maddesine kadar olan bölümü kabul edildi. Teklife yapılan tüm itirazlar yok sayıldı. Buna göre, Cemevleriyle ilgili işlemlerde belediyeler kaymakamlık ve valilikten izin alacak. Maden katliamlarını engellemek için alınacak gerekli ve basit önlemlerin yer almadığı teklifte, katliam sonrası ailelere verilecek "sus payı"nın içeriği ve tarihi yer aldı. İnşaat işçilerinin kölelik koşullarına ve gasp edilen hakları için düzenli olarak eylem yaptığı FMŞ'de bulunan şirketler yüzde 50 kurumlar vergisinden muaf tutulacağı gibi cumhurbaşkanına bu oranı yüzde 100'e çıkarma yetkisi de tanındı.

Meclis Genel Kurulu'nda, AKP'nin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü görüşüldü. Teklifin 14. maddesiyle başlayan görüşmelerde, teklifin 20. maddesine kadar olan bölümü kabul edildi. Yürürlük ve yürütme maddeleriyle birlikte 25 maddeden oluşan teklifin görüşmelerine bugün 21. maddeden devam edilecek.

Alevilerin tüm itirazlarına rağmen Cemevleri ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı torba kanun da belediyelerin, imar planlarını yaparken bölgenin şart ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak cemevlerine yer ayrılması ve cemevi yapılabilmesi için kaymakam ve validen izin alması şartı koşuyor. Yine Alevlerin "rüşvet" olarak tanımladıkları Büyükşehir Belediyeleri cemevlerinin yapım, bakım ve onarımını yapması ve malzeme desteği sağlaması da maddeler arasında yer aldı.

İnançlarının kültür olmadığının altını çizen Alevilerin itirazlarına rağmen kanunla birlikte il özel idarelerinin; il sınırları içinde mabetler, kültür ve tabiat varlıkları, tarihi doku ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekanlar ile cemevlerinin yapım, bakım ve onarımı yapılacak. Teklifte; belediye ve bağlı kuruluşlar tarafından verilen indirimli veya ücretsiz içme ve kullanma suyu imkanının, cemevlerine de tanınmasına ilişkin düzenleme yer aldı.

TTK'ya bağlı Amasra madeninde gerçekleşen katliamın ardından eklenen maddelerle kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş cinayetlerinde sigortalının, genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borçları terkin edilecek ve ölüm tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmadan hak sahiplerine aylık bağlanacak. Katledilen madencilerin ailelerine "sus payı" olan bu teklife göre, bu şekilde bağlanan aylıklara ilişkin primlerin eksik olan kısmı, Hazine ve Maliye Bakanlığınca Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenecek. Gelir ve aylıkların hesaplanması ile hak sahiplerine paylaştırılmasında sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte olan kanun hükümleri esas alınacak. Ölen sigortalının anne ve babasına, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere "gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması" şartları aranmadan gelir ve aylık bağlanacak.

Maden işçisi katledildikten sonra ailesine verilecek "sus payı"nın tartışıldığı bu maddede maden katliamını önlemek amacıyla alınması gereken gerekli ve bir o kadar da basit önlemler ise tartışılmadı.

Öte yandan işçilerin haklarını gasp eden İstanbul Finans Merkezinde patronlar korumaya alındı. FMŞ'de çalışan işçilerin patronlar tarafından hakları gasp ediliyor, şehir dışından gelen işçilere parası ödenmediği gibi gece yarısı da kaldıkları kamplardan kapı dışarı ediliyor. İnşaat işçileri patronların gasp ettiği hakları için FMŞ'de neredeyse her hafta direniş örgütlüyor. Bunların yok sayıldığı kanun teklifinde, İstanbul Finans Merkezinde faaliyette bulunan şirketlerin, yurt dışından satın aldıkları malları Türkiye'ye getirmeden yurt dışında satmalarından (transit ticaret) ya da yurt dışında gerçekleşen mal alım satımlarına aracılık etmekten sağladıkları kazancın yüzde 50'sinden kurumlar vergisi alınmayacak.

Şirketlerin bu indirimden yararlanabilmeleri için elde ettikleri kazancı, vergi beyannamesi vermeden önce Türkiye'ye transfer etmiş olmaları, alım satımına aracılık yapılan malların satıcısı ve alıcısının Türkiye'den olmaması koşulları aranacak. Cumhurbaşkanı getirilen bu yüzde 50 indirimi yüzde 100'e çıkarmaya ya da sıfıra kadar indirmeye yetkili kılınıyor.