28 Eylül 2024 Cumartesi

Rojava devriminin işaret fişeği: Qamişlo katliamı, serhildan, devrim

12 Mart 2004'te Kürtlerle Arapları gerici bir savaşa kışkırtmak isteyen sömürgeci BAAS iktidarının provokasyonunu o gün boşa çıkaran Kürt halkımız bugün de Arap ve diğer halklarla stratejik ittifak gerçekleştirmeyi başarmış ve Rojava devrimini bu yolla güçlendirmiştir.

Kürt halkının tarihi direnişler ve katliamlarla yazılıdır. Daha eskilere gitmiyoruz. Koçgiri, Ağrı, Dersim, Mahabat, Halepçe, Roboski ve daha niceleri. Qamişlo katliamı da, Kürdistan ve Kürt halkı üzerinden eksik olmayan katliamlardan birisi olarak tarihteki yerini alır. Ancak sömürgeci Suriye devletinin gerçekleştirdiği bu katliamın benzerlerinden ve diğer tarihsel süreçlerden bir farkı vardır. 12 Mart 2004'te gerçekleşen provokasyon, Rojava Kürdistanında ulusal uyanış ve başkaldırının da başlangıcı olur. BAAS iktidarı, katliam yoluyla Rojava Kürtlerini teslim almak isterken, on binlerin sokaklara döküldüğü halk ayaklanması ile yüz yüze gelir. Bu artık Rojava ve tüm Kürdistan için yeni bir dönüm noktası demektir. Rojava devriminin Kuzey ve Doğu Suriye'yi kapsayıp halkların devrimine dönüşmesinin tohumları Qamişlo ayaklanmasında atılmıştır.

STADYUMDA KATLİAM
Dönem, Hafız Esad'ın ölümünün ardından oğul Beşar Esad'ın iktidar koltuğuna oturduğu dönemdir. Ve ilk iş olarak sömürgeci iktidarını Rojava Kürdistanı üzerinde pekiştirmek ister. Bu amaçla 11 Mart 2004 yılında, Qamişlo'da Kürtlere karşı bir katliam örgütler. O gün, Qamişlo Belediye stadyumunda bir futbol maçı oynanacaktır. Taraflar Kürt futbol takımı El Cihad ile Deyr Zor'dan gelen Arapların El Fituwe (Gençlik) takımıdır. Ancak yaşanacak olanlar bir spor müsabakasından daha çok Kürtlere karşı örgütlenmiş provokasyon hazırlığıdır. Esad diktatörlüğü katliam hazırlıklarını önceden planlamıştır.

Deyr Zor'dan gelen El Fituwe takımının taraftarları Arap şovenizminin etkisi altındadırlar ve ağırlıklı olarak da Saddam hayranıdırlar. El Fituwe taraftarları maça hazırlıklı gelirler. Üzerlerinde silah, bıçak ve sopaları vardır. Kürt katliamlarıyla nam salan Saddam lehine slogan atarlar, posterini taşırlar. Tezahüratları takımlarına destek vermekten ziyade Kürtlere tehdit ve gözdağı içermektedir. Sık sık Kürt seyircilere dönerek 'Sizi ikinci Halepçe bekliyor' derler, maç boyunca Kürt halkına türlü hakaretler yaparlar. Amaçları Kürtlerle bir çatışma zemini yaratmak ve bu yolla Suriye rejim kuvvetlerine ezdirmektir. Bu sürecin en başından itibaren örgütleyicisi gerici BAAS diktatörlüğüdür. Futbol maçı uygun ortamı hazırlamak için seçilmiştir.

Başlangıçta işler planlandığı gibi yürür. Kürtler, şovenist saldırılara ve ulusal onurlarına yönelik hakaretlere sessiz kalmaz ve tepki gösterirler. Tribünlerde ilk çatışmalar başlar. Kürtlerin dışarı çıkmalarını engellemek için stadyum kapıları kilitlenir. Ardından faşist Qamişlo Belediye Başkanının talimatıyla asker ve polisler stadyuma girer. Kürtlerin üzerine ateş emri verilir. Bu saldırılarda 7 Kürt genci katledilir.

KÜRT HALKI PROVOKASYON OYUNUNU BOZDU
Bu aşamadan itibaren sömürgecilerin hesabı bozulur. Katliama karşı halkın tepkisi büyük olur. Çatışmalar sokaklara yayılır, barikatlar kurulur, yollar kapatılır, lastikler yakılır. Rejim askerinin kurşunlarına karşı bir kez daha taşları eline alır Rojava Kürdistanı. Sokaklardan yükselen ses "Özgür Kürdistan" sloganıdır. Kürt halkı dikkatli davranır, Kürtlerle Arapları çatıştırmak isteyen provokasyon oyununa gelmez, öfkesini sömürgeci rejime yöneltir.

Direnişin daha da büyümesi ve Rojava geneline yaygınlaşması ise ertesi günlerde olur. Şehitlerini uğurlamak üzere görkemli bir kalabalık toplanır. Şehit tabutları kesk u sor u zer renkli Kürdistan sancağı ile sarılır. Merasim için Qamişlo'da toplanan yüz bin kişi, hastane önünden kent merkezine doğru yürüyüşe geçer. Beşar Esad ve sömürgeciliğin sembolleri ateşe verilir, yol üzerindeki devlet kurumları tahrip edilir. Asker ve polisler tekrar saldırıya geçer. Tanklar sokakta, helikopterler havadadır. Hedef gözetilmeksizin halka ateş açılır. Öfke zincirinden boşalır, Qamişlo'da Kürtleri öldürüyorlar haberleri ile tüm Rojava'da serhildan yayılır. Dêrik, Girkê Lêgê, Çıl Aga, Tirbêspiyê, Qamişlo, Dirbêsiye, Serêkaniyê, Kobanê, Efrîn, Hesekê, Halep ve Şam'a kadar tüm kentlerde Kürtler gerici Esad iktidarına karşı sokaklara dökülür. Devlete ait araçlar ateşe verilir. Hükümet binaları önünde saatler süren çatışmalar yaşanır. Üniversitelerde okuyan Kürt öğrenciler de ayaktadır. Amude'de ayaklanan halk bir karakolu kuşatır, birçok devlet kurumuna yönelik de eylemler gerçekleştirir. Qamişlo ile birlikte şehit düşenlerin sayısı 36'ya yükselmiştir. Gözaltında kaybedilenlerin sayısı ise tam olarak bilinememektir.

HALKLARIN KATLİAMA CEVABI: DEVRİM VE ÖZGÜRLÜK
Qamişlo katliamı, sömürgeci Suriye devletinin Rojava'daki ilk katliamı değildir. 11 Kasım 1960 yılında, Amude'de rejim eliyle bir katliam örgütlenir. 500 çocuk, okul müdürlerinin talimatıyla Amude'de film izlemek için sinemaya götürülür. Filmin ortasında sinema salonundan ateşler yükselir. Sinemanın kapıları askerler tarafından kilitlenmiştir. 283 çocuk yanarak hayatını kaybeder. Yine 23-24 Mart 1993 yılında Heseke Hapishanesi'nde 65 Kürt siyasi tutsak bir koğuşta topluca yakılarak öldürülür.

Suriye rejiminin katliam ve saldırıları, Kürtleri adım adım serhildana ve devrime hazırlamıştır. Ayaklanmalarla korku duvarını aşan Kürtler, Suriye devleti ile de bağlarını kopartmış durumdadırlar. 2011'de Arap devrimler süreci Suriye topraklarına sıçradığında Kürt halkı daha kararlı, bilinçli ve hazırlıklıdır. Örgütlü ve silahlı gücünün varlığıyla Rojava devrimini gerçekleştirir, ulusal özgürlüğünü kazanır. Devrim Rojava ve Kürtlerle sınırlı kalmaz, Kuzey Suriye'de yaşayan Araplar başta olmak üzere diğer halkların katılımı ile büyür, genişler. 12 Mart 2004'te Kürtlerle Arapları gerici bir savaşa kışkırtmak isteyen sömürgeci BAAS iktidarının provokasyonunu o gün boşa çıkaran Kürt halkımız, bugün de Arap ve diğer halklarla stratejik ittifak gerçekleştirmeyi başarmış ve Rojava devrimini bu yolla güçlendirmiştir.

BAAS iktidarının karakteri dün ne idiyse bugün de aynı sömürgeci zihniyetini sürdürmektedir. Kürtleri inkar ve yok sayma siyaseti değişmemiştir. Beşar Esad yaptığı son açıklamada, "Suriye'de Kürt yoktur, Kürt meselesi suni bir gündemdir, Suriye'deki Kürtler Türkiye'den gelmişlerdir" diyerek inkarcı çizgiyi devam ettirmeye çalışıyor. Tüm sömürgeci güçler gibi Esad da "Kürt meselesi bir hayal ve yalan ürünüdür" diyor. Kürt halkımız katliamlar ve direnişler içerisinden geçerek deney biriktirdi, nihayetinde ulusal özgürlüğünü devrim yoluyla elde etti. Halklar devrim sayesinde gönüllü birlik temelinde, eşit ve adil bir toplumsal sistem inşasına yönelirken sömürgeci devletlerin köhnemiş zihniyetleriyle tarihin karanlığına çakılıp kalmaları çarpıcı ve ibret vericidir. Devrim yolu zor ve meşakkatlidir, ağır bedeller istiyor. Bir kere bu yola çıkmış olan Rojava devrimimiz bundan böyle sömürgeci çizgide ısrar eden gerici, faşist bölge devletlerine karşı kendisini elbette savunacaktır. Savunma hattını eldekini korumakla sınırlı değil, devrimi bölgesel Ortadoğu devrimine sıçratma hazırlıklarını hızlandırma çizgisinde ilerletecektir.