25 Eylül 2024 Çarşamba

Serhat Rojavalı yazdı | İşgalcileri topraklarımızdan mutlaka söküp atacağız

Özgürlüğü ve devrim topraklarını korumak daha fazla örgütlenerek, halklar arasındaki kardeşlik köprülerini daha fazla geliştirerek mümkün. Özgür ve eşit bir yaşam için özsavunma güçlerini geliştiren Rojava Kuzey ve Doğu Suriye halklarımız, ev ev, sokak sokak, şehir şehir işgale karşı öfke mayalıyor.

Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan halklarımızın geride kalan bir yılı, işgal kuvvetlerinin katliam, talan ve her türlü saldırılarına karşı mücadeleyle geçti. Halkımız, faşist işgal öncesinden başlayarak uzun süredir sömürgeci işgale karşı sokaklarda. Mücadele bitmedi. Yeni hamlelerle işgalcileri topraklarımızdan söküp atmak için direniş devam ediyor.

Efrîn'in işgal edilmesinin üzerinden iki yıl, Girê Spî ve Serêkaniyê kentlerinin işgal edilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Türk devletinin faşist şefi Erdoğan, devrimimize ve özgürlüğümüze yönelik tehditlerini sürdürüyor. Yeni katliamlar için kazanımlarımızı hedef gösteriyor, devrimi yıpratma, geriletme ve tasfiye etme planlarından vazgeçmeyeceklerini her fırsatta dile getiriyor. 

Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan Arap, Kürt, Süryani, Ermeni ve diğer halklarımız, sömürgeci Türk devleti, Suriye rejimi ve emperyalistlerin yeni saldırılarıyla önümüzdeki dönemde de karşı karşıya kalacaklarını biliyor. Çünkü özerk yönetim çatısı altında yaşayan halklarımız, emperyalist ve gerici bölge devletlerinin büyük bir korku duydukları ezilenlerin iradesini esas alıyorlar. Sömürü ve baskı sistemlerine karşı bir arada kardeşçe yaşama örnekleri yaratıyorlar. Bu nedenle, bu kolektif halk iradesi karşısında duran tüm güçler, devrimi boğmak için ortak planlar oluşturuyorlar. 

Sömürgeci Türk devleti, Kürt halkının statü sahibi olmasını istemiyor. Halkın kendi özgürlüğünü inşa ettiği mücadeleyi geriletmek için tüm siyasi adımlarını bu hedefine bağlı şekillendiriyor. Devreye konulmuş "Çöktürme Planı" doğrultusunda saldırılarını sürdürüyor.

Bakûre Kürdistan'da halk iradesini zayıflatmak için seçilmiş belediye başkanları yerine kayyumlar atıyor. Belediye eş başkanlarını ve meclis üyelerini görevden alıyor, tutukluyor. Bakûre Kürdistan dağlarında gerilla güçlerine yönelik askeri operasyonlar sürerken, halkın çocuklarının cansız bedenlerini defnetmesini dahi tahammülsüzlükle engelliyor, şehitlikleri yıkıyor. 

Başûre Kürdistan'da Kürt özgürlük mücadelesinin gelişmesini engellemek için yeni konseptler devreye konuluyor. İşbirlikçi-ihanetçi çizgiye karşı çıkan halkımızın köylerini zorla boşalttırıyor, Medya Savunma Alanları'nda her gün bombardıman gerçekleştiriliyor. Şengal'de halkın öncülerini katlediyor, DAİŞ işgali ve katliamlarına karşı direnerek kendi özgür yaşamını inşa eden Êzidî Kürtlerin kazanımlarını geriletmek için saldırıyor.

Rojava Kürdistan'da Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve diğer halklarımız özerk demokratik sistemle, kendi geleceğini kuruyor. Sömürgeci devletler devrimi ortadan kaldırmak için, her yolu, yöntemi kullanıyor. Çetelerin işgal edilen topraklara yerleştirilmesi bu planlardan sadece biri. İşgal edilen Cerablus, Azez, Bab, Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê kentleri zorla Türkleştiriliyor, işgal kalıcılaştırılmak isteniyor.

Evlerine, topraklarına el konulan bölge halkları, işgalci Türk devleti ve çetelerinin suçlarına karşı tepkilerini dile getiriyor. İşgal saldırıları nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalan halklarımız, talan ve yağmacılara karşı direniyorlar. Başta işgal edilen kentlerin halkları olmak üzere, Minbic'ten Derik'e kadar halklarımız iki yıldır işgalcilerin topraklarını terk etmesi için eylemlerini sürdürüyor. Halklarımız "İşgale son, devrim değerlerini koruyacağız" diyerek mücadele kararlılığını gösteriyor.

Yaşanmış deneylerden biliyoruz. Hiçbir işgalci güç, zorla egemenliği altında tuttuğu alandan gönüllü ve kendiliğinden biçimde çıkmadı. Halkların devrimci kararlılığı ve mücadelesi, işgalcileri söküp attı. Hitler faşizmi Sovyet topraklarını, ABD emperyalizmi Vietnam'ı, Fransız emperyalizmi Cezayir'i hedef aldı, işgal etti. Faşist katiller bu topraklardan kendileri çıkıp gitmedi. Sovyetler Birliği, Vietnam ve Cezayir halkları işgalcilere karşı özgürlükleri için varlık-yokluk savaşları verdiler ve büyük bedeller ödedikleri direnişlerle zaferler kazandılar. Halk direnişleri karşısında tutunamayan işgalciler gerilediler, kayıplar verdiler ve çekip gittiler. İşgalciler, devrimci halk savaşlarıyla söküp atıldılar. Bu süreçler, Arnavutluk, Bulgaristan, Yugoslavya ve Güney Afrika'da da benzer şekillerde gelişti.

Kürdistan, dört parça halinde işgal ve sömürge altında tutuluyor. Sömürgeci Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri, işgal ettikleri topraklardan çıkmıyorlar. Kürt halkının varlığını, dilini, iradesini yok sayıyorlar. 

Rojava devrim topraklarının bir bölümü Türk devleti ve çetelerin işgali altında. Halkımız ağır kayıplar verdi, bedeller ödedi. Topraklarından zorla çıkarıldı. ‘Koçber' olarak yaşamak zorunda bırakıldı. İşgal edilen kentlerde yaşayanlar, çetelerin keyfi saldırılarına maruz kalıyorlar. Mallarına el konuluyor. Fidye için kaçırılanlar, öldürülüp yol kenarına atılanların sayısı tutulamıyor. Kadınlar zorla çetelerle evlendiriliyor, cinsel saldırılar gerçekleştiriliyor.

İşgalci Türk devleti, yeni işgal planlarından hiç vazgeçmedi. Faşist şef Erdoğan, her fırsatta Rojava devrimi ve özerk yönetimi tehdit ediyor. Bu saldırganlığa uygun koşullar yaratabilse hızla yeni bir işgale girişecek. 

İşgal tehdidi altında ve sömürgeci abluka altında yaşayan Rojava Kuzey ve Doğu Suriye halkı, özgürlüğünü ve geleceğini inşa ettiği halkçı demokratik sistemini korumak için mücadeleyi yükseltiyor. Halklarımız, bu saldırı planlarını boşa çıkarmayı görev biliyor.

Kürt özgürlük hareketinin "Özgürlüğü kazanma zamanı" hamlesi, işgal altındaki Kürdistan parçalarında ve Kürtlerin yaşadığı tüm ülkelerde sahiplenildi. Onlarca kent merkezinde eylemler yapıldı. Rojava'da yaşayan halklarımız da işgale karşı harekete geçti. Güçlü bir halk eylemi süreci başlatıldı. Halep'in Kürt mahallelerinden Şehba'ya, Minbic'ten Kobanê'ye, Rakka ve Deyr ez Zor'dan Hesekê'ye, Dirbesiye'den Qamişlo ve Derik'e kadar her yerde sokak eylemleri, kitlesel yürüyüş ve mitinglerle bu irade kendini gösterdi. Halklarımız işgal tehditlerine boyun eğmeyeceklerini bir kez daha ilan etti, işgalcilerin topraklarından çıkması için mücadeleyi bırakmayacaklarını ortaya koydular. Devrimin en önemli dinamikleri olan kadınlar ve gençler eylemleriyle işgal saldırılarına karşı halk buluşmalarının örgütleyicileri oldular. 

İşgalcilerin, devrimi büyütme ve savunma iradesiyle kovulacağı bir kez daha ilan edildi. Rojava devrimini boğmak isteyenlere güçlü mesajlar verildi. Özgürlüğü ve devrim topraklarını korumak daha fazla örgütlenerek, halklar arasındaki kardeşlik köprülerini daha fazla geliştirerek mümkün. Özgür ve eşit bir yaşam için özsavunma güçlerini geliştiren Rojava Kuzey ve Doğu Suriye halklarımız, ev ev, sokak sokak, şehir şehir işgale karşı öfke mayalıyor.

Devrimle onurunu ve özgürlüğünü kazanan Rojava, işgal altındaki topraklarını özgürleştirmeden bir gelecek kuramayacağını biliyor. Devrimimizin ve özgürlüğümüzün güvencesi öncelikle işgalcileri topraklarımızdan kovmaktır. Serêkaniyê ve Gıre Spî direniş ruhuyla işgalcileri mutlaka yeneceğiz şiarı Rojava semalarında yankılansın.