28 Eylül 2024 Cumartesi

ODTÜ öğrencileri: Söz, yetki, karar bizim olana dek direneceğiz

ODTÜ öğrencileri, YÖK'ün kuruluşunun 41'inci yıldönümünde kampüste yürüyüş düzenledi. Polisin engelleme çabalarını tanımayan öğrenciler, YÖK ve siyasi iktidarın bütün baskı ve saldırılarına her daim direnerek cevap vereceklerinin altını çizdi.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) gençlik örgütleri, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) kurulmasının 41'inci yıldönümünde üniversite içerisinde yürüyüş düzenledi. ODTÜ 5'inci Yurt önünde toplanan gençlik örgütleri "YÖK'e, kayyuma, genelgeye nakka! Üniversite özgürlük için ayakta" pankartıyla yurtlar bölgesinden A4 kapısına kadar yürüdü.

POLİS ENGELİNİ TANIMADILAR
Yüryüş boyunca, "Kayyumlar gidecek, biz kalacağız", "YÖK, polis, medya; bu abluka dağıtılacak", "Biji berxwedana ciwanan", "Polis defol üniversiteler bizimdir", "Öğrenciye değil, çetelere barikat" sloganları atan gençlik örgütlerinin önü A4 kapısında polisler tarafından kesildi. Polis, kitle içerisinde ODTÜ öğrencisi olmayan gençlerin olmasını ve örgüt bayraklarını gerekçe göstererek, basın açıklamasını engellemek istedi. Polisin engellemesini tanımayan gençlik örgütleri, abluka altında açıklama yaptı.

'YÖK DEVLETİN ÜNİVERSİTELERDEKİ BASKI VE DENETİM MEKANİZMASIYDI'
Ortak basın açıklamasını okuyan Çağla Çakır, '80 darbesinin bir ürünü olan YÖK'ün 41'inci yıldönümü olduğunu belirtti. YÖK'ün üniversitelerde devrimci hareketlerin büyümesini engellemek, kulüp ve topluluk faaliyetlerini kısıtlamak, öğrencilerin yan yana gelmesini engellemek için devlete ait bir baskı ve denetim mekanizması olarak kurulduğunu kaydeden Çakır, "Toplumun en dinamik kesimi olan öğrenci gençlik arasında çıkacak hareketliliğin tüm topluma yayılmasına engel olmak için; öğrencilerin bir araya gelmesinin önünü tıkamak için kurulan YÖK'e bir kez daha nakka diyoruz" dedi.

'CEVABIMIZ HER ZAMAN DİRENİŞ OLDU'
Bu süreç boyunca karşılarına çıkan tek baskı mekanizmasının YÖK olmadığını ifade eden Çakır, devletin her gün birçok yöntemle saldırılarına yenisini eklediğini söyledi. "Üniversite bileşenlerinin iradesi hiçe sayılarak atanan kayyum rektörler, kampüslerimizi kuşatan polisler, kendi okulumuzda bizlere dayılanan özel güvenlikler, öğrencilere korku salmak amaçlı yayınladıkları genelgeler ve daha nicesi bu saldırıların birkaç örneğidir" diyen Çakır, devletin her zaman hakkını arayan öğrencilere saldırdığını, öğrencilerin cevabının ise her zaman direniş olduğunu vurguladı.

Öğrenciler olarak kendilerine dayatılan sınırları kabul etmediklerini vurgulayan Çakır, "Devlet bütün bu saldırılarını resmiyete dökmek isteyip genelge yayınladığında ise cevabımız değişmedi, direnişi ve dayanışmayı büyütmeye devam ettik" dedi.

'SÖZ, YETKİ, KARAR BİZİM OLANA DEK DİRENECEĞİZ'
Çakır, şöyle devam etti: "Bugün YÖK'ün kuruluşunun üzerinden 41 yıl geçmişken yineliyoruz: Üniversiteler bizimdir, kampüslerimizi ne atanmışlara ne sermayedarlara bırakacağız. Barınma, beslenme ve ulaşım hakkımız için mücadeleye devam edeceğiz. Akademik, bilimsel, sanatsal, sportif, kültürel vb. aktivitelerimizi kısıtlamalar ve yasaklamalar olmaksızın gerçekleştireceğiz. Kampüslerde tacize ve şiddete geçit vermeyeceğiz. Kayyumları göndereceğiz! YÖK'ü kapattıracağız! Üniversitelerde söz, yetki, karar üniversite bileşenlerine ait olana dek direneceğiz!"

Gençlik örgütleri, basın açıklaması sonrası bir süre daha yürüyüşe devam etti. "Bizlere kampüslerde şenlik yapamazsınız dediler şenliklerimizi yaptık, mezuniyet yapamazsınız dediler mezuniyetimizi yaptık, YÖK'e dair açıklama yapamazsınız dediler açıklamamızı yaptık. Üniversitelerde söz, yetki, karar hakkı bizlerindir" diyen öğrenciler, "Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" sloganlarıyla yürüyüşü sonlandırdı.