28 Eylül 2024 Cumartesi

ODTÜ Onur Yürüyüşü davası: Şiddet gören öğrencilerimiz yargılanıyor

ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü davasının ikinci duruşmasında öğretim üyeleri tanık olarak dinlendi. Polisin şiddet uyguladığını söyleyen akademisyenler "Öğrencilerimiz şiddet gördü ve ben bu davayı anlayamıyorum!", "Polis gitmemizi istedi ki daha fazla şiddet uygulasın" dedi. Dava 10 Temmuz'a ertelendi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden (ODTÜ) 18 öğrenci ve bir akademisyene, 10 Mayıs 2019'da kampüste düzenlenen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'ne katılmaları gerekçe gösterilerek açılan davanın ikinci duruşması bugün Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

KAOS GL'deki habere göre duruşmayı ABD, Almanya, Belçika, Hollanda, İspanya, Kanada ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri ile Uluslararası Af Örgütü ve Kaos GL Derneği izledi.

Avukatlar, öncelikle derhal beraat kararı talep etti. Aksi taktirde yanlış hazırlanan bilirkişi raporunun yenilenmesi, Emniyet'ten istenen ve iletilmeyen montajsız görüntülerin tekrar istenmesini, görevli polislerin dinlenmesini ve duruşmaların daha geniş bir salonda yapılmasını talep etti.

EMNİYET HAM KAYITLARI GÖNDERMEDİ
İlk duruşmada talep edilen polis şiddetini içeren ham kayıtları iletilmedi. Avukat Öykü Didem Aydın, "Celse arasında da sunduğumuz üzere iki nokta önemli: Bilirkişi raporu ara karara uygun olarak hazırlanmadı. Yeni bir bilirkişi heyeti ya da aynı bilirkişi heyetine istenilenlerin daha net iletilmesini talep ediyoruz. İkinci nokta ise Emniyet'ten gelen görüntüler ilk duruşmada dosyada bulunan görüntülerle aynı. Montajsız ve ham görüntülerin tekrar istenmesini talep ediyoruz. Pek çok sanığın gözaltı anları görüntülerde yer almıyor. Bütün sanıklar bakımından gözaltı anlarının da gösterildiği montajsız kayıtları talep ediyoruz" dedi.

'POLİS GELMESEYDİ ŞİDDET OLMAZDI'
Tanık olarak duruşmaya katılan ODTÜ Kimya Bölümü'nden emekli öğretim üyesi İnci Gökmen yürüyüş günü yaşananları anlattı. Polisin genelde ODTÜ'ye girmediğini söyleyen Gökmen, o gün her yerde polis olduğunu söyledi. Gökmen, "Daha önceki senelerde polisle müzakereler yapılıyordu ancak bu yıl o bile mümkün olmadı. Sonuçta bu şiddetsiz bir yürüyüş. Eğer polis gelmemiş olsaydı öğrenciler şiddetsiz şekilde yürüyüşlerini yapıp dağılacaklardı. Kütüphaneye gaz sıkıldı, müthiş gaz yedik. Öğrencilerin gözaltına alındığını gördük. İnşaat Mühendisliği bölümü önünde sınavına girmek üzere olan bir öğrenci dövülerek gözaltına alındı. Bu tür şiddeti onaylamıyorum. Anayasa çerçevesinde bu tür toplantıları yapabilmeliler. Polis olmasa iki saatte bitecek bir olaydı. Her taraf gaza bulandı. Polis şiddetine tanık oldum ve bundan dolayı rahatsızım" diye konuştu.

'ÖĞRENCİLERİ KURTARMAYA ÇALIŞTIK'
ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nden öğretim üyesi ve ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu danışmanı Ayşe Saktanber ise "Polisin geleceğini duyunca hocalar olarak toplanmaya başladık. Öğrenciler barışçıl bir şekilde oturuyorlardı. İki sivil polis, öğrenciler otururken bir öğrencimizi kolundan tutup aldılar birdenbire. Bunlar çok barışçıl kuşaklar ve hiçbir şiddete başvurmuyorlar. Öğrencilere çok ciddi orantısız şiddet uygulandı. Çocuklar fiziksel şiddet gördüler. Kurtarabildiğimizi kurtarmaya çalıştık. Bu yaştan sonra koşturarak öğrencilerimizi kurtarmaya çalıştık. Öğrencilerimiz üçlü amfide iken polis neredeyse saldıracaktı. Panik atak geçiren öğrencilerimiz oldu. Hiçbir öğrencimiz tek bir kere dahi şiddete başvurmadı. Öğrencilerimiz şiddet gördü ve ben bu davayı anlayamıyorum. Öğrencilerimiz dururken, karşı da koymazken polis saldırdı" ifadeleriyle yaşananları anlattı.

Felsefe Bölümü'nden öğretim üyesi Barış Parkan ise şöyle konuştu: "İhtar sesi filan duymadım. Polis çok hızlı ve öfkeli şekilde öğrencilere gazla saldırdı. Polise tepki gösterince bize 'Siz de gidin burdan' dediler. Daha fazla şiddet uygulamak için bizim gitmemizi istediler. Çocukları tartaklayarak götürdüler. Çocukların ayaklarını hedef alarak ateş ettiler."

AV. AYDIN: KÜTÜPHANEYE GAZ ATILMASI TUTANAKLARDA GEÇMİYOR
Tanık beyanlarının ardından Av. Aydın tekrar söz alarak, “Tanık hocaların beyanları birbiriyle uyumludur. Müdahalenin gelişimine ilişkin tutanakta yazanlarla tanık beyanlarının karşılaştırılması lazım. Mahkemenin polis tutanaklarının nasıl gerçeklere aykırı hazırlandığını görmesi lazım. Kütüphanenin içine gaz sıkıldı ve bu durum tutanağa geçmedi. Bu tutanağa geçmediyse kim bilir neler geçmemiştir? Bu uygulamalar hukuk devletinde ve hatta polis devletinde dahi asla olmayacak uygulamalar” dedi.

"Gösteri başlamadan polis saldırdı. Kanun topluluğun dağılmamasından kast ederken gösterileri, sloganları ve sıkışık nizamı kast eder. Sıkı sıkıya birlikte bir kitle izlenimi vermeye devam etmeleri gerekir. Burada böyle bir durum söz konusu değil. Devam eden bir gösteri yok, ihtarat duyan da yok. Tanıkların beyanları ile uyumlu olarak polisin kendi görüntülerinde bu durum apaçık görülüyor. LGBTİQ+ özelinde bir toplanma yasağı uygulanıyor. Başkaları toplanırken LGBTİQ+ olduğunda ayrımcılık yapılıyor."

Ardından Av. Aydın hakime yürüyüş sırasında polisin şiddet görüntülerinden bir kesit izletti. Mahkemenin şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti.

Avukatlar müvekkillerinin yargılanacak bir eylemi olmadığını belirterek derhal beraat talep etti.

DURUŞMA 10 TEMMUZ'A ERTELENDİ
Mahkeme, LGBTİ+ hak savunucularının toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefetten yargılandığı dava 10 Temmuz'a ertelendi. Mahkeme ayrıca Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden ham ve montajsız görüntülerin tekrar istenmesine, izlenmesine ve kolluk görevlilerinin ihtaratta bulunup bulunmadıkları, bunun ardından bekleyip beklemediklerinin tespiti için görüntülerin tamamının bilirkişi heyetine iletilmesine karar verdi. Görevli polislerin dinlenmesi talebinin bilirkişi raporundan sonra değerlendirileceğini belirterek polisler hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunması talebine 'kendilerinin suç duyurusunda bulunabileceği' yanıtını verdi.

ÖĞRENCİLERNİ BURS VE KREDİLERİ DE KESİLMİŞTİ
Öte yandan Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK), 10 Mayıs'taki ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nde gözaltına alınan öğrencilerin burs ve kredilerini kesti.

KYK, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nün yazısı üzerine gözaltına alınanların burs ve kredilerini kestiğini öğrencilere yolladığı mektupla bildirdi. KYK, burs ve kredilerini kestiği öğrencilerden “kurumlarına olan borçlarını” ödemelerini de talep etti.