28 Eylül 2024 Cumartesi

Muşlu: Akademi faşizme karşı direndiği için hedefte

Günebakan Gençlik Kültür Evi'nde YÖK'ün 41. kuruluş yıldönümündeki panelde konuşan Eğitim-Sen MYK üyesi Sinan Muşlu, "Günümüzde rektörlük, kayyumluk ve özellikle KHK üzerinden sürdürülen bir YÖK düzeninden bahsedebiliriz" dedi.

Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) 41. yılında Günebakan Gençlik Kültür Evi'nde panel düzenlendi.

Panelde sunum yapan Eğitim-Sen MYK üyesi Sinan Muşlu, YÖK'ün tarihte kalan, eskimiş bir kurum olmadığını, üniversitelerde hala belirleyici bir güç olduğunu söyledi, "Tüm varlığı ile her gün hala üniversitede karşımızda. Özellikle toplumsal hareketin zayıflayışı ve öğrenci hareketinin mevcut durumu içinde tüm gücü ile baskıyı sürdürüyor. Günümüzde rektörlük, kayyumluk ve özellikle KHK üzerinden sürdürülen bir YÖK düzeninden bahsedebiliriz" dedi.

'AKADEMİ FAŞİZME DİRENDİĞİ İÇİN HEDEFTE'
Gerici iktidarların tarihin her döneminde sorgulayan ve eylemi geçeni, bilimi ve bilim insanını kendini sarsacak bir güç olarak gördüğünü belirten Muşlu, bilimsel gelişmelerin toplumsallığı etkilediği için akademinin her zaman hedef alındığını kaydetti. Bin yıllık tarihi olan akademinin kilise otoritesine karşı çıkan ilk güç olduğunu hatırlatan Muşlu, "Bunun için bedel ödemiş olan akademi bugün de faşizme karşı direndiği için hedefte. Bugün de faşist iktidar, dogmaya karşı duruş sergileyen akademisyenlere ve öğrencilere bunun cezası kesilmeye çalışılıyor" diye konuştu.

'ÖĞRENCİLER KATLEDİLDİ, AKADEMİSYENLER SÜRGÜN EDİLDİ'
"YÖK'ün vücut bulduğu zemini kavramak önemli bir görev" diyen Muşlu, "1961 Anayasası ile üniversitelerin idari ve akademik özerkliği bir noktada anayasal olarak bulunmakta idi. Özerkliğini anayasaya karşı savunabileceği bir zemini var. 12 Mart faşist darbesini önceleyen yılda özellikle üniversitelerin bu yönüne darbe vurulmaya çalışılıyor. Üniversiteye yapılan saldırılar bu faşist darbenin habercisi oldu, günümüz koşullarında da buradan bakmak gerekiyor. YÖK postalları ile üniversite kapısına dayandığında kendini aydınların tutsak edildiği, öğrencilerin katledildiği, akademisyenlerin sürgün edildiği yerde kurdu. Kurulduğu günden bu yana politik özgürlüğün gasbını üniversitenin her alanında sağlamak görevi. Bunu geçmişten günümüze kendi kadrolarını her alana yerleştirerek, ağır polis ve asker baskısını okula sokarak, her örgütlü güce saldırarak yaptı" dedi.

Muşlu, YÖK'ün "eskisi gibi değiliz" söyleminin karşılıksız olduğunu vurgulayarak, YÖK'ün darbe kurumu imajından kurtulma çabası içinde olduğunu belirtti. Barış akademisyenlerinin KHK'lerle görevden alındığı süreci hatırlatan Muşlu, "Akademiye yeni dönemde başlatılan tasfiye saldırısı da kendini burada göstermeye başladı" şekline konuştu.

Panel Muşlu'nun sunumunun ardından soru cevaplarla sürdürüldü.