29 Eylül 2024 Pazar

HDP Sözcüsü Günay: AKP ve ortağının tek derdi iktidarlarını korumak

HDP Sözcüsü Günay, AKP ve ortağının salgınla mücadele stratejisinin olmadığını, tek dertlerinin iktidarlarını korumak olduğunu söyledi. Soylu'nun istifasının iç çatışmanın dışa vurumu olduğunu vurgulayan Günay, küresel salgını dayanışmayla aşabileceklerini ifade etti.

Halkların Demokratik Partisi Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Diyarbakır İl Binasında haftalık basın toplantısı düzenledi. AKP ve Saray'ın salgınla mücadelede başarısız olduğunu vurgulayan Günay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasının da iç çatışmanın bir sonucu olduğunu söyledi. Günay, iktidarın ve ortağının tek derdinin iktidarını korumak olduğunu belirtti.

Günay, konuşmasına, "İnsanlık ailesi çok çetin ve zorlu bir afetle karşı karşıya. Salgın nedeniyle şimdiye kadar 140 bini aşkın vefat yaşandı. Parti olarak salgın nedeniyle sevdiklerini kaybeden herkesin acısını paylaşıyoruz. Tedavi görenlere acil şifalar diliyoruz. Korona salgını nedeniyle yaşamını yitiren partili arkadaşlarımız var. Ata Aktürk ve Burhan Taşdemir'in ailelerine buradan başsağlığı diliyoruz" diyerek başladı.

KÜRESEL SALGINI KÜRESEL DAYANIŞMA İLE AŞABİLİRİZ
"Her ne kadar doğal bir afetle karşı karşıya olsak da esasında sorgulanması gereken şey, yaşanan sistemsel sorunlar. Bunları görmezden gelemeyiz. Ciddi sistemsel sorunlar var. Küresel bir salgını, küresel düzeyde küresel dayanışma ile aşabiliriz" diyen Günay, şöyle devam etti:

"Gerek kapitalist sistemin gerek ise yerel devletlerin salgınla mücadele yöntemleri ve politikaları insanlığın ihtiyaç duyduğu ortaklaşmadan ve dayanışmadan maalesef uzak. Hatta halkların verdiği mücadeleyi sekteye uğratacak pratik uygulamalara da şahit olduk. Dünya çapında tüm ulus devletlerde salgına karşı ciddi bir çaresizlik ve çaresizliğin yarattığı bir panik havası var. Oysa tam da bu dönemde salgın karşısında insanlığın, dayanışma ve ortaklaşmaya dayalı bir mücadele stratejisine ihtiyaç var. Bu durum sistemin tıkanmışlığını ve çözümsüzlüğün esasında ilanıdır. Kuşkusuz salgının bu düzeyde can kaybı maddi ve manevi kayba neden olmasının sebebi yapısal hastalıklardır. Özellikle tekçi, despotik, antidemokratik iktidarlar salgına karşı halkların yanında olmak, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve korumak yerine kendi iktidarlarını ayakta tutmanın ve korumanın derdine düşmüş durumdalar."

AKP VE ORTAĞININ SALGINLA MÜCADELE STRATEJİSİ YOK 
"Bizler parti olarak başından itibaren halkımızı tedirgin edecek bir dil ve söylemden uzak durarak elimizden geldiğince alınması gereken tedbirler için mücadele ettik" diyen Günay, "Gelinen aşamada AKP ve iktidar ortağının kesinlikle bir mücadele stratejisi yok" tespitinde bulundu, sokağa çıkma yasağı alınan günde yaşananları hatırlattı.

'GENEL YASAĞIN EKONOMİK MALİYETİ BÜYÜK OLUR' SÖZÜ BİR İTİRAFTIR
"Salgının diğer önemli bir sonucu da toplumun yaşadığı ekonomik sorunlardır. AKP iktidarı ilk 10 yılı işçinin emekçinin lokmasından kısarak oluşturduğu bütün kurumları, neo liberal politikalarla özelleştirerek geçirdi. Son 10 yılında da yandaşlarını zengin eden yap işlet devret garabetiyle, doğmayan çocuklarımızı da borçlandırarak gelecek yılları da yedirip tüketti. Ülkeyi gırtlağına kadar borca sokarak milyonlarca insanımızı  işsizlik, yoksulluk ve yoksunlukla yüz yüze bıraktı. AKP iktidarı, bu zor zamanlarda bile Hazine'den halka vereceği bir kuruş bırakmadı. Bunu herkes görüyor. İktidar sözcülerinin söylediği söz var. 'Genel yasağın ekonomik maliyeti büyük olur' diyorlar. Aslında tam bir itiraf bu" diyen HDP Sözcüsü Günay, "İktidar için savaşa, ölüme ve sınır ötesine asker göndermek halkın sağlığından önce geliyor. Aslında yapılması gereken, esas olan savaş sanayine, sınır ötesine asker göndermeye, savunma sanayine değil halkın sağlığına bütçe ayırmak" şeklinde konuştu.

Meclis'in bu süreçte açık olması gerektiğini vurgulayan Günay, "Meclis, salgına karşı bir kriz koordinasyonu işlevi görerek çalışmasını yürütmeli. İktidar Meclis'i kapatarak halkı Saray'ın politikasızlıklarına terk etti, Meclis çalışmaya devam etmeli" dedi.

AKP VE ONUN GENEL BAŞKANI İÇİN ÖNCELİK İKTİDARI VE İSTİKBALİDİR
Günay, "Ancak AKP iktidarı ve ortakları bırakın siyasi partilerle ortaklaşmayı, sivil toplum örgütleri ve toplumun farklı kesimleri ile ortaklaşmayı, dayanışma ağları örmeyi; olan tüm çabaları da kolluk güçleri marifetiyle engelliyor. Dayanışmayı engelliyor ve soruşturma konusu yapıyor. AKP ve onun genel başkanı için temel öncelik halk değil kendi iktidarı ve istikbalidir. Salgınla mücadele stratejisini de bunun üzerine kurdular. İktidarlarını ayakta tutmak tek öncelikleri" ifadelerini kullandı.

HAPİSHANELERDE YAŞANACAK HER ÖLÜMÜN AKP-MHP İKTİDARIDIR
İnfaz düzenlemesine de değinen HDP Sözcüsü Ebru Günay, "AKP-MHP oylarıyla kabul edilen bu af yasasıyla kimler mi çıktı? Mafya babaları, dolandırıcılar, sahtekarlar, gaspçılar, tacizciler, Alaattin Çakıcı ki o, ona verilen sözün sonucu olarak tahliye oldu. Yine yüzlerce insanı dolandıran Çiftlik Bank dolandırıcısı Mehmet Aydın, organize suç örgütü lideri Kürşat Yılmaz tahliye oldu. Bunlar serbest bırakılan isimler. Gazeteciler, öğrenciler, siyasetçiler ve AKP-MHP tekçi iktidarına sadece muhalefet ettikleri için onbinlerce siyasi tutsak, salgına ve ölüme mahkum edildi bu infaz yasasıyla. Ve cezaevleri hala ciddi risk altında. Altını çizerek söylüyorum, cezaevinde yaşanacak her ölümün sebebi Korona Virüs kesinlikle değildir. Yaşanacak her ölümün sebebi AKP ve MHP iktidarıdır" dedi.

Günay, "AKP iktidarı ve ortakları, bu süreci asgari uzlaşmayla aşmak yerine Kürtler başta olmak üzere sol, sosyalist ve demokratik kesimlere saldırarak aşmaya çalışıyorlar. Düşmanlaştırma politikaları, bunun üzerinden yaratılan ırkçılık ve hamaset söylemleri ve bunun propagandasıyla, yaşadıkları çöküntüyü gizlemeye çalışıyorlar. Halkın gündemini yeni saldırılar ve suni gündemlerle meşgul etmeye çalışıp, kendi gerçek durumlarını gizlemeye çalışıyorlar" dedi, Fox TV'ye verilen cezayı kınadı.

KÜRTLERİN YAŞAM ALANLARINI BOMBALAYARAK ÇÖKÜŞÜ ERTELEYEMEZLER
Maxmur Kampına yönelik saldırıyı da kınayan Günay, "Kürtlerin yaşam alanlarını bombalayarak, Kürtlere saldırarak, katlederek çöküşü erteleyeceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Yarattıkları rant ekonomisinin içinde bulunduğu çöküşü, yarattıkları yoksulluğu her yönüyle ortada ve bunu söylemeye devam edeceğiz. Mexmûr başta olmak üzere Kürt yerleşim yerlerine yönelik hava saldırıları bir an önce durdurulmalıdır" şeklinde konuştu. Günay, ambargo altındaki Maxmur Kampının yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasının da Federal Kürdistan Hükümetinin ulusal ve ahlaki görevi olduğunu hatırlattı.

İÇİŞLERİ BAKANI İÇ ÇATIŞMADAN KAYNAKLI İSTİFA ETTİ
Ebru Günay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: "Şunu ifade edeyim, gemi yeterince su aldı ve maalesef bu gemi artık yürümüyor. Ne ekonomide ne iç ne de dış politikada AKP iktidarı ve ortaklarının, ırkçı bir dil ve söylemden başka bir politikası ve stratejisi kalmadı. Böylesi bir salgında halk, can ve geçim derdindeyken, AKP iktidarı ve ortakları iç iktidar kavgası içerisinde. İçişleri Bakanı'nın istifasının, sokağa çıkma yasağındaki beceriksizlikten dolayı halka karşı duyulan sorumluluğun gereğinden olmadığı, iktidar içi çatışmanın sonucu olduğu aslında 1-2 saat sonra istifanın kabul edilmemesiyle gün yüzüne çıktı. Böylelikle asgari demokrasinin kuralı olan, halka hesap vermenin yolu olan istifa durumu da iç iktidar kavgalarında malzeme ve basamak haline getirilmiş oldu."

SALGINLA MÜCADELE STRATEJİSİ BELİRLENMELİ
"Türkiye, tarihinin en büyük yönetim kriziyle karşı karşıya. İktidarın bu politikalarıyla bu zorlu süreci atlatmak her geçen gün daha da imkansız hale geliyor. Maalesef bu sürecin ne kadar süreceğini kestirmek de mümkün değil" diyen Günay, süreci iyi yönetmek, can kayıplarını azaltmak için parti olarak Meclis'te önerdikleri tekliflerin yerine getirilmesini istedi. Günay, "Her şeyden önce salgınla mücadele stratejisi geliştirilmeli, bu elzem. Bunun için başta siyasi partiler olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve toplumun tüm kesimleri ile dayanışma ve ortaklaşma içinde olunmalı. Bunun için AKP iktidarı ve ortakları, her şeyden önce dayanışmayı ve ortaklaşmayı engelleyen politikalarından vazgeçmeli" dedi. Günay, şu uyarılarda bulundu:

"Halkımıza duyduğumuz sorumluluğun gereği olarak AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nı tekrar buradan uyarıyoruz: Süreç uzadıkça ve salgının etkileri günlük hayatımızı etkilemeye başladığından itibaren daha zor günlerle karşılaşacağız. Önümüzdeki dönem sağlık sisteminin sürdürülebilir hale gelmesi, gıda tedariği ve zincirinin oluşturulması en önemli önceliklerimizden biri olmalı. Türkiye'nin hububat başta olmak üzere temel gıda ürünlerinin ithal edilen bir duruma getirildiği gayet açık. Süreç uzadıkça gıda fiyatlarındaki artış ve gıda krizinin yaşanacağını düşünelim ve  bu konuda yeterli gıda tedariği yapılmak zorunda. Bu anlamda Türkiye'nin en fazla tahıl ithal ettiği Rusya başta olmak diğer ülkelerin yapacağı kısıtlamalar göz önüne alınarak tedbirler alınmalı."

KAYNAKLAR İSRAFA DEĞİL ADİL PAYLAŞIMA AYRILMALI 
"Bu zor dönemde iktidar, test etmek, toz pembe tablolar çizmek yerine, gerçekleri çarpıtmak yerine, halka şeffaf olmalı, siyasi parti, STK'lar, sendikalar ve toplumun tüm yapılarıyla ortaklaşmalı ve bu toplumsal kesimleri engellemeye bir an önce son vermelidir. Salgınla mücadele kapsamında kaynaklar her zamankinden daha çok israfa değil adil paylaşıma, öldürmeye değil yaşatmaya, savaşa değil barışa, askerliğe değil sağlığa tahsis edilmelidir" konuşmasını, Ezidilerin Çarşema bayramını Kürtçe selamlayarak sonlandırdı:

"Hûn ji dizanin Çarşema borî, Çarşema Sor bû. Cejna Êzidiyan bû. Ez cejna Êzidiyan pîroz dikim. Hêvîdar im ev cejn bibe sedema rizgarkirina jinên di destê DAIŞ'ê de."