28 Eylül 2024 Cumartesi

Mithat Sancar: Kazandıklarımızla yeni yaşamı inşa edeceğiz

HDP Eş Genel Başkan adayı Mithat Sancar, HDP ve HDP'lilerin ödediği bedelin boşa olmadığının bugün bir kez daha ortaya çıktığını söyledi Sancar, "Kazandıklarımızla yeni yaşamı inşa edeceğiz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 4. Olağan Kongresi'nde Merkezi Mutabakat Komisyonu tarafından Eş Genel Başkan adayı olarak önerilen Mithat Sancar, konuşma yaptı.

Salonu Kürtçe, Arapça ve Türkçe selamlayan Sancar, "Türkiye'nin, Kürdistan'ın en köşesinden buraya, baskılara aldırmadan geldiniz. Buraya cesareti, umudu getirdiniz. Bütün ülkeye, bütün bölgeye cesaretin ve umudun tanımını yaparak geldiniz, bunu anlatarak geldiniz" dedi.

BOŞUNA ÖDENMİYOR BU BEDELLER
Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Elbette konuşmaya başlamadan önce ilk selamı hak edenlere buradan bu selamı yürekten göndermek gerekiyor. Cezaevlerinde rehin tutulan yoldaşlarımız, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, bütün diğer yoldaşlarımız, zorunlu sürgüne gitmek zorunda kalan çok değerli kardeşlerimiz, buradan, bütün ülkeye yürek dolusu selam gönderiyoruz. Siz de mutlaka görüyorsunuz, göremiyorsanız hissediyorsunuz, boşuna çekilmiyor bunca acılar, boşuna ödenmiyor bu bedeller."

'HDP UMUDUN PARTİSİDİR'
"HDP nedir?" diyen Sancar, şunları söyledi: "Tanımlamak için yüzlerce kelime bulabiliriz ama HDP en başta umudun partisidir. Peki soruyorlar; bu kadar baskı, zulüm, hapis, ölüm var. Nereden çıkartıyorsunuz bu umudu diyorlar. İşte sizlerden alıyoruz bu umudun kaynağını. Bedel ödeyenlerden ödemekten çekinmeyenler, özgürlüğe yaşama aşık olanlardan alıyoruz bu umudu."

'DİRENMEK İÇİMİZDE'
Salondakilere, "Direnmenin hikayesini size anlatmak haddime değil" diyen Sancar, "Yolundan bedel ödeyerek vazgeçmeyenler çoğalıyor, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Direnmek bizim içimizde. Direnmek zorunda kalan Kürtlerin, Türklerin, yoksulların, emekçilerin partisiyiz" şeklinde konuştu.

'KAZANDIKLARIMIZI, YENİ YAŞAMI İNŞA EDECEĞİZ'
Direnişi büyütme ve daha yükses sesle haykırılması gerektiğini kaydeden Sancar, azamanın "inşa" zamanı olduğunu belirtti. Sancar, şunları söyledi: "Kazandıklarımızı inşa edeceğiz. Bu inşanın temeline demokrasi, özgürlük ve barış koyacağız. Demokrasiyi, başarı, adaleti özgürlüğü inşa etmek için artık zaman gelmiştir. Direnerek bize bu mirası getirenler bize bu görevi yazıyorlar söylüyorlar. Yeni yaşamı inşa edin, demokratik hayatı özgür yaşamı inşa edin. HDP inşa yolundadır ve bunu başaracaktır."

YALANA, TALANA SON VERİN'
İnanç ve başarma iradelerinden asla şüphe duymadıklarını kaydeden Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Zaten bizsiz, bunların olmasının da imkanı yok. Bizsiz olmaz diyoruz. Bunun hep anlatıyoruz. Ama sadece bizimle olmaz. Biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz fakat bu kadar gaddar bir iktidar ve bu kadar ağır bir zulüm varken şimdi el ele tutuşmak ve birlikteliği büyütmek güçleri çoğaltmak gerekiyor. Demokrasi barış ve adalet isteyen herkese çağrımız var. Son yıllarda büyük yaralar açıldı. İnsanlar aşından ekmeğinden edildi. Kayyum ile halkın iradesi gasp edildi. Cezaevleri doldu insanlar kaçırıldı katledildi. Bu yaraları saracak iradeyi ortaya koyalım. Haksızlıkları giderecek bir yol planı üzerinde çalışalım. Herkese yapıyoruz bu çağrıyı. 

"Sonra talana son verin. Kararlı davranacağımızı ilan edelim. Gireceğimizi birlikte ilan edelim. Doğayı talan edenleri, yarattığı büyük tahribatları nasıl tamir edeceğimizi birlikte konuşalım. Talan her alanda var. Bu talanı durdurmak bizim öncelikli görevimiz olmalıdır. Gelin bunu birlikte ilan edelim.

'YALANI BİTİRİP, HAKİKATİN ÖNÜNÜ AÇALIM'
"Sabahtan akşama yalan söylüyor iktidar ve medyası. O kadar çok yalan yaydılar ki toplum nefes alamaz oldu. Gelin yalanı bitirelim. Söze özgürlük verelim, hakikatin önünü açalım. Ve değerli dostlar, gelin kanı durduralım. Talan iktidarları da yalan iktidarları da kandan beslenir, savaştan beslenir. Şimdi kanı durdurmak büyük barışı kurma zamanıdır. Biz HDP olarak tekrar yapmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz ama daha anlaşılır ve daha güçlü bir şekilde söylüyoruz. Barış için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırız."

MÜZAKERENİN ADRESİ TOPLUMUN KENDİSİDİR'
"Barış için kim bir milim adım atıyorsa, biz kilometrelerce gitmeye hazırız. Bu barışı kuracağız" diyen Sancar, "Fakat nasıl kuracağımızı da bütün toplumla müzakere ederek, belirleyeceğiz. Müzakerenin adresi bizatihi toplumun kendisidir. Toplumla müzakere edeceğiz, toplumla birlikte kuracağız. Bu barışın güvencesini iktidarlara, şahıslara bırakmayacağız. Bu barışın güvencesini halk da arayacağız. Hakemimiz kim olacak? Bütün ülke hakem olacak. Dünya vicdanı hakem olacak. Biz varız, bu çağrıyı yapıyoruz."

'ASTANA'DA, SOÇİ'DE MUTABAKAT ARANMAZ'
Öcalan'la yapılan müzakere sürecini hatırlatan Sancar, "İmralı'nın kapılarını açın ki barışın yolu sonuna kadar açılsın" dedi. Sancar, şunları söyledi:
"Bu büyük barışın merkezi bu topraklardır, kaynağı burasıdır. Buradan mutabakatları Astana'da, Soçi'de arayanlara da sesleniyoruz. Mutabakat orada aranmaz. Size hiçbir şey vermez. Tam tersine bu ülkeye ve bu bölgeye daha çok kaos ve kan getirir. Mutabakat arıyorsanız, işte Dolmabahçe mutabakatı, onunla yürüyelim. Yok diyorsanız yeni mutabakat yapalım. Soçi'de Astana'da değil, Beyaz Saray'da değil, Şam'da, Qamişlo'da Ankara'da yapalım. Halkların barışını bu topraklarda sağlayalım. Güvenlik istiyorsanız, S-400 sağlamaz, patriot sağlamaz. Halkların en büyük ihtiyacı, eşitliktir. Halkların karşılıklı saygısını esasa almaktır, halkların iradesini tayin hakkını saygı göstermektir. O nedenle barış için şimdi en kritik kavşaktayız. Şartlar müsait mi? diyeceksiniz. Ben zorluklardan söz etmeyeceğim. Her şey gözler önünde. Efrin'deki işgal, Kuzey Suriye'ye askeri müdahale gözler önünde şimdi İdlib. Bunların ne kadar vahim olduğunu anlatmama gerek yok."

YÜZ YIL SAVAŞLARINI DAYATANLAR VAR
"Bundan aşağı yukarı 400 yıl önce Avrupa kurulurken, 30 yıl savaşları yaşandı. O savaşlardan medet umanlar vardı. Ondan 200 yıl sonra Avrupa'nın yeniden kuruluşunu savaşla şekillendirmek isteyenler vardı. 100 yıl savaşlarını da yaptılar. Şimdi de Ortadoğu'ya, Türkiye'ye bu topraklara yüz yıl savaşlarını dayatanlar var. Tam da onlardan 100 yıl sonra bir büyük filozof çıktı, küçük kitap yazdı. Ebedi barış üzerine söylem. O mücadele bugün Ortadoğu'da sürüyor. Yüz yıl savaşları mı ebedi barış mı? Biz ebedi barışın sözcüsü, kavgacısıyız. Bu barış mücadelesine herkes katılmalı, en azından savaştan, talandan, yalandan ve kandan medet umanlara karşı olan herkes, bu mücadeleye mutlaka katılmalıdır. Ebedi, onurlu barış. Barışa gitmek için, nefret ve intikam dilini kullanmamalı. Nefret ve intikam duygularıyla barışı yolu yürünmez. Bizim yolumuzu aydınlatacak ülkeler, yüzleşme ve adalet ilkeleridir. Bizim dilimiz yüzleşme ve adalet dili olacaktır. Barış arayışının da demokrasi mücadelesinin de, bu dili daha da geliştirmek görevimiz olmalıdır. Değerli yoldaşlarım, yeni bir dil olmadan, yeni bir dünya kurulamaz. Yeni dili de yenidünyayı da kuracağız. Buna inancımız var.

ÜLKEYİ ADİL YÖNETMENİN YOLU
"Bundan sonrası için şiarımızı geleceğe yürüyüş olarak belirledik. Geleceğe yürüyoruz, önümüze çıkan bütün engelleri kaldıracağız. HDP artık bu ülkeyi Türkiye'nin demokratlarıyla birlikte yönetmeye aday, talip. Türkiye'nin demokratlarıyla birlikte yöneteceğiz. Buna inancımız, birikimimiz, gücümüz var. Önce biz inanacağız, sonra diğerlerini inandıracağız. Bu yol iktidar değil, ülkeyi adil yönetmenin yoludur. HDP'nin önü açıktır. Türkiye'yi yönetmeye aday bir HDP için, eşitlik ve barış için ne kadar büyük bir şans, imkan ve güvence olduğunu herkes iyi görmelidir, değerlendirmelidir. Evet, bizlerin hedefi herkesin özgür olduğu bir ülke, herkesin eşit olduğu bir toplum, herkesin onuru ile yaşadığı demokratik bir cumhuriyettir. Türkiye'nin demokrasiden, adaletten ve barıştan yana bütün güçleriyle yürütmeye hazırız. Verdiğimiz sözlerin arkasında her zaman durduğumuzu, vaatlerimize hiç bir zaman sırt dönmediğimizi, asla bir propaganda olmadığını kanıtladık. Bundan sonra kanıtlamaya kanıtlamaya ihtiyaç yok. Herkesi hayata bakmaya davet ediyorum.

TOPLUMSAL MÜZAKERE
"Kardeşliğin ön şartı, herkesin özgür olması, herkesin eşit olması. Özgürlüğün ve eşitliğin olmadığı bir yerde kardeşlik olmaz. O nedenle özgürlük, eşitlik için mücadele aynı zamanda halkların kardeşliği için mücadeledir. Bu kongre bizim bu kürsüden Türkiye'ye en önemli mesajlarımızı, en net hedeflerimizi gösterme kongresidir. Sadece; toplumsal sorunların şiddetle çözümleyemeyeceğini biliyoruz. Eğer şiddet bir ülkede ortaya çıkmışsa, bunun sebeplerini görmeden, ortadan kaldırmadan, gerçekten şiddete karşı mücadele etmek, şiddeti bitirmek mümkün değil. Mutlaka şartları samimiyetle görmeli sonra şiddeti demokratik yöntemlerle bitirecek, ülkeyi barışa ve özgürlüğe taşıyacak adımları hep birlikte atabiliriz. Çözümün demokratik siyaset olduğundan en ufak şüphe duymuyoruz. Çözüm özgür ifade de, toplumsal müzakerededir. Gelin hep birlikte el ele verelim, sorunları birlikte görelim. Çözümü birlikte tartışalım.

"Değerli Hasan Hüseyin Korkmaz gibi. Ne diyor: Kandan kına yakılmaz. Biz emekle, alın teriyle kınaları yakacağız, kanla değil. Özgürlüğün güzel olduğunu biliyoruz, barışın güzel olduğunu biliyoruz. Zafer bizimdir. Başaracağız, mutlaka başaracağız."