28 Eylül 2024 Cumartesi

Özgüneş: İmralı'nın kapıları açılırsa Türkiye bu cehennemden kurtulabilir

HDP'nin İmralı tecridinin kaldırılması için sürdürdüğü adalet nöbetinde söz alan HDP milletvekili Hasan Özgüneş, tecridin son bulması halinde Kürt sorununun demokratik çözümünün önünün açılacağını vurguladı.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) İmralı tecridine karşı başlattığı adalet nöbeti 12'nci gününde devam etti.

Adalet Bakanlığı önüne "İmralı'da tecride son", "İmralı'ya avukatlar gitsin", "Savaşa ve tecride hayır", "Tecrit insanlık suçudur" dövizleriyle yürüyen HDP milletvekilleri Murat Sarısaç, İmam Taşçıer, Ayşe Sürücü, Kemal Bülbül, Erdal Aydemir, Fatma Kurtulan, Hüseyin Kaçmaz, Hasan Özgüneş, Mahmut Toğrul ve Celadet Gaydalı, Meclis Dikmen kapısında polisler tarafından engellendi.

Burada milletvekilleri adına söz alan Hasan Özgüneş, 12 gündür sürdürdükleri nöbetin tecrit son bulana kadar devam edeceğini vurguladı. Tek adam rejimine dayalı bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını belirten Özgüneş, PKK lideri Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar üzerinde İmralı'da yıllardır süren tecridin hiçbir ulusal ve uluslararası hukuka uymadığını kaydetti.

Hukukun askıya alındığını söyleyen Özgüneş, tecridin sadece Öcalan üzerinde değil tüm hapishanelerde ağırlaştırılmış bir biçimde uygulandığını dile getirdi. Son 2 yılda 142 hasta tutsağın yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Özgüneş, "Zindanlardaki uygulama 12 Eylül rejimini aratmıyor" dedi.

AKP-MHP iktidarının hasta tutsakların tedavisini bilinçli bir şekilde engelleyerek fiili idam uyguladığını kaydeden Özgüneş, tecridin giderek ağırlaştırılmasının iki temel nedeni olduğunu belirtti. Özgüneş, şöyle devam etti: "Biri; Kürt sorununun 100 yıldır çözülmemiş olması ve tüm hükümetlerin bu sorunu şiddet zihniyetiyle sonuçlandırıp ortadan kaldırabileceklerine inanmalarından ve bu keçi inadını sürdürmelerinden kaynaklanıyor. Diğer bir husus da ülkede sürekli darbelerin, sıkıyönetimlerin ve OHAL zihniyetinin toplum üzerinde sürdürülmesi ve toplumun kendini ifade etmesinin ve örgütlenmesinin önünün kesilmesinden kaynaklanıyor."

Bugün Türkiye'de kimsenin can güvenliğine ve ifade özgürlüğüne sahip olmadığının altını çizen Özgüneş, "Biz şunu ifade ediyoruz; eğer İmralı'nın kapıları açılırsa Türkiye bu cehennem hayatından, bu kirli savaştan, bu zulüm rejiminden kurtulabilir ve demokratik, özgürlükçü, hukuka dayalı bir sisteme kavuşabilir" dedi.

Müzakare sürecinin Türkiye halklarına umut olduğunu kaydeden Özgüneş, Öcalan'ın "Bana imkan yaratılırsa, muhatap bulabilirsem bu kirli savaşı ve çatışma ortamını ortadan kaldırabilirim" sözlerini hatırlattı.

22 aydır Öcalan ve diğer tutsakların dış dünyayla hiçbir temasları olmamasının hem aileleri hem de halklar nezdinde endişeye yol açtığını vurgulayan Özgüneş, bu durumu kabul etmediklerinin altını çizdi.

İmralı'daki tecridin ve hapishanelerdeki hak ihlallerinin derhal son bulmasını isteyen Özgüneş, şöyle devam etti: "Kürt sorununun demokratik çözümünün önünün açılması, sözü olan herkesin sözünü barışçıl bir tarzda söyleyerek sonuca götürülmesi gerekir. Meclis'te demokratik bir zeminde tüm taraflar görüşmeler yoluyla, başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye'nin sorunlarını çözme şansına sahiptir. Bunun için bu tecrit bir an önce kaldırılmalı, avukatları ve yakınları Sayın Öcalan ve diğer tutuklularla görüşmelidir. Biz umutluyuz, mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz."