29 Eylül 2024 Pazar

KESK: Vaka görülen 35 işyerinden sadece 3'ünde karantina uygulanmaktadır

KESK İstanbul Şubeleri Platformu tarafından Covid-19 pandemisi ile ilgili hazırlanan rapora göre, İstanbul'da 7'si sağlık emekçisi olmak üzere 8 kamu çalışanı yaşamını yitirdi. Rapora göre 35 işyerinde virüs tespit edilmesine rağmen sadece 3'ünde karantina uygulandı.

Kamu Emekçileri Sendikaları İstanbul Şubeleri Platformu, "KESK İstanbul Covid-19 Salgın İzleme Kurulu Raporu"nu yayınladı. KESK'e bağlı sendikaların İstanbul şubelerinin gönderdiği raporların ortaklaştırılmasıyla oluşturulan raporda, salgının başlamasından 17 Nisan'a kadar yaşanan gelişmeler, sorunlar, öneriler ve taleplere yer verildi.

Raporun, "İşyerlerinde çalışma durumu ve süreleri" bölümünde, "Hükümet zorunlu olmayan kamu işyerlerinde çalışmayı zorunlu kılarak hem kamu çalışanlarını hem de vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye atmaktadır" ifadelerine yer verildi. Raporda, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda öğretmenlerin idari izinli sayıldığı belirtilirken, MEB'e bağlı il-ilçe teşkilatlarında görevli personel ve okullardaki idari kadro ve diğer kamu kurumlarına bağlı birimlerin çalışmaya devam ettikleri vurgulandı.

İşyerlerinde Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirlerin yetersizliğine dikkat çekilen raporda, özellikle tek kullanımlık maske sayısının az olduğu belirtildi. Raporda, "Sağlık emekçilerinin barınması konusunda ayrılan yerler olmakla birlikte sayılarının çok yetersiz olduğu ve buralarda yemek ihtiyacının karşılanmadığı bilgisi verilmiştir. Çalışan sağlık emekçilerinin ulaşım ihtiyacı ücretsiz kılınmış olmakla beraber toplu ulaşım kullanıyor olmaları risk faktörü olarak belirlenmiştir" denildi.

Vakaların görüldüğü işyerlerinde ve personele farklı uygulamalar yapıldığı ifade edilen raporda, "Vaka görülen işyerlerinde görülen farklı uygulamalar ve karantina yoluna gidilmemesi hem hizmet veren kamu emekçilerini hem de hizmet alan yurttaşların sağlığını tehlikeye atmaktadır. Ayrıca vaka görülen işyerlerinin bir çoğunda bütün çalışanları ve ailelerini kapsayan bir tespit (test) ve izolasyon çalışması yürütülmemiştir" tespitine yer verildi.

"İstanbul'da vatandaşlarımızın her gün hizmet almak için gittikleri PTT işyerleri, Nüfus, Tapu Müdürlükleri, Vergi Daireleri, İŞKUR'lar başta olmak üzere 35 işyerinde toplam 1328 kamu emekçisinde Covid-19 vakası görülmüştür. 35 işyerinden sadece 3'ünde karantina uygulanmaktadır" denildi. Bunlardan sadece Halkalı Zirai Karantina Müdürlüğü, Kasımpaşa Vergi Dairesinde vaka tespit edilen oda ile Şişli İşkur'da karantina tedbirleri uygulandı.

Rapora göre, 1328 vakadan 1207'sini sağlık işkolunda çalışan emekçiler oluşturuyor.

KESK İstanbul Şubeler Platformu'nun hazırladığı rapora göre, 7'si sağlık işkolu, 1'i de vergi dairesi çalışanı olmak üzere 8 emekçi de virüs nedeniyle yaşamını yitirdi.

"65 Yaş üstü ile 20 yaş altı yurttaşlara yönelik sokağa çıkma yasağı uygulamaya devam etmektedir. Ancak İstanbul'da birçok emekçi aile bu yaş grubundaki aile bireyleriyle birlikte yaşamaktadır. Emekçiler bir yandan hayatları pahasına çalıştırılmaya devam ederken diğer yandan risk grubundaki aile bireylerine hastalık bulaştırma riskini sürdürmektedir" diyen KESK İstanbul Şubeler Platformu, taleplerini şöyle sıraladı:

*Yaşamsal öneme sahip olmayan işkollarında çalışan bütün emekçiler mali ve sosyal hakları korunarak ücretli izne çıkarılmalıdır.
* Çalışmayı sürdüren kamu emekçilerine düzenli test uygulanmalıdır.
*Covid-19 vakası görülen işyerlerinde karantina uygulanmalıdır.
* Salgınla mücadele konusunda kamu kurumları şeffaf olmalı, meslek örgütleri ve ilgili sendikalar sürece dahil edilmelidir.
* Bu sürecin ancak toplumsal dayanışmayla aşılabileceği sendikamız tarafından defalarca dile
getirilmiştir. Ancak bunun yolu kamu emekçilerini, eğitimini almadıkları ve kendi alanları dışındaki işlerde görevlendirmek değildir. Vefa Sosyal Destek Grupları gibi uygulamalarda resen görevlendirmelere son verilmeli gönüllük esas alınmalıdır.
* Bu dönem içerisinde tutuklu ve hükümlerin durumuyla ilgili, tedbir gerekçesiyle çıkartılan infaz yasası maalesef tedbir almaktan çok uzak, özellikle muhalif siyasetçilere, gazetecilere, öğrencilere ve sendikacılara karşı intikamcı bir yaklaşım barındırmakta, dolayısıyla cezaevlerindeki muhalifleri ölüme terk eden bir yaklaşımla çıkartılmıştır. Çocuk istismarı, taciz, tecavüz ve kadına yönelik şiddet suçlularının her ne kadar resmi olarak kapsam dışı bırakıldığı iddia edilse de detayları incelendiğinde yasadan yararlandırıldıkları, dolayısıyla bu durumun kadınlar ve çocuklar açısından yaşamsal tehditler açığa çıkardığı görülmektedir. Çıkartılan bu infaz yasası tüm toplum açısından olduğu gibi biz KESK'li emekçiler açısından de ciddi yaşamsal kaygılar yaratmaktadır.

KESK, sağlık ve sosyal hizmetler işkolu için de şu talepleri dile getirdi:
1. Beslenme konusunda gıda takviyeleri yapılmalı, barınma konusundaki yetersizlikler çözülmeli,
2. Sağlık emekçilerinin ulaşım meselesi için ayrı planlama yapılmalı.
3.Ataması yapılmayan sağlık emekçilerinin ataması yapılmalı, KHK'lı sağlık emekçileri işlerine geri dönmeli, güvenlik soruşturmasında bekleyenler işe başlatılmalıdır.
4. Şu an bakanlığın açıklamış olduğu tavan performans ödemesinden yararlanamayan 4-D kadrosunda çalışan sağlık emekçilerinin özlük ve mali haklarında bir an önce iyileştirmeye gidilmelidir.