28 Eylül 2024 Cumartesi

İlhan Diren yazdı | Devrimin feda bölüğünün prototipi Koray

Bir yaşam görüşünün bilinçle dışavurumuydu. "Devrim benden, bizden daha büyük bedeller bekliyor. Bunu iki parmakla kurtaramazsın dedim kendime. Devrim için daha büyük bedelleri göze alman gerekir." Tam da sözü gibi, hissettiği gibi yaşadı ve şehit düştü.  Sözleri tarihe kazındı. Özgürlüğü bedel kapılarından geçerek elde edeceğimizi söyleyen sevgili Baran yoldaşın komutasında devrimin feda bölüğü olan savaşçıların prototipi olmayı sözü ve eylemiyle çoktan hak etmiştir Koray yoldaş.

Sınanmanın her biçimiyle zorlanırken kimi iradeler, bir de sürece iradi müdahaleyle yön verenlerin belirlediği iklim koşullarından geçmekteyiz. Elbette her iki durum da çelişkinin bağrında mevcuttur. Ama bu çelişik durumda, tarih bizlere, ezilenlerin cüretini, cesaretini kuşanmayı, öncülerin ışığında amansız, yekünsüz yürüyenlerin açtığı yolları adımlamayı öğretiyor. O nedenle, tarih karşısında ne kadar zorlandığın değil, nasıl ve ne şekilde direndiğin yarınlara baki kalıyor.

2010 sonrası partiyle tanışıp örgütlendi Koray yoldaş. İlk günün heyecanıyla coşkuyla yürüdü hep. Memleketi olan Konya'da üniversitedeyken de bu heyecanla düştü yollara. Selçuk Üniversitesi ve tüm çevresinde duvarlara iradesini nakşettiğinde, Konya polisi onu ararken, o, ne yaptığından emin olarak üniversiteli gençliğin içinde çalışma yürütüp hızlıca öne çıkanlardan olmuştur. Burada sınırlı, dar çalışma Koray yoldaşın yüreğinde çağıldayan ırmakların kaynağına ulaşma isteğine yetmedi. O da üniversiteden arkadaşlarını toplayıp, çalışmanın görece Konya'ya göre daha yoğun olduğu başka bir kente politik faaliyetin örgütlenmesinde, emekçi mahallelerde hızla yerini aldı. Koray yoldaş birlikte geldiği yoldaş grubunun doğal önderi olmuştu. Kalacak yer sorunlarından gelişim sorunlarına kadar birçok düzeydeki sorunlarla ilgilendi, çözdü. Emekçi mahallelerinde görüştüğü, konuştuğu, temas ettiği herkesle heyecanlı, canlı dinamik tartışmalar yürüttü. Hayat öğretmenleri olan ezilenlerin karşısında iyi bir öğrenci olmayı da, öğrendiklerini de, öğretmenlerini de hiç unutmadı. Üniversitedeki dar ve sınırlı çalışma Koray yoldaşa yetmiyordu. O emekçi mahallelerinde çalışmaların içinde, demirin tavında yer almak istiyordu. Bu istek ona her zaman bir yol buldurdu. Onunla birlikte gelen yoldaşlar geri dönerken Koray yoldaş kalmayı tercih etti.

Ezilenlerin iyi bir öğrencisi olan devrimcilerin ruhu kalbi de aynı biçimde saf ve temizdir. Koray yoldaş ta böyle şekillenmiş bir devrimcidir. Temiz kalbi, dar grupçu olmayan yoldaşça niyetiyle de örnektir. Doğrudan parti ile tanışmak için imkan olanak arayan sevgili Ş. Algan Zafir yoldaş ile tanışma anları bu duruma örnektir. Algan yoldaş isteğine bir bahane arayarak, kent meydanında açılmış standa geldiğinde, ilk iletişimi kurabilmek adına, İbrahim Kaypakkaya'nın kitabının olup olmadığını sorduğunda, Koray yoldaş hiç düşünmeden Umut Yayınevini tarif edecek kadar devrimci iyi niyetin örneğidir. Sonrasında hep birlikte güldükleri bu anıya rağmen bugün olsa yine aynı sadelikle aynı yanıtla karşılık verirdi.

Bir dönemin sert rüzgarlarında, çalışma yürüttüğümüz alanlar, kentlerinde etkilendiği kimi "korumacı" yer yer "yasakçı" tarzla da, tıpkı, sert rüzgarla mücadele edildiği gibi mücadele etmek gerekiyordu. Açık kimliğimizle faaliyet yürütmek, slogan atmak, bizi biz yapan iradeyi sahiplenmek, selamlamak, emekçileri çağırmak ve her biçimi meşruluk zemininde zorlanırken, Koray yoldaşın dizginlenemez hesap sorma isteği de bir yol arayışındaydı. Hesap sormak bunu neyle, ne biçimde, ne düzeyde yapacağını ilan etmek, ezilen emekçileri yoluna çağırmak ve bunu yapabilmenin her biçimiyle ajitasyon, propagandanın çeşitliliğiyle buluşmak istiyordu. Kentin koşuluna göre ne kadar ve ne biçimde yapılabiliyorsa işte. Her istek kendine bir yol açar diye düşündüğümüzde Koray yoldaş da mahallenin girdaplı dar sokaklarında geceyi kendine yoldaş bilerek ertesi günün sabahına emekçilerle buluşacak duvarları iradesiyle nakşetti. Hesap sorma isteğiyle dolup taşan yüreği, o günü de, o gün verdiği sözü de ona asla unutturmadı. Şu an hala o mahallede duran yazısı düsturu olmuştur. "Yaşasın silahlı mücadelemiz- MLKP" sloganı Koray yoldaştan bizlere kalan ve var olduğumuz müddetçe sürdürücüsü olmamız gereken şiarımızdır.

İnce ruhlu, azimli, çalışkan, emekçi, öğrenci, öğretmen, hem öncü hem nefer olmuştur Koray yoldaş. Gezi'de, sokakları zapt edenlerin yüreğinde yanan kıvılcım, bir şey söylüyordu kulaklara: "Bu kadar zulmün karşısında, ölen insanlarımızın hesabını artık taşın dışında başkaca araçlarla sormanın vaktinin geldiği" idi.

Koray yoldaş da öyle vurdu kendini düşlerinin peşine, yollara... Hesap sormak için duyduğu istek onu bambaşka diyarlara götürdü. Memleketsiz, kimliksiz, yersiz yurtsuz olanların coğrafyasında azimle mütevazı adımlarını anlamlandırmak isterken vahim bir kaza geçirmiştir. Bu kaza sonucunda, o çok isteyip hazırlığını yaptığı çalışmanın isteğini yüreğine gömdü ve bir an bile "ah" demeden yürüdü. Zaten öyle çıkmıştı yola; ne gelirse başımla birlikte diyerek...
O mütevazı kişiliğinde kopan fırtınaları, bilinciyle harmanladı. Parti ile yoğurduğu kişiliğiyle komünistlere hayat dersi verdi.

Eksiklikleri, yetmezlikleri hiç kendinde yüke dönüştürmeyen Koray yoldaşın çok iyi bildiği ve inandığı bir şey vardı. Tedavi sonrası mutlaka ama mutlaka savaşta yeniden yerini alacaktı. Öyle de oldu, elini-kolunu geliştirdi, diğer kolunu güçlendirdi. Bu süreçte istekleri, hayalleri için ne kadar çalışmışsa bir o kadar da savaşta yer alabilmek için tüm tartışmalarını sürdürdü yoldaşlarla.
İlk kez girdiği bir yoldaş topluluğunda, selamlaşmak için yoldaşlar etkilenmesin diye diğer elini uzatması tamamen yoldaşları düşündüğündendi. Yoksa eliyle ilgili kalbinde ve bilincinde zerre aşamadığı bir düşüncesi, duygusu yoktu.

O'nun, kendinden önce yoldaşlarını düşünüşü, o mütevazı yaklaşımı, kendini her duruma hazırlayışı ve olgunlukla karşılayarak gülümseyişi hatırlara kazınacak en önemli özelliklerindendir. Bu sadelikle yüreği ve bilinci yoğurmanın ne kadar zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum Koray yoldaşın ardından. O'nun özünde verili olan bu özelliği bir özveriyle değil doğallıkla yaptığını söyleyebilirim. Yoldaş birçok şeyi kişiliğinde oturtmuş, bilinçli, duru bir devrimci olarak yürüdü hayatının tüm aşamalarında.

Ve elbette yine isteği karşılığını buldu. Yine cephelerde, mevzilerde yeniden savaştaydı yoldaş. Belki herkesten daha fazla çalışması gerekti. Belki birçoklarından daha fazla zorlandı. Ama bazılarında hiç olmayan bir özelliği vardı, zora karşı, vazgeçmeden, iradi müdahaleyle yılmadan sonuna kadar yürümek. Düşmanın üzerine de öyle yürüdü. Bu bilinç ve kararlılıkla yürürken, o videodaki sözleri, konuşması, hissettikleri tesadüf değildi. Bir yaşam görüşünün bilinçle dışavurumuydu. "Devrim benden, bizden daha büyük bedeller bekliyor. Bunu iki parmakla kurtaramazsın dedim kendime. Devrim için daha büyük bedelleri göze alman gerekir." Tam da sözü gibi, hissettiği gibi yaşadı ve şehit düştü.  Sözleri tarihe kazındı. Özgürlüğü bedel kapılarından geçerek elde edeceğimizi söyleyen sevgili Baran yoldaşın komutasında devrimin feda bölüğü olan savaşçıların prototipi olmayı sözü ve eylemiyle çoktan hak etmiştir Koray yoldaş.

Tarihi yapan insanlardır. O kendi tarihini yapanlardan oldu. Ve yaparken de öğretendi. Hala öğretmeye devam eden Koray yoldaşın, kendisiyle ve devrimle kurduğu ilişki, yükselttiği bedel çıtası her birimizin aşması gereken bir eşiktir. O videoyu her izlediğimde, o bedel çıtasını göze alamayıp düşkünleşenlerin, alçakça gadre uğratma niyetleri geliyor aklıma. Koray yoldaşın pratiği hepsine bir cevaptır. Devrim ve mücadelenin her biçimi, daha fazlasını göze alamadıklarınla birlikte aldığında büyüyor ve şekilleniyor. Dolayısıyla aşmamız gereken eşik her gün başka düzeyde ve biçimde zorluyor. Her birimizin kendimize soracağımız soruları elbette şehitlerimiz bizlere soruyor. Daha fazlasını bekleyen devrime göre, biz ne kadar kendimizi hazırlıyoruz sorusu da her birimiz adına yanıtlanmayı bekliyor.

Komutan Koray yoldaşı sevgiyle, özlemle, hasretle anıyorum. Anılarına, ideallerine, hayallerine bağlılığımı bir kez daha yineliyorum. Ortak düşlerimizi büyüteceğime söz veriyorum.

Öğretmeye devam eden Koray yoldaşı ancak Korayca bir düşünüş, fikir ve pratikle anlayabileceğimizi düşünüyorum. Ona öğrenci olmak aynı pratikle yoldaş olmak isteğimdir. Koray yoldaşın şahsında tüm yıldızlaşanlarımızı anıyorum. Anılarına bağlılıkla... Daime bizimlesiniz, daima sizinleyiz.