28 Eylül 2024 Cumartesi

Suruç davası: Davutoğlu mutlaka dinlenmeli

Suruç katliamı davasında dosyanın tefriki sonrası firari sanıklar yönünden 3. duruşma görülüyor. Bali ve Büyükçelebi'nin yargılandığı davanın duruşması, pek çok baronun müdahillik talebiyle başladı. Söz alan Suruç aileleri maruz kaldıkları haksızlıkları dile getirdi. Mahkemenin failleri yargılamayı değil dosyayı kapatmayı dert edindiğini kaydeden aileler, katilleri kendilerinin mi mahkemenin mi bulacağını sordu. Aileler, "Çocuklarımız elimizden alındı, talebimizi dile getiriyoruz hakkımızda dava açılıyor" dedi. Suruç davası avukatları maddi gerçekliğe ulaşmak için dönemin başbakanı Davutoğlu'nun muhakkak dinlenmesi gerektiğini kaydetti. Katliamın aydınlanması konusunda kritik öneme sahip olduğu defalarca vurgulanmasına rağmen mahkeme Davutoğlu'nun tanık olarak dinlenmesi talebini yine reddederek, duruşmayı erteledi.

Suruç'ta 20 Temmuz 2015'te 33 Düş Yolcusunun DAİŞ çetesi tarafından katledilmesiyle ilgili firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin yargılandığı davanın 24. duruşması Urfa'daki Hilvan Hapishane Kampüsü Duruşma Salonunda görüldü.

Suruç ana davası 22 Ekim'de Ankara davasından tutuklu tek sanık Yakup Şahin'e ceza verilerek kapatılmış, Bali ve Büyükçelebi'nin dosyası tefrik edilmişti. Urfa T Tipi Hapishane Kampüsünde firari sanıkların yargılandığı davanın 3. duruşması öncesi çok sayıda avukat, Suruç yaralıları, tanıkları, aileleri bir araya geldi.

Suruç gazileri Çağla Seven, Yalçın Demir, Soner Çiçek, Suruç aileleri Sultan Yıldız, Mehmet Özkan, Feti Aydın, Rabia Özdemir; HDP Milletvekili Ayşe Sürücü, 10 Ekim Derneği, HDP Diyarbakır İl Örgütü, TİP Diyarbakır ve Urfa il örgütleri davada yer aldı.

Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarının yanı sıra Türkiye Barolar Birliği ve pek çok baro da davaya katıldı.

BAROLARDAN MÜDAHİLLİK TALEBİ
TBB Yöneticileri Ali Bayram ve Abdülbaki Çelebi, TTB adına müdahillik talebinde bulundu. Avukat Ali Bayram, "Biz TTB olarak destek olmak için buradayız" dedi. Suruç katliamına ilişkin adil bir yargılama talebinde bulunan Bayram, "Kamuoyunun vicdanını zedeleyen davalarda müdahillik talebinde bulunuyoruz. Suçtan zarar görmediği ve mağdur olmadığı gerekçesiyle talepler reddediliyor. Baroların öncelikli görevi insan haklarını savunmak, sonuna kadar takip etmek gerek ve bu baroların asli görevidir. CMK 232 maddesi gereğince bir meslek kuruluşu olarak davaya müdahillik talebinde bulunuyoruz" dedi.

Siirt Barosu Başkan Yardımcısı Serhat Siter de baro adına müdahillik talebined bulundu. Siter, "İnsan haklarını savunmak barolara verilmiş bir sorumluluktur, avukatlık yasası gereği müdahillik talebinde bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Adıyaman Barosu da müdahillik talebinde bulundu.

YILDIZ: MAĞDUR DA YARGILANAN DA BİZİZ
Katliamda eşi Cemil Yıldız'ı kaybeden Sultan Yıldız, duruşmalarda beyanları nedeniyle mahkeme heyetlerinin haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlattı. Düş Yolcularını her ay andıkları Kadıköy'deki Halitağa'nın yasaklandığını hatırlatan Yıldız, "Üzerimizde çok baskı var. Her seferinde aynı şeyleri söylüyoruz. İlhami Bali rahat bir şekilde bu ülkeye girip gezebiliyor. Biz uzak yerlerden geliyoruz, mağdur olan biziz yargılanan da biz. Tek talebimiz adalet" dedi.

AYDIN: MAHKEME SALONUNDA YÜZÜNE TÜKÜRECEK KATİL YOK
Suruç katliamında Çağdaş Aydın katledildi babası Feti Aydın ise yaralandı. Suruç gazisi Feti Aydın, katledilen 33 Düş Yolcusunu anarak sözlerine başladı. Katliamın üzerinden neredeyse 8 yıl geçtiğini hatırlatan Aydın, en az 18 saatlik yoldan gelerek adalet adalet aradıklarını söyledi. Silinen beş saatlik kamera görüntülerinin ortaya çıkmasını, patlamanın nasıl gerçekleştiğini ve kimin yardım ettiğinin ortaya çıkması, çantasından IŞİD bayrağı çıkmasına rağmen sakalı kesilerek Abdullah Ömer Arslan'ı kimin serbest bıraktığının ortaya çıkmasını istediklerini yineleyen Aydın, "İlhami Bali Konya'da bir hastanede tedavi oldu. Basından öğrendik bunu. Ankara'da MİT ile görüşüyor. Ankara ve Suruç katliamlarının sorumlusu olan bu kişinin bu kadar rahat dolaşmasını sorgulamamız normal değil mi" sorusunu yöneltti.

Tüm suçun Yakup Şahin'e atılarak sorumluların gizlendiğine dikkat çeken Aydın, "Tek başına mı yaptı bu katliamı? Kim yardım etti. Bunları sormak hakkımız değil mi? Benim hakkımda da dava açılmış, ben taleplerimi söylüyorum. Adalet talebimi bildiriyorum. 8 yıl olacak bunlar suç mu hakaret mi? Çocuklarımız elimizden alındı. Bu işe yardım ve yataklık edenleri 'adalet' yazan buradaki mahkemenin heyeti mi yargılayacak biz mi? Mahkeme salonunda yüzüne tükürecek katil yok. Adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımız geleceğin aydınıydı" dedi.

SEVEN: İLHAMİ BALİ TEKNİK TAKİPLE NASIL BULUNAMAZ
Suruç gazisi Çağla Seven, hayatının en karanlık döneminin Suruç katliamı olduğunu söyledi. Kapatılan dosyada önlerine beş kişinin getirildiğini belirten Seven, "Böldünüz çarptınız Yakup Şahin'e göstermelik ceza verdiniz. Yakup Şahin'in bombacısıyla kim iletişime geçti. Teknik takip yapan insanlar tespit edilmemiş, onların suçu yok mu? Kamu görevlileri yargılanmıyor. Hakkında yakalama kararı olmasına rağmen İlhami Bali Konya'da devlet hastanesinde tedavi görüyoruz. Şaşırmıyoruz! Siyasi iktidar ülkeyi kaosa sürükledi. Firari İlhami Bali teknik takiple nasıl bulunamıyor. Biz anma yapmak isterken gözaltına alınıyoruz. Burada hapishane kampüsünde silahların gölgesi altında derdimizi anlatmaya çalışıyoruz" dedi.

Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun IŞİD'liler için 'bir grup öfkeli genç' dediğini hatırlatan Seven, iktidarın bunun ekmeğini de çok yediğini kaydetti. Seven, "Buraya ısrarla geliyoruz. Siyasi sorumlular yargılanmadan bu dava açığa çıkamaz. İki polisin yargılanmasını talep ettik, reddedildi. Adalet istedik diye mağdur biziz. İlhami Bali ve ona yardım edenlerin suçu açığa çıkmadı. Siyasilerden, dönemin emniyet müdüründen, İçişleri Bakanlığından şikayetçiyim. Yargılama ancak böyle olur. Katillere ancak bu şekilde ulaşabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

ÖZKAN: KATİLE KATİL DEDİĞİMİZ İÇİN ZULÜM UYGULUYORSUNUZ
Oğlu Uğur'u Suruç'ta kaybeden Mehmet Özkan, 8 yıla yakındır adalet aradıklarını ancak bir arpa boyu yol katedemediklerini hatırlattı. "Silahlarla mağdur insanları mahkeme salonundan çıkarmaya çalıştılar. Katile katil dediğimiz için uyarıldık" diyen Özkan, bu nedenle hakkında soruşturma başlatıldığını anımsattı. Mahkeme heyetine "bize yaptığınız zulüm değil mi" diye soran Özkan, talepleri yineledi ve şöyle devam etti: "Her ayın 20'sinde Halitağa'da adalet istiyoruz. Bizim canımız yandı başka canlar yanmasın diye. Bu ay bize orayı da yasakladılar. Davutoğlu ifade vermezse, İlhami Bali yakalanmazsa bu ülkede katliamlar yaşanmaya devam edecek."

DEMİR: AMACIMIZ HALKLAR ARASINDA BARIŞTI
Suruç katliamı tanıklarından Yalçın Demir, Kobanê'ye gitme sebeplerinin halklar arasında barış olduğunu hatırlattı. Suruç şehitlerinin mezarlarına yönelik saldırıları, ailelerine baskıları ve Suruç yaralılarına, tanıklarına uygulanan baskıları aktardı.

ÖZDEMİR: OĞLUMUN MEZARINI YAKTILAR
Oğlu Veysel'i katliamda yitiren Rabia Özdemir, "8 yıldır adalet istiyoruz adalet yerine bulsun" dedi. "Oğlumun mezar taşını ateşe verdiler, zarar verdiler" diyen anne Özdemir, sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağının altını çizdi. 

ÇİÇEK: KOBANÊ'YE İŞGAL SALDIRISI SÜRÜYOR
Suruç tanığı Soner Çiçek, katliam davası başladığında tutsak olduğunu ve süreci basından takip ettiğini söyledi. Yıllar sonra davalara katıldığını ancak herhangi bir ilerleme olmadığını kaydeden Çiçek, "Bu meselenin iki aşamalı boyutu var; katliam öncesi önlenmemesi ve katliam sonrası ailelerin, 33'lerin yoldaşlarının adalet talebinin yerine getirilmemesi" dedi.

33'leri andığı ve katliamı protesto ettiği için hakkında dava açıldığında, Suruç'ta yakınlarını kaybedenlerin tutsak edildiğini ve bunun kabul edilebilir bir şey olmadığının altını çizen Çiçek, "Katillerin serbestçe dolaştığı, eşlerini, çocuklarını kaybettiği bir tablo kabul edilemez. Davutoğlu'nun dinlenmesi temel bir talep. Heyetinizin anlamlı bir adım atması gerekiyor. 33'ler yıkılmış bir kentin yaralarını sarmaya gitti. Kobanê'ye işgal saldırıları bugün devam ediyor. 33'lerin mirasına sahip çıkıyoruz bu kentin yıkılmasına izin vermeyeceğiz. Suruç dediğimiz de iki kavram var; biri katliam biri adalet. Biz bu adaletin izini sürmekten vazgeçmeyeceğiz" vurgusu yaptı.

AV. UÇAR SANIKLARIN MAHKEMEYE GETİRİLMESİNİ İSTEDİ
Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar, şu talepleri yineledi:
🔹"Dosyanın tanıklarından Fadile Güneş ve H. İbrahim Yoldaş hakkında zorla getirme kararı verilmeli.
🔹M.Şükrü Yoldaş, Ayşenur İnci, Yakup Şahin, Lütfiye Şanverdi ve Ahmet Davutoğlu tanık olarak dinlenmeli.
🔹Suriye'de Türkiye'nin denetiminde bulunan bölgelerde olduğu tespit edilen firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin suçluların iadesi kapsamında Türkiye'ye iadesine karar verilmeli."

AV. İZOL: SAĞLIK BAKANLIĞI'NA İKİ KURUMUN ÇELİŞKİSİ SORULMALI
Platformu avukatlarından Serdil İzol da İlhami Bali'nin Konya'da tedavi gördüğüne dair Urfa İl Sağlık Müdürlüğü yazısına rağmen Cihanbeyli Devlet Hastanesi'nden "tedavi kaydı yoktur" şeklinde bilgi verildiğini hatırlattı. Bu iki kurumun çelişkisinin Sağlık Bakanlığı'na sorulması gerektiğinin altını çizen İzol, "Bizzat Adıyaman TEM Şube tarafından Şeyh Abdurrahman Alagöz ile bağlantılı olduğu tespit edilen kişiler olarak dosyaya sunulan bilgilere rağmen Antep ve Adıyaman TEM şube tarafından IŞİD'le bağlantılı bu kişilerle ilgili bilgi ve belge bulunmadığı bildirilmiştir. Bu kişilerle ilgili tüm bilgilerin Emniyet  Genel Müdürlüğü’nden yeniden istenilmesini talep ediyoruz. " ifadelerini kullandı.

AV. ÖZBİNGÖL: SANIKLARLA İLGİLİ GÜNCEL BİLGİ İSTEDİ
Platform avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’ndan Suruç katliamıyla ilgili düzenlenen raporun dosyaya gönderilmesi ile MİT Başkanlığı’na ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sanıklarla ilgili güncel bilgi sorulmasını istedi.

AV. ÖNCEL: MADDİ GERÇEK İÇİN DAVUTOĞLU MUTLAKA DİNLENMELİ
Urfa Baro başkanı Abdullah Öncel katliam dosyasında yaşanan hukuksuzlukları teşhir etti ve Suruç katliamı yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak için mutlaka Davutoğlu’nun dinlenilmesi gerektiğini vurguladı.

AV. DURAN: DAVUTOĞLU DİNLENDİĞİNDE BİR YARGILAMADAN BAHSEDEBİLİRİZ
Platformumuz avukatlarından Bülent Duran, "Canlı bombaları kendini patlatana kadar yakalayamıyoruz diyen Davutoğlu; şimdi de IŞİD katliamlarıyla ilgili beyanda bulunuyor. Davutoğlu bu dosyada mutlaka dinlenmelidir. Ancak o zaman bir yargılamadan bahsedebiliriz" ifadelerini kullandı.

DAVUTOĞLU'NUN DİNLENME TALEBİ REDDEDİLDİ
Aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Baroların müdahillik talepleri yasal olmadığından dolayı reddedildi. Öte yandan mahkeme açıklayacağı bilgilerin katliamın aydınlatılması konusunda kritik öneme sahip olduğunun defalarca belirtilmesine rağmen yine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun mahkemede tanık olarak dinlenmesi talebini de reddetti.

Duruşma, 23 Mart 2023 tarihine ertelendi.