28 Eylül 2024 Cumartesi

'Katilleri koruyanlardan adalet beklentimiz yok'

Gazi ayaklanmasının üzerinden 25 yıl geçti. 25 yıldır gerçek katillerin cezalandırılması için mücadele eden aileler, "Katillerden, katilleri koruyanlardan adalet beklentimiz yok" diyerek, adalet mücadelesini sokakta verdiklerini belirtti.

Gazi ayaklanmasının üzerinden 25 yıl geçti. Bir kahvehanenin taranmasının ardından başlayan ayaklanma sırasında 18 kişi devlet tarafından katledildi. Ayaklanmaya destek vermek, katliamları protesto etmek için 1 Mayıs Mahallesi'nde yapılan eylemler sırasında da 5 kişi katledildi. 

23 kişinin katledilmesine ilişkin açılan ve Trabzon'da görülen dava adaletsizlikle sonuçlandı, sorumlular cezasız kaldı.

ZEYNEP POYRAZ: BİZ NE YAPTIK BU DEVLETE?
Gazi ayaklanması sırasında katledilen Zeynep Poyraz'ın annesi Menekşe Poyraz, "Kızım öldürülünce ben de öldüm" diyerek, hala acısının ilk günkü kadar taze olduğunu belirtti.

Kızının "Anne cemevinde insanları öldürmüşler. Biz de gidelim" demesinin ardından dışarı çıktıklarını aktaran anne Poyraz, yolda sakallı birinin çocuklara bıçak ve taş vererek "İşyerlerini kırın" dediğine tanık olduklarını söyledi. Menekşe Poyraz, "Bu kişinin Mahmut Yıldırım isimli şahıs olduğunu orada gördüm. Gözümle gördüm. Mahkemede de söyledim. Bir gün sonra cemevinde bir adamı vurdular" dedi.

Ertesi gün, katledilenlerin cenaze törenine katılmak için giden kızının da katledildiğini anlatan anne Poyraz, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı: "Zeynep gitti. Arkasından vurdular. Biri arayıp kızımın vurulduğu söylendi. Eşim o an 'ayaklarım kırıldı, tutmuyor' dedi. Koşa koşa gittim. Ne olur kızımı yaşatın, ne isterseniz yaparım dedim. Orada içeride hemşire kız ağlıyor. 'Ben nasıl söyleyeyim' diyor. Sonra 'kızınız öldü' dedi. Kızımı unutamıyorum. Bu nasıl devlettir? Biz ne yaptık bu devlete? Aleviyiz diye öldürüldük. Bizler kim olursa olsun deyip seviyoruz. Onlar yakıyorlar, vuruyorlar. Bizden ne istiyorlar."

CEMAL POYRAZ: PLANLI VE PROGRAMLI BİR KATLİAMDI
Gazi katliamının planlı olduğunu vurgulayan baba Cemal Poyraz ise, özellikle 1990'lı yıllarda faili meçhul cinayetlerin yoğun yaşandığını hatırlattı. İnsanların sokak ortasında infaz edildiğini kaydeden baba Poyraz, "Sokaklarda insanlar infaz ediliyordu. Olay günü akşam 20.00 sıralarında kahvehaneler taranıyor. Ali Kaya isimli bir yurttaş öldürülüyor. Hiçbir şey yokmuş gibi gidiyorlar. Bu kez beyaz Toros'la gelen birileri cemevinde bekleyen insanları tarayarak Mehmet Gündüz isimli bir kişiyi daha katlediyorlar. O kadar planlı programlı bir katliam ki."

Cenazelerine sahip çıkmak isteyen insanların da katledildiğini ifade eden Poyraz, "Devlet resmen halka savaş açtı. Sokaklarda bulunan herkesi vurdular. Yaralanan evlatlarımız hastanelere sokulmadı" dedi.

Devletin, bu katliamlar için o dönem "cellat gruplar" yetiştirdiğini vurgulayan Poyraz, dava sürecinde katillerin korunduğunu söyledi.

YILMAZ: KATİLLERDEN, KATİLLERİ KORUYANLARDAN ADALET BEKLENTİMİZ YOK
Dinçer Yılmaz'ın kardeşi Cem Yılmaz, "Acımız hala taze. 18 yaşında evladını kaybeden annemin gözyaşları hala dinmedi" dedi. 

Cem Yılmaz, Gazi Mahallesi'nin sürekli devletin hedefinde olduğunu belirtti ve ekledi: "Gerek polis terörü ile gerek çeteler eliyle mahalle kültürel çürümeye de maruz bırakılıyor. Devrimciler mahalleyi korumaya çalıştı hep, eksikliklikler yetersizlikler oldu ama devrimciler olmasa çok daha kötü olurdu. Bizler bu mahallenin her köşesinde, her kaldırım taşında şehitlerimizi yaşatıyoruz. Onlardan aldığımız kızıl bayrağı dün yaptığımız gibi bugün de dalgalandırıyoruz" 

"Katillerden, katilleri koruyanlardan adalet beklentimiz yok" diyen Yılmaz, adalet mücadelesini sokakta ve toplumun tüm kesimleriyle verdiklerini, vereceklerini vurguladı. 

Devletin, o dönem "kan parası" vererek aileleri susturmaya çalıştığını da ifade eden Yılmaz, ailelerin adalet mücadelesini sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.