29 Eylül 2024 Pazar

İşkenceci polisler hakkında ceza istemi

Gazeteci Beyza Kural'ı ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alınan polisler hakkında ceza istendi. Savcının iş ve çalışma hürriyetinden yoksun bırakma suçundan istediği cezaya tepki gösteren Kural, işkence ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlalinin de olduğunu buna uygun ceza verilmesini istedi. Duruşma aralık ayına ertelendi.

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü önünde 6 Kasım 2015'te Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) kuruluşunun yıldönümü nedeniyle yapılan protestoyu takip ettiği sırada gazeteci Beyza Kural'ı ters kelepçe ile gözaltına almaya çalışan üç polis hakkında açılan davanın 7. duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 35'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmaya Kural ve tanık olarak gazeteci Zeynep Kuray ile Serdal Işık da katılırken, Kural'ın avukatları da hazır bulundu. Yargılanan polisler ise duruşmaya katılmadı.

Söz alan gazeteci Zeynep Kuray, polisin Kural'ı gazeteci olduğunu bilmesine rağmen ters kelepçe işkencesiyle gözaltına aldığını aktardı. Serdar Işık ise Kural'ın gazeteci olduğunu söylediklerini ve serbest bırakılmasını istediklerini belirtti.

Polis avukatları ise işkencenin olmadığını iddia etti.

Savcılık esasa ilişkin mütalaa sundu. Mütalaasında polislerin, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanıp üzerine atılı suçu işlediklerini dile getirerek, "iş ve çalışma hürriyetin yoksun bırakma" yönünden cezalandırılmasını talep etti.  Mütalaaya karşı söz alan polis avukatı, ek savunma için süre talebinde bulundu.

Mütalaaya dair söz alan Kural ise, polisin işlediği suçun, savcının talep ettiğinden ibaret olmadığını söyledi. Polisin kötü muamelede de bulunduğunu dile getiren Kural, ayrıca basın ve ifade özgürlüğü hakkının da ihlal edildiğine işaret etti. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bu yönde kararı ile birlikte söz konusu polisler hakkında dava açıldığına dikkat çeken Kural, "Dolayısıyla burada tek mevzu çalışma hakkının engellenmesi değil. Kötü muamele var, ters kelepçe takılması var, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edilmesi var. Bu suçlamaların da dikkate alınmasını umuyorum hala. Ama en azından mütalaada, sanıkların en başından beri gazeteci olduğumu bilmedikleri yönündeki beyanlarının doğru olmadığını söylemesi önemli. Çalışma hürriyetinin engellendiğini söylemesi önemli ancak yaşananlar bununla sınırlı değildi. Gazetecilere yönelik polis şiddeti sadece benim başıma gelen bir şey değil. Yedi yıl önce olan bir olay ve yedi yıl sonra hala, burada tanık olarak gelen arkadaşım Zeynep Kuray geçtiğimiz hafta benzer bir şiddete maruz kaldı. Davadaki karar hem gazetecilerin çalışma koşullarını etkileyecek hem de polislerin gazetecilere karşı davranışlarını etkileyecektir" diyerek tepkisini dile getirdi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatın talebi kabul ederek, duruşmayı 1 Aralık'a erteledi.