27 Eylül 2024 Cuma

HDP'den bankacılık teklifine muhalefet şerhi

AKP-MHP blokunun bankacılık sektörüne ilişkin düzenlediği kanun teklifine şerh düşen HDP, "AKP, bu kanun teklifiyle bu kez bankacılık ve finans sektöründe 'gerçek tekeli' kurmaya çalışıyor" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP), finansal piyasalardaki kişi ve kurumlara verilecek cezaları arttıran, imza yetkisini sınırlayan ve bazı yetkileri Merkez Bankası'na veren "Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ne muhalefet şerhi koydu.
 
Şerhte, AKP'nin uyguladığı politikalarla ülkeyi derin bir krize sürüklediği belirtilerek, tekfin amacına değinildi. Şerhte, bankacılık sektörünün de otoriterleşmeden payını aldığı belirtilerek, "Açıktır ki AKP-MHP bloğu, 2001 krizine benzer bir kriz yaşamamak için bankacılık sektörünü daha sıkı bir düzenleme rejimine tabi tutmak istiyor. Bu kâbusun gerçeğe dönüşmesini istememektedir. Bunun için de 'önlemler' almaya çalışmaktadır. Ancak bu kanun teklifiyle seçilen yol yine yanlıştır" denildi.

'BASKI YASALLAŞTIRILMAK İSTENİYOR'
Kanun teklifi ile özel bankaların iktidarın ekonomi politikalarına tam destek vermeye zorlandığının belirtildiği şerhte, özel bankalar üzerinde uygulanan siyasi denetim ve baskının yasal hale getirilmeye çalışıldığı eleştirisi yapılarak, "Örneğin, bu kanun teklifiyle AKP, arzu ettiği oranda kredi musluğunu açmaya yanaşmayan özel bankalara baskının dozunu artırabilecektir. Dolayısıyla bankacılık sektörünün sorunlarını 'önlemler' eliyle regüle eden bir kanun teklifiyle değil, siyasi baskıyla zapturapt altına alınmasının önünü açan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Regülasyon yerine zapturapt altına almayı tercih eden AKP, bunu da özellikle BDDK üzerinden yapacaktır. Dolayısıyla bu kanun teklifiyle de BDDK ve SPK (Sermaya Piyasası Kurulu) güçlendirilerek, bankacılık ve finans sektöründeki siyasi baskının aracı olarak işlevselleştirileceklerdir" diye belirtildi.

GEORGE ORWELL'İN GERÇEK BAKANLIĞI HATIRLATMASI
Şerhte, kanun teklifi ile bankacılık sektörü ekonomide "güven" kriterinin dikkate alınmadığı belirtilerek, kanun teklifinin yapısal düzenlemeleri içermediği görüşüne yer verildi. AKP'nin bir ekonomi politikasının rotasının olmadığının belirtildiği şerhte, şu ifadelere yer verildi: "AKP, bu kanun teklifiyle bu kez bankacılık ve finans sektöründe 'gerçek tekeli' kurmaya çalışıyor. Buna göre Bankacılık Kanunu'na 'finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlemler' başlığı alında 'gerçeğe aykırı ve yanıltıcı bilgilerin yayılması'nın manipülasyon sayılacağına ilişkin bir düzenleme getiriliyor. Dahası hangi işlem ve uygulamaların manipülasyon sayılacağı, yani neyin gerçeğe aykırı olduğunu BDDK'nın belirleyeceği hüküm altına alınıyor. Manipülasyon kriterinin muğlaklığı bu kriterlerin keyfiyete ve suiistimale dönüşeceği tahminini yapmak güç değildir. BDDK'ya, gerçeğin ne olduğuna ilişkin yargıçlık yapma hakkı tanınmaktadır. AKP'nin, George Orwell'ın meşhur disütopik romanı 1984'te sözünü ettiği 'Gerçek Bakanlığı'nı resmen kurmamış olsa bile, fiilen kurmuş olduğu anlaşılmaktadır."

'KANAL İSTANBUL İÇİN FİNANSMAN'
Hatay ve birçok yerde açlık ve yoksulluktan nedeniyle yaşanan intiharların hatırlatıldığı şerhte, AKP'nin kendi toplumsal gerçekliğini temsil etmediği belirtildi. Şerhte, kanun teklifini Kanal İstanbul Projesini de içerdiği belirtilerek, "Kanal İstanbul'un yapılması konusunda toplumu ikna edemeyen AKP, bu kez 'proje finansmanı, proje finansman fonu ve projeye dayalı menkul kıymet' başlıklı bir düzenlemeyle 'kitle finansmanı' seçeneğine başvurmaktadır. Bu kanun teklifiyle birlikte, büyük projelere yurttaşların ortak olması sağlanabilecektir. Böylelikle başta Kanal İstanbul olmak üzere 'mega projelere' hem dış hem de iç kaynak bulmakta zorlanan AKP, hem finansal kaynak hem de kamusal rıza sorununu yurttaşları projelere ortak yaparak çözme yoluna gitmek istiyor" denildi.

'VARLIK FONU'NA İŞ BULMA TEKLİFİ'
Şerhte, Varlık Fonu'na sınırsız borçlanma yetkisinin de Kanal İstanbul ile ilgili olduğu belirtildi. Şerhte, "Ne işe yaradığı hala belli değildir. Bu kanun teklifiyle Türkiye Varlık Fonu'na iş bulmaya çalışılmaktadır. Buna göre Türkiye Varlık Fonu, kredi sınırlamasına takılmadan borçlanabilecektir. Belli ki, finansman kaynağı sıkıntısı çekilen Kanal İstanbul'a Türkiye Varlık Fonu üzerinden kredi sağlanması yoluna gidilecektir" denildi.

'KİŞİSEL VERİLERİN PAYLAŞIMINA İLİŞKİN DÜZENLEME'
Teklifin 10'uncu maddesinde yer alan "Müşteri sırrı ve banka sırrı niteliğindeki bilgiler, sadece belirtilen amaçlarla sınırlı olmak ve ölçülülük ilkesine uygun olarak bu amaçların gerektirdiği kadar veriyi içermek kaydıyla paylaşılabilir" şeklindeki düzenlemenin kişisel verilerin korunmasına, yetkili makamlar dışında paylaşımına ilişkin düzenleme olarak değerlendirildi. Şerhte, "Ölçülülük ve amaçların gerektirdiği sınırların nasıl belirleneceğine dair bir tanımlama yoktur. Müşterinin eksik bilgi sonucu rıza göstermesiyle mağduriyet oluşmasını engellemek adına yapıldığı iddiasındaki düzenleme, Türkiye'de toplumsal vicdanı yaralayan ve şaibe taşıyan işlemlerin kişisel veri kapsamında değerlendirilip denetime açılmamasını kanuni bir güvence altına alma riskini de söz konusu edebilecektir" ifadelerine yer verildi.