27 Eylül 2024 Cuma

MLKP Avrupa Örgütü 7. Konferansı'nı gerçekleştirdi

MLKP Avrupa Örgütü 7. Konferansı 26-28 Kasım'da başarıyla gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, "Yeni mücadele döneminin ihtiyaçlarına cevap vermek hedefiyle değişik konularda devrimci kararlar aldı" denildi.

Marksist Leninist Kominist Parti (MLKP) Avrupa Örgütü 7. Konferansı 26-28 Kasım'da başarıyla gerçekleştirdiğini duyurdu.

Konferansa ilişkin "Örgütlenelim, mutlu ve özgür bir insanlık için kavgayı yükseltelim" başlıklı açıklama yapan MLKP Avrupa Komitesi, "Sosyalist demokrasi koşullarında gerçekleşen 7. Konferans geride kalan iki yılda yürütülen politik, örgütsel, ideolojik, sosyal çalışmaları eleştirel devrimci tarzda ele alarak canlı biçimde tartıştı" denildi.

Açıklamada "Çalışmalarını ön Asya ve Ortadoğu'da yeni bir devrimci yangın ve özgürlük umudu tutuşturan Rojhilat, İran ve Belucistan devriminden aldığı güçle sürdüren 7. Konferansımız, MLKP Avrupa Örgütü'nün, partimizin Türkiye ve Kürdistan'daki savaşımı ve enternasyonalist görevleriyle bağlı politik görevlerle ilişkilenişteki başarı ve yetersizliklerini saptadı. Bunlara ve yeni mücadele döneminin ihtiyaçlarına cevap vermek hedefiyle değişik konularda devrimci kararlar aldı" diye kaydedildi.

MLKP Avrupa Örgütü 7. Konferansında şu kararlar alındı:

"Kürdistan ve Türkiye'deki politik gelişmelerle ve Avrupa sahasında işçilerin ve ezilenlerin sorun, talep ve özlemleriyle daha sıkı bir ilişkileniş içinde olmayı; yerkürenin dörtbir yanında demokratik haklar ve politik özgürlük için yürülen mücadelelerle dayanışmayı yükseltmeyi,

Tayyip Erdoğan'ın faşist şeflik rejiminin göçmen işçi, politik sürgün ve mülteci olarak Avrupa'da ve dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan insanlarımıza yönelik faşist tehditlerine; şu veya bu nedenle Türkiye ve Kürdistan'a giden göçmenlere dönük gözaltı, tutuklama, dava açma, hapis hükmü, imza, çıkış yasağı, hava alanlarından geri çevirme vb faşist saldırılara, ajan-muhbir haline getirmeye çalışma gibi faşist, şerefsiz baskılara karşı faaliyetlerini ve eylemlerini güçlendirmeyi,

Türkiye'den ve Kürdistan'ın dört parçasından sayısı milyonlarla sayılan işçi sınıfına ve ezilenlere mensup göçmen kitleler içinde sabırlı, fakat ısrarlı, sürekliliği sağlanmış, nitelikçe güçlendirilmiş, araç ve biçim yönünden zenginleştirilmiş bir çalışma yürütmeyi,

Göçmen işçi, öğrenci ve ev emekçisi kadınlar arasındaki kitle çalışmasını yaygınlaştırarak ve yeni kesimlere taşıyarak güçlendirmeyi, komünist kadın örgütleri dışında, tüm parti örgütlerinin bu çalışmaya ve kadın kadrolaşması çalışmasına seferber edilmesini,

Komünist Gençlik Örgütünün gençlik kitleleri arasında yürüttüğü ve partinin enternasyonalist ruhunu, mayasını güçlendiren çalışmalarda kazanılan başarıların pekiştirilmesini ve parti çalışmalarına nitelik katacak yeni bir düzeye yükseltilmesini,

Kürdistan ve Türkiye cephesinden parti ve gruplarla kol kola yürütülen birleşik mücadeleyle bağlı eksiklerini gidermeyi, bu temeldeki görevlerini etkin biçimde yerine getirmeyi ve bu alanda parti politikasını daha güçlü biçimde uygulamayı, tüm devrimci, antifaşist ve antisömürgeci partileri bu doğrultuda zorlamayı,

Türkiye, Kuzey Kürdistan, Doğu Kürdistan, Güney Kürdistan ve Avrupa hapishanelerindeki politik tutsaklar başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında özgürlük uğruna mücadeleleri nedeniyle zindanlarda tutulan siyasi tutsaklarla ve tutsak örgütleriyle dayanışmanın, işbirliğinin güçlendirilmesini,

Politik, toplumsal, kültürel çalışmalar yürütmek için oluşturulmuş değişik kurumların biçim ve işlev yönünden daha nitelikli, üretken ve verimli hale getirilmesini,

MLKP Avrupa Örgütü, Komünist Kadın Örgütü ve Komünist Gençlik Örgütü militanlarından başlayarak, parti güçleri ve en geniş kitleler içinde içinde sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarıyla bağlı kararlılık, cesaret, paylaşım, dayanışma ve fedakarlık çıtasının yükseltilmesi için ideolojik çalışmaların yoğunlaştırılmasını kararlaştırdı.

Kardeşler!

Emperyalist küreselleşme tüm dünyada işçi sınıfı, kadınlar, yoksullar, gençlik ve emekçiler için hayatı çekilmez hale getirmeye devam ediyor. Milyarlarca insan, kötüleşmeye devam eden çalışma koşullarının, uzamakta olan iş gününün, düşmeye devam eden ücret ve maaşların, büyüyen, yeni kesimlere yayılan açlığın, işsizliğin, temiz içme suyundan yoksunluğun, barınma sorununun, sağlıklı tedavi hakkından mahrumiyetin acısıyla kıvranıyor. Ekolojik tahribatın yarattığı büyük sorun ve tehlikelerle yüz yüze bırakılıyor. Dün sahip olduğu demokratik hak ve özgürlüklerden yoksun kılınıyor. Faşist yasa ve devlet terörü altında eziliyor. Toplumsal çürüme cenderesinde öğütülüyor. Emperyalist yağma savaşlarında yok ediliyor.

Avrupa kapitalizmi ve egemenleri tüm bu suçların ve saldırganlığın temel odaklarından biri. Korona salgını karşısında milyonları ölüme yollayan, yüz milyonlarca insanı ağır bir ruhsal travmaya sokan Avrupa emperyalist kapitalizmi ve devletleri, şimdi de Ukrayna'da yürütülen ABD ile Rusya arasındaki emperyalist hegemonya savaşında ABD'nin suç ortağı, askeri lojistiği ve bütçe kaynağı olarak, Avrupa halklarını soğuğun, hayat pahalılığının, yoksullaşmanın kollarına attılar.

Avrupa işçi sınıfının, kadınların, emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin haklı ve onurlu itirazları, direniş, grev ve gösterileri bütün bu ekonomik, toplumsal, siyasi ve askeri saldırganlığı püskürtmeye yetmese ve devrimci hedeflerden yoksun olmanın güçsüzlüğünü taşısa da, büyük mücadeleleri hazırlayacak tohumlar ekiyor. Onuru ve umudu yükseltiyor.

Kardeşler!

Türkiye ve Kürdistan'da büyük tehlikelerle, tarihi devrimci fırsatların iç içe geçtiği bir dönemden geçiyoruz.

Bir faşist terör, yağmacı savaş, işgal, katliam, soykırım ve yalan makinası olan Erdoğan'ın faşist şeflik rejimi 20 Temmuz 2015'teki Suruç katliamından günümüze tüm güç ve imkanlarıyla saldırıyor. Kuzey Kürdistan, Rojava ve Güney Kürdistan birer savaş alanı. Faşist şeflik rejiminin yönetimindeki Türk sermaye devleti Kürt ulusal kazanımlarını yok etmek, Kürt ulusunu soykırımdan geçirmek; Türk işçilerini ve ezilenlerini köleleştirmek, şovenizmle uyuşturup çürütmek; Türk ve Kürt Alevilerine politik İslamcı boyunduruk vurmak istiyor. Bunu başarmak için PKK'yi, MLKP'yi ve devrimci partileri, örgütleri fiziki olarak ortadan kaldırmayı, HDP, HBDH gibi demokratik ve devrimci birleşik cepheleri yıkmayı, halklarımızı örgütsüzleştirmeyi hedefliyor.

Ne var ki, faşist inkarcı sömürgecilik, ABD'nin, İngiltere'nin, Almanya'nın, Fransa'nın, NATO'nun, Rusya'nın ve ulusal ihanete batmış KDP'nin verdiği desteğe rağmen hedeflerine ulaşamıyor. PKK, MLKP ve belirli devrimci partiler, örgütler direnişi sürdürüyor. Kentlerde HBDH milisleri fedakar ve cüretli eylemlerine devam ediyor. Kır gerillası en elverişsiz koşullara göğüs geriyor, dağları terketmiyor. Özgür tutsaklar, zulmün her biçimine rağmen teslimiyet dayatmasına boyun eğmiyor. Milyonlarca insan birleşik demokratik cephenin, HDP'nin etrafında sımsıkı duruyor. İşçilerin ve ezilenlerin öncü kesimleri mücadelelerini güçlendirmeye, daha cesur çıkışlar yapmaya başladılar. Geniş yığınların bağrında biriken öfke hiç umulmadık bir anda ve hiç umulmadık bir nedenle büyük bir patlamaya dönüşmeye aday.

Gerilla, Güney Kürdistan'da faşist sömürgeciliğin kimyasal silahlarla, taktik nükleer bombalarla tahkim edilmiş işgal saldırısını durdurmayı, Medya savunma alanlarını ele geçirme, PKK yönetimini yok etme planına çok ağır bir darbe vurmayı başardı.

Rojava halkı devrimi sahipleniyor. Şengal halkı kazanımlarını göz bebeği gibi koruyor.

Doğu Kürdistan'da patlayan isyan, önce bir ayaklanmaya, bir aşamadan itibaren ise Rojhilat, İran ve Belucistan'ı sarsan bir devrime dönüştü.

Dişe diş yürüyen savaş taraflardan birinin yenilgisiyle sonlanma yönünde ilerliyor.

İşçiler, kadınlar, gençler, LGBTİ+ bireyler, emekçiler, sanatçılar, aydınlar!

Faşizme ve sömürgeciliğe karşı,

Emperyalist küreselleşme canavarına ve emperyalist savaşlara karşı,

Sömürüye, ücretli kölelik düzenine karşı,

Kadınları cendereye alan, nefessiz bırakan erkek egemen sisteme karşı,

Homofobiye ve transfobiye karşı,

Doğal ve tarihi çevrenin, ekolojik sistemin tahrip edilmesine karşı,

Yoksulluğa, işsizliğe, iş cinayetlerine, mezarda emekliliğe karşı,

Toplumsal çürümenin her biçimine, uyuşturucunun gencecik hayatları esir almasına karşı,

İnsanı insanın kurdu haline getiren sermaye ideolojisine ve burjuva ahlak anlayışına karşı mücadeleye omuz vermek için MLKP saflarında birleşelim. MLKP Avrupa Örgütünün devrimci çalışmalarına katılalım, küçücük de olsa mutlaka bir görev omuzlayalım.Yaşı ve eğitimi ne olursa olsun, fiziki sağlığı hangi zorlukları çıkarırsa çıkarsın her işçinin, her kadının, her gencin, her LGBTİ+ bireyin, her sanatçının, her emekçinin başarabileceği bir devrimci görev vardır. Devrim bu çok değişik görevlerin birbirini bütünlemesiyle gelişecek, güçlenecek, büyüyecek ve zafere ulaşacaktır.

Çalıştığımız fabrikalarda, işletmelerde, ikamet ettiğimiz mahallelerde, eğitim gördüğümüz okullarda, içinde yer aldığımız Alevi kurumlarında, yöre derneklerinde özgürlük ve sosyalizm propagandası yürütelim, sosyalist yayınları dağıtalım. Arkadaşlarımızı, dostlarımızı devrimci eylem ve etkinliklere katılmaya, devrimci kurumlara gitmeye, çalışmalarda görev almaya davet ve ikna edelim. Çocuklarımızı insani niteliklerini geliştirecekleri, başı dik, onurlu, güven duyulan insanlar olarak yaşamalarını sağlayacak değerler edinecekleri, politik bilinçle donanacakları kitle örgütlerine, kamp ve diğer kolektif etkinliklere yöneltelim. Devrimci fikirlerle, kitaplarla, filmlerle, yayınlarla tanıştıralım. Ölümsüzlerin ailelerini ziyaret edelim. Devrimci savaşımın gazileriyle dayanışma içinde olalım. Devrimci tutsaklara omuz verelim. İnsan onurunu yüksekte tutalım.

MLKP Avrupa Örgütü saflarında örgütlenelim, mücadeleyi büyütelim!

Tek yol devrim, yaşasın sosyalizm!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!"