28 Eylül 2024 Cumartesi

HDK Sağlık Meclisi: Salgına karşı yeni yaşam inşasına girişelim

HDK Sağlık Meclisi, koronavirüs salgınıyla ilgili yaptığı açıklamada İktidarın salgına karşı ürettiği politikalarla yaratmak istediği yeni denetim toplumu anlayışına karşı sürekli olarak ideolojik bir duruş, politik bir tutum ve eyleyiş içinde olalım. Yeni yaşamın inşası için 'biriktirerek' yol yürümeye devam edelim" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi  (HDK) Sağlık Meclisi, koronavirüs pandemisi dolayısıyla yaptığı açıklamada salgının tıbbi olmasının ötesinde siyasal, toplumsal ve ekolojik bir sorun olduğuna dikkat çekti. Salgının sonuçları ile başa çıkmak ve gelecekte yaşanabilecek yeni salgınları kontrol etmenin sermayenin kapasitesini aştığını kaydeden HDK Sağlık Meclisi, "Bu, mevcut düzendeki yaşam pratiklerimize minik bir ara vererek yapabileceğimiz bir şey değildir. Bu ancak ve ancak bizlerin, ezilenlerin, yoksulların geçmişten bugüne yeni bir yaşam ve dünya için mücadele edenlerin kollektif aklı ve yaratıcı organizasyonu ile başarılabilir" dedi. 

Salgınlarla mücadele için ekolojik düşünmenin, eşitlikçi demokratik bir toplum yaratmanın gerektiğine dikkat çeken HDK Sağlık Meclisi salgınlarla mücadele etmenin yöntemleri olarak yaptığı öneriler özetle şöyle: 

-Ekolojik düşünmek ve ekolojik bir toplum inşası ile mümkündür. Kullandığımız temizlik malzemesinden yiyeceğimize, kullanacağımız sudan enerjiye ve teknolojiye kadar her “şeyin” ekolojik süzgeçten geçmesi gerekiyor. 

-Doğru bir toplumsallıkla bu süreç aşılır. En geniş toplumsal örgütlenme ağı, herkesin kendisini ifade edebilmesi ve bunların ortaklığı ile oluşacak demokrasi ile bu sorunla baş edilir. En geniş anlamda her yerde (mahallede, sokakta, evde, işyerinde, hastanede) öz yönetimlerimizi oluşturarak, öz disiplinimizi geliştirerek, ötekileştirmeden, ayrımcılık yaratmadan bir arada yürüyerek başarabiliriz. 

-Kaynakların toplumun ihtiyacına göre eşit paylaşımını esas almamız gerekir. Eşitlik olmadan salgın ile baş edilemez. Kaynaklar yeterlidir. Fakat herkesin ihtiyacını karşılayacak ekonomik örgütlenmeler oluşturmamız gerekir.

-Ulusal sınırları lağvedelim. Ekolojik bir yaşamda sınırlar olmaz. Çünkü virüs sınırları tanımıyor. Ve bize hatırlatıyor, bu evren içinde hep birlikte varız, insanlık da bunun bir parçası olarak demokratik bir düzen içinde var olmalıdır. 

-Devletin eril aklına sosyal mesafe koyalım. İktidar, kadınların bedenini, emeğini, kimliğini yok saymaya devam ediyor. Savaşlar, göçler, esnek çalışma, güvencesizlik, işsizlik, ekonomik kriz virüsten önce tüm dünyaya bulaşmış ve kadınları öldürüyordu. Evde kal sözü bu ortamda kadınlar için daha fazla şiddet, daha fazla sömürü, daha fazla ölüm ifade ediyor. Toplumsal ilişkilerin kılcal damarı olan evden başlayarak demokratik bir yaşamı inşa edelim.

- Fiziki teması sınırlamamız gerekir. Bunu devletin zoru ve yasaklama kararları ile değil, kendi öz örgütlerimizle ve öz denetim/disiplinimizle yapmak gerekir. Sokağımızı farklı bir formda yeniden canlandırmak, yeni sokaklarımız olan apartman ve sitelerimizde, teknolojinin de imkanlarıyla fiziki teması azaltıp yeni bir toplumsallığın üretimine çabalayarak dayanışmamızı büyütelim.

-SES ve TTB’nin ilgili açıklamalarını esas almaya çalışalım. Bilgi kirliliğine kapılmamak gerekir. 

-İktidarın salgına karşı ürettiği politikalarla yaratmak istediği yeni denetim toplumu anlayışına karşı sürekli olarak ideolojik bir duruş, politik bir tutum ve eyleyiş içinde olalım. Yeni yaşamın inşası için “biriktirerek” yol yürümeye devam edelim.