28 Eylül 2024 Cumartesi

Katliam soruşturmasında 17 tutuklama

Taksim'de İstiklal Caddesi üzerinde patlatılan bombayla ilişkili oldukları iddiasıyla 17 kişi tutuklandı. Bombayı bıraktığı öne sürülen Ahlam Albashir savcılık sorgusunda çantada uyuşturucu olduğunu düşündüğünü söyledi. Albashir ile birlikte gözaltına alınıp tutuklananların ÖSO bağlantıları ortaya çıkarken, gazeteci Hediye Levent, Albashir'in Suriyeli olmadığını yazdı.

Taksim'de 13 Kasım günü gerçekleştirilen bombalı katliamda 6 kişinin yaşamını yitirmesi, 81 kişinin yaralanmasıyla ilgili oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 51 kişiden 17'si tutuklandı.

İki kişi emniyetten serbest bırakılırken dün savcılığa sevk edilen 49 kişinin ifadeleri 29 savcı tarafından alındı. Savcılık sorgularının ardından Ahlam Albashir, patlama sonrası bindiği korsan taksinin sahibi Yasir El Korali, Albashir'i araçla bir eve götürdüğünü söyleyen ve göçmen kaçakçısı olduğu iddia edilen Ammar Jarkas ile kardeşi Ahmed Jarkas'ın da aralarında bulunduğu 17 kişi tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Savcılık 3 kişi için de adli kontrol şartı uygulanmasını istedi.

Mahkeme, 29 kişinin sınır dışı edilmesine, aralarında Ahlam Albashir'in de olduğu 17 kişinin tutuklanmasına, 3 kişinin ise adli kontrol tedbiri ile serbest bırakılmasına karar verdi. Tutuklananlar Silivri Hapishanesine götürüldü.

'ÇANTADA BOMBA OLDUĞUNU BİLMİYORDUM'
İstiklal Caddesindeki bombalı katliamın ardından devlet cephesinden yapılan çelişkilerle dolu açıklamalar, kontra saldırıya işaret ederken, Ahlam Albashir'in sızdırılan polis ifadesi ile savcılık ifadeleri birbirini tutmadı. Polis ifadesinde bombayı bırakmak için İstiklal Caddesine gittiğini ve öncesinde keşif yapmak için üç kez Taksim'e gittiğini söylediği öne sürülen Albashir, savcılık ifadesinde çantada bomba olduğunu bilmediğini söyledi.

YPG üyesi olduğunu iddia eden Albashir savcılık ifadesinde şunları söyledi: "YPG tarafından bana Türkiye'ye gitmem gerektiği söylendi ama neden olduğu söylenmedi. Bilal'le birlikte İstanbul'a geldik. Olay günü Taksim'e dördüncü kez Bilal ile birlikte gittik. Sonra Bilal'e bir telefon geldi. Bana, 'Sen bekle, ben geleceğim' dedi. Bilal'i beklerken bir kozmetik mağazasına girdim. Oradan kendime rimel aldım. Banka oturdum. Çantaya elimle baktığımda, üstte cips vardı. Elimle yokladığımda, altta yumuşak bir şey vardı. Uyuşturucu olduğunu düşündüm. Çantada bomba olduğunu bilmiyordum. Beni kardeşlerimle tehdit ettiler."

Yaklaşık 5 saat süren savcılık ifadesinde Albashir Taksim'e keşif yapmak için gittiği iddiasını da kabul etmedi.

SERVİS EDİLEN YALANLAR
Saldırıyı gerçekleştirdiği belirtilen Ahlam Albashir'in ifadesi servis edilen ifadesinde, "YPG ile tanışmam 2017 yılında Minbic'te oldu. YPG üyesi olduğunu öğrendiğim Ahmed A. isimli bir erkekle tanıştım. Sonra Ahmed, Cerablus'a gitti arkasından da ben gittim" dediği öne sürüldü. Ayrıca bombalı saldırının gerçekleştirilmesine yardım ettiği iddia edilen Hüsam A. adlı kişinin, Suriye Azez'de gözaltına alındığı açıklandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Albashir'in 4 ay önce Türkiye'ye Efrîn üzerinden girdiğini iddia ederken, Demirören Haber Ajansına konuşan komşuları Albashir'in 1 yıldır Esenler'de yaşandığını anlattı.

Bu arada Soylu, dün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığının 2023 yılı bütçe görüşmeleri sürerken yaptığı açıklamayla bir kez daha fikir değiştirdi. Soylu, "Mersin'deki de, İstiklal Caddesindeki saldırı da Münbiç'ten oldu" dedi.

Ahlam Albashir, bu iddialar üzerinden PKK ve YPG ile ilişkilendirilmeye çalışılırken, YPG'li Ahmed A. ile tanıştığını söylediği Cerablus YPG değil DAİŞ, ÖSO ve TSK'nın işgali altındaki kentlerden biri. Saldırıya yardım eden Hüsam A'nın gözaltına alındığı söylenen Azez'de de YPG hiçbir zaman bulunmadı. Azez de Cerablus gibi, DAİŞ ve daha sonra Türk devletiyle bağlı çeteler, ÖSO gruplarının kontrolünde. Ağustos ayının ortasında çete grupları ile Türk devleti arasında yaşanan sorunlar nedeniyle bu kentte Türk bayrağı yakılmıştı. Soylu'nun işaret ettiği Efrîn de TSK, ÖSO ve HTŞ'nin işgali altında.

MHP'Lİ İLHAN TÜRKİYE'YE GİRİŞİNİ SAĞLADI
Şırnak Güçlükonak MHP İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan'ın üzerine kayıtlı hattan Albashir ile iki kez görüştüğü ortaya çıkmış, İlhan çelişkili açıklamalarda bulunurken, imdadına Şırnak Valisi yetişmişti. Valilikten, Mehmet Emin İlhan'ın kimlik bilgileri kullanılarak çıkarılan telefon hattının İlhan tarafından kullanılmadığını öne sürerek, soruşturmanın önüne set çekmiş ve MHP'li İlhan'ı aklamaya çalışmıştı.

Faşist Mehmet Emin İlhan'ın olayla bağını gösteren bilgiler 16 Kasım günü, Diyarovic adlı sosyal medya kullanıcısı tarafından ifşa edildi. Yapılan paylaşımda, Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde uzun yıllardır korucubaşı olarak devlete hizmet eden Halit İlhan oğlu olan Mehmet Emin İlhan'ın 2004 yılında İstanbul'dan Şırnak'a döndüğünü, uyuşturucu ve kaçakçılık işleri yaptığını bilgilerine yer verildi. İlhan aynı zamanda Süleyman Soylu'nun Şırnak'taki sağ kolu olan Arslan Tatar ile iş yapıyor. Mehmet Emin İlhan Arslan Tatar'ın verdiği 'özel görevleri' de yerine getiriyor. Bu özel görevlerden biri de Ahlam Albashir'in Türkiye'ye geçirilmesi oldu.. 15 ay önce Mehmet Emin İlhan, Arslan Tatar'ın 'ricası' ile Antep üzerinden Ahlam Albashir'i Türkiye geçirdi. Albashir'in bağlı olduğu ekibe hat/telefon temin eden ve  Albashir'in İstanbul'a ulaşması için lojistik sağladı.

TUTUKLANAN JARKAS'TAN MÜSİAD VE ÖSO PAYLAŞIMLARI
Katliamdan sonra Albashir'i araçla eve götüren ve göçmen kaçakçısı olduğu belirtilen Ammar Jarkas'ın "terör örgütü" paylaşımları olduğu öne sürülürken, hangi örgüt olduğu açıklanmamıştı. Ancak uzun süredir İstanbul'da bulunan ve ticaretle uğraşan Ammar Jarkas ve ailesinin sosyal medya hesaplarında MÜSİAD ve ÖSO paylaşımları dikkat çekiyor. Gözaltına alınanların pek çoğunun da ÖSO bağlantıları var.

'HACI' TÜRKİYE'DE Mİ QAMISLO'DA MI KOBANÊ'DE Mİ
Katliamın ardından acemice yazılan senaryoda katliamın gerçekte kimler tarafından yapıldığını ortaya çıkarıyor. Ahlam Albashir'e bombayı patlatma emrini veren "Hacı" isimli kişiyle ilgili birçok spekülasyon ortaya atıldı.

Hürriyet ve Yeni Şafak gazeteleri, "Hacı kalabalığa bakarak, patlat talimatı verdi" diye yazarken, Hürriyet yazarı olan sarayın sözcülerinden Abdulkadir Selvi "Hacı" isimli kişinin Qamişlo'dan talimat verdiğini söyledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise talimatın Kobanê'den geldiğini öne sürdü.

'AHLAM ALBASHİR SURİYELİ DEĞİL'
Gazeteci Hediye Levent ise Ahlam Albashir'in Suriyeli olmadığını açıkladı. Twitter hesabından paylaşım yapan Levent, "Suriye muhalefetinin önemli isimlerinden Kemal Labwani,
'Ahlam Albashir Suriyeli değil'" şeklinde paylaşım yaptı.

Kemal Labwani'nin kişisel Youtube kanalından yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bu konu hakkında (İstiklal patlaması) çok araştırma yaptık. Bu kişi Suriyeli olarak kayıtlı değil. Bu genç kadın Suriyeli değil. Kimin yaptığını bilmediğimiz bu canice eylem için tabii ki üzülüyoruz. Ama bu kişinin Suriyeli olmadığını ikrar ediyoruz. Bazı vasıtalarla Esed rejiminin yetkili isimlerine, hava istihbarat birimine, iç ve dış istihbarat birimlerine, cinayet şube bürosuna da sorduk, bu genç kadının bizde ne adı, ne de bir fotoğrafı var cevabını aldık. Dediler ki; kesinlikle bu kadın Suriyeli değil ve Suriye kimliği taşımıyor. Diğer Suriyeliler diyor ki bu kadının okulda, sokakta ya da başka yerde kimse görmemiş. Çok kimseye sorduk. İsmini sorduk soruşturduk, Albashir ailesini aradık, belki adı müstear olabilir ama fotoğraflar müstear olamaz. Ne Suriye'de ne de Suriyeliler arasında hakkında tek bir şey bulamadık."