28 Eylül 2024 Cumartesi

MLKP MK: Koronavirüse karşı sonuç alıcı tek ilaç kapitalist sistemi yıkmaktır

Koronavirüse ilişkin açıklama yapan MLKP MK, "Koronavirüs salgınıyla yaşamı elinden alınan işçilerin, kadınların ve ezilenlerin acısı ortaktır. O acıyı ortak düşmana, kapitalist sisteme karşı öfkeye dönüştürelim. Burjuvaziden, burjuva partilerden koronavirüsün aldığı her canın hesabını soralım. Halklar arasındaki dayanışmayı yükseltelim. Herkes için parasız sağlık ve önleyici tıp talebini tüm burjuva devletlere dayatalım" diye belirtildi.

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Merkez Komitesi (MK), Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünyada yayılmasına ilişkin "Koronavirüse, ekolojik krize, göçmenliğe, yoksulluğa, işsizliğe ve adaletsizliğe yol açan tüm virüslere karşı sonuç alıcı tek ilaç kapitalist sistemi yıkmaktır" başlıklı yazılı açıklama yaptı.

13 Mart 2020 tarihli açıklamada, emperyalist dünya burjuvazisinin insanlık için hazırladığı cehennem senaryolarından biri daha, dünyanın dört bir yanında ölüm ve dehşet saçtığı kaydedildi. Kısa sürede binlerce insanın canına mal olan koronavirüs salgınının hızlanarak sürdüğü ifade edilen açıklamada, "Yaşamsal tehlikenin yanı sıra, Türkiye ve Kürdistan dahil pek çok ülke ve bölgede işçilerin, emekçilerin günlük yaşamı felce uğruyor, karantina, sıkıyönetim, sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlamalar ve her türlü polis kontrolü daha da yaygınlaşıyor" denildi.

'KAPİTALİSTLER SALGINA YOL AÇIYOR'
MLKP MK açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:
"Koronavirüs salgını, insanlığın ve gezegenin dışından bir takım doğaüstü canavarların saldırısı değil. Kader değil. Doğa vergisi kaçınılmaz bir felaket değil. Koronavirüs ve benzeri salgınların ortaya çıkmasının, hızlıca yayılmasının, önlenemez hale gelmesinin bütün koşullarını yaratan kapitalizmdir.

"Doğayı ve çeşitli canlıların doğal yaşam alanlarını tahrip ederek, kontrolsüz çoğalmalarına, ya da doğal çevrime katkı sağlayan türlerin yok oluşuna, böylelikle bu canlıların taşıdığı virüs ve bakterilerin kontrolsüzce ortalığa saçılmasına yol açan, kapitalizmdir.

"Tarımda toprağın tek yönlü kullanımına yol açan, ormanları yok eden, iklim değişimi ve kuraklık kaynaklı yangınlara ve canlı göçlerine neden olan, ekosistemi bozan, kapitalizmdir.

"Doğal kaynakların kar hırsıyla kontrolsüz tüketimi ve yıkımının, ekolojik krizin, iklim sorununun bu ve başka sonuçlarının sorumlusu kapitalizmdir.

"İnsanlığa karşı en ufak bir sorumluluk taşımayan laboratuvar deneylerinin sızıntılarını örtbas eden, kapitalizmdir.

"Biyolojik ve kimyasal silahlarla toplu kitle kıyımlarına büyük harcamalar yaparken, kitle sağlığının ihtiyaçlarını tümüyle kar amaçlarına tabi kılan, kapitalizmdir.

"Deli danadan, SARS'a, son onyılların bütün salgınları içinde, kapitalist kimya ve ilaç şirketlerinin kontrolsüz deneylerinin, kapitalist tarımın toprağı dizginsiz sömürüsü sonucu gelişen hayvan kaynaklı virüs yayılımlarının, hayvan ürünleri üretimindeki maliyeti kısma ve karı azamileştirme arayışlarının yol açmadığı tek bir örnek bile yoktur.

'KAPİTALİSTLER SALGINI ÖNLEYEMİYOR'
"Bütün bunlar bir yana, burjuva devletlerin bir salgını önlemede ne derece yetersiz ve yeteneksiz olduğu bir kez daha gözler önünde. Burjuva devletler, insanların günlük yaşamlarını altüst etmeden, eğitimi, ulaşımı bloke etmeden, yoksulluk ve işsizliğe neden olmadan, polis denetimlerini ve polis zorunu devreye sokmadan hiçbir acil plan geliştiremiyor.

Çünkü kapitalizmde sağlık sistemleri koruyucu/önleyici hiçbir altyapı içermiyor, tümüyle ilaç şirketlerinin ve kapitalist sağlık işletmelerinin kar amaçlarınca yönetiliyor. Çünkü onlar için, sürekli bir sağlık pazarının olması, hastalıkların ortaya çıkması, bu şekilde ilaç ve tedavi satılması gerekiyor.

"Çünkü kar getirmeyen hiçbir sağlık önlemine yatırım yapılmıyor. Çünkü önleyici tıp, kapitalizm için gereksiz masraf.

"Çünkü kapitalistler için toplum sağlığı, işsizliğin bu denli yaygın olduğu, ölen her işçinin yerine, on işçinin kuyrukta olduğu koşullarda, yüzyılın başındaki kadar bile önemli değil.

"Çünkü İspanyol gribi salgınının sonuçları üzerine, Sovyetler Birliği, bütün işçi ve emekçilerin ücretsiz ve sınırsızca yararlanacağı yaygın bir toplumsal sağlık sistemi kurarken, İspanya, İtalya ve başkaca kapitalist ülkeler, faşizmi kuruyordu.

"Çünkü yoksullarla zenginler arasındaki uçurum her zamankinden büyük. Çünkü dünya hiç olmadığı kadar zengin, bilim ve teknoloji hiç olmadığı kadar gelişkin, üretim hiç olmadığı kadar hızlıyken, milyarlarca işçinin, emekçinin, yoksul köylünün, emekçi kadının, ezilen halkların bunlara ulaşımı son derece kısıtlı.

"Çünkü koronavirüs salgınının yayılmasını engellemede, su ve sabunla el yıkamanın zorunluluğu her gün ilan edilirken, dünyanın beşte ikisi, yani 3 milyar insan, temiz suyla sağlıklı biçimde el yıkayacağı lavabolardan yoksun.

"Çünkü salgının yayılma hızında soğuğun etkisi biliniyor, ancak ısınma ve barınma olanakları ateş pahası, doğalgaz ve yakıt aslanın ağzında.

"Çünkü insanların büyük topluluklar halinde bağışıklık geliştirebilmeleri için dengeli ve yeterli beslenme koşulları zorunluyken, insanlığın büyük çoğunluğu aç ve yoksul. 3 milyar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu, iki bin burjuvanın, 4,6 milyar insanın toplamı kadar servete sahip olduğu kapitalist sistemin insanlık düşmanı karakterini gösteriyor.

"Çünkü emperyalist işgal ve savaşlar ve büyük bir hızla büyüyen yoksulluk, göç dalgalarına yol açıyor, en ağır barınma, beslenme ve sağlık koşullarında yaşayan göçmenler, en ağır salgın tehditleriyle karşı karşıya geliyor.

"Çünkü kapitalistler, bilimin en gelişkin olanaklarını, insanları büyük kitleler halinde yok etmek için seferber ediyor. En gelişkin teknoloji, silah üretiminde kullanılıyor, en büyük devlet bütçeleri, silahlanmaya ayrılıyor.

'KAPİTALİSTLER SALGINDAN YARARLANIYOR'
"Burjuva devletler ve şirketler, kendi yol açtıkları bu felaketten, en karlı biçimde çıkmanın yollarını arıyorlar.

"Burjuva devletler, gündelik devlet baskısını ve denetimini meşrulaştırmaya ve kabul edilebilir hale getirmeye çalışıyor, işçilerin, emekçilerin günlük yaşamları üzerinde devlet denetimini artırıyorlar. Eylem, miting ve örgütlenme alanlarını daraltıyor, yasaklıyorlar.

"Siyasal olarak kendilerini zorlayan gündemlerin üstünü örtmede, değişik toplumsal çelişkileri törpülemede can simidi gibi koronavirüs salgını gündemine sarılıyorlar. Toplumda umutsuzluğun, korkunun, yabancılaşmanın yayılışını, tecridi, dayanışma zayıflığını propaganda ediyorlar.

"Gıda tekelleri, mallarını pazarlamanın yolu olarak, 'virüsü engelleyen' besinler hakkındaki yalan propagandalarla salgın dönemini bir 'reklam festivaline' çeviriyorlar.

"İlaç firmaları, laboratuvar şirketleri, büyük vurgunlar elde etme peşinde.

"ABD, olası aşı ve önleyici buluşların patentini 'sadece kendisi için' satın alma peşinde.

"Irkçılar haklar arası düşmanlıkları körüklüyor, virüsün ortaya çıkışından değişik halkları, yayılmasından göçmenleri sorumlu tutuyorlar.

'FAŞİST SÖMÜRGECİ ŞEFLİK SALGINI FIRSATA ÇEVİRME PEŞİNDE'
"Koronavirüs salgınının Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da bir tehdit oluşturduğu gerçeğini, ancak emperyalist mali merkezlerin fon vaatlerinden sonra kabul eden faşist şeflik rejimi, salgının faturasını işçi sınıfı ve emekçilere yıkma, salgının alacağı canlarla ekonomik avantajlar satın alma peşinde.

"TÜBİTAK dahil tüm bilim-teknoloji kurumları, şirketleri, Rojava işgaline, Güney Kürdistan bombardıman saldırılarına, Kuzey'de gerillayı yok etme saldırılarına silah sağlamak için, telefonları dinlemek, sosyal medyada cadı avını en modern yöntemlerle yürütmek, kentleri kameralarla doldurmak, bekçileri silahlandırmak için tüm gücüyle çalışıyor. Ancak önleyici sağlık kapsamında hiçbir buluşu ve çalışması yok.

"Sağlığı paralı hale getiren, zamları, yoksulluğu hatırlatanlara 'merminin fiyatından haberin var mı' diyen faşist şef ve partisi, önleyici tıp konusunda parmağını bile kımıldatmıyor.

"Okullar tatil, ancak evler soğuk ve hastalıklara gebe. Doğalgaz ve elektrik zamları işçi sınıfı ve emekçileri 'kemer sıkmaya' zorluyor. Ev emekçisi kadınların yükü daha da ağırlaşıyor.

"Yaşlılar, kronik hastalar, emekliler, salgının en kırılgan hedefleri, ancak sosyal güvencelerden yoksunlar, gelirleri kısıtlı, bakım olanakları faşist şeflik rejimine tabi olma karşılığında dağıtılan rüşvetlerle sınırlı.

'YA İNSANLIĞIN YOKEDİLİŞİ YA SOSYALİZM'
"Koronavirüs salgını, doğanın kar hırsıyla sınırsızca, kontrolsüzce talan edilmesinin sonuçlarının henüz küçük çaplı olan bir örneği. Kapitalizmin insanlığa hazırladığı gelecek bu. Kapitalizmin doğaya yönelik bu büyük talanı ve saldırısı, kuşkusuz ki giderek, koronavirüs salgınından çok daha büyük felaketlere yol açacaktır.

"İnsanlığın binyıllara dayanan bilimsel birikiminin bu denli yüksek olduğu, teknolojinin bu denli geliştiği günümüzde, salgın karşısında bu ortaçağ dönemi acizliği, çaresizliği, kapitalizmin işçi ve emekçilere, kadınlara, ezilen haklara verecek hiçbir şeyinin olmadığını bir kez daha göstermektedir.

"İnsanlığın önünde iki seçenek var. Ya kapitalizmin giderek büyük ölçeklerde ürettiği kıyım, yıkım, kuraklık, yoksulluk ve savaştan örülmüş barbarlığa teslim olmak ya da sınıfsız, sınırsız, cins ayırımsız bir dünyayı hazırlamak için sosyalizmi kurmak!

"Dünyanın dörtbir yanında koronavirüs salgınıyla yaşamı elinden alınan işçilerin, kadınların ve ezilenlerin acısı ortaktır. O acıyı ortak düşmana, kapitalist sisteme karşı öfkeye dönüştürelim. Burjuvaziden, burjuva partilerden koronavirüsün aldığı her canın hesabını soralım. Halklar arasındaki dayanışmayı yükseltelim. Herkes için parasız sağlık ve önleyici tıp talebini tüm burjuva devletlere dayatalım."