28 Eylül 2024 Cumartesi

TEV-DEM: Qamişlo katliamında yaşamını yitirenleri anıyoruz

Qamişlo katliamında yaşamını yitiren 37 kişiyi anan TEV-DEM, Suriye'deki krizin halen devam ettiğini belirterek, çözümün Özerk Yönetim modeli olduğunu vurguladı.

Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM), 12 Mart 2004 tarihinde Qamişlo'da Baas rejimi tarafından yapılan saldırılar sonucu yaşamını yitirenleri yaptığı yazılı açıklama ile andı.

"Qamişlo serhıldanının yıldönümünde tüm şehitlerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz" denilen açıklamada, "Baas rejimi ve şovenist bir kesim Kürt halkına yönelik komplolar devreye sokmuş, Kürt kimliğini Suriye’de yok etmeyi amaçlamışlardır. Bu amaç peşinde koşan kişiler, Kürt halkı ile Arap halkı arasına fitne tohumlarını ekmeyi de amaçlamışlardır. Ancak devreye konulan komplo boşa çıkarıldığı gibi, Baas rejimi ve bu şovenist kesimlere karşı isyana dönüştü. Öz gücüyle isyana kalkan halk, Suriye devlet yönetimini de Kürt halkını Suriye’nin temel bir bileşeni olarak kabul etmeye mecbur bırakmıştır" ifadelerine yer verildi. 

'SURİYE'DE KRİZ DEVAM EDİYOR'
Halkın tüm saldırılara rağmen boyun eğmediği ve mücadelesini sürdürdüğü belirtilen açıklamanın devamı şöyle:
"Örgütlenmeye başlayan halk, demokratik ve barışçıl protestolar gerçekleştirmiş ve yapılan protesto eylemlerinde rejim tarafından tutuklananların bir an önce serbest bırakılmaları çağrısı yapılmış, saldırılar kınanmıştır. Halkların demokratikleşme çağrılarını dikkate almayan Suriye devlet yönetimi sonrasında büyük bir iç krizin yaşanmasına neden olmuş ve son 9 yıllık sürecin sonunda ise Suriye’de; büyük bir yıkımın yanı sıra önü alınamaz ölümler ve göç yaşanmıştır. Suriye son 9 yılda dağılmayla karşı karşıya gelmiştir. Bu kriz halen devam etmektedir. Tam da böyle bir dönemde Kürtlerin Suriyeli olmadığını iddia eden Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, bundan sonra da halkların iradesini ve birliğini kıramayacak, halklar arasına fitne sokmaya çalışanlar da amaçlarına ulaşamayacaktır.

ÇÖZÜM DOĞRU VE İLKELİ SİYASETTE SAKLI
"Suriye devlet yönetimi topraklarının Türk devleti tarafından işgal edilmesine karşı da sessiz kalmıştır. Bunu herkes bilmektedir. Ne var ki, Suriye krizinin çözümünden kaçan Suriye devleti, halkların inşa ettiği Özerk Yönetim’i reddetmektedir. Bu da Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan ve teröre karşı mücadele eden bir halkın iradesini yok saymak anlamına gelmektedir. Suriye krizinin çözümüne hizmet etmeyen bu tür açıklamaların krizi derinleştireceği bilinmelidir. Yeni çelişkiler çıkarmaktan başka bir anlama gelmeyen bu tür açıklamalar, demokratik bir çözümün de yolunu kapamaktadır. Çözüm ise, doğru ve ilkeli siyasette saklıdır. Bunun için; tüm halkların haklarını tanıyan Özerk Yönetim projesi en uygun çözüm modeli olmaktadır. Terörü yok eden halkların özgür iradesini reddetmemin çözüm olmayacağı net olarak bilinmelidir."