28 Eylül 2024 Cumartesi

'Halk cumhuriyetleri birliğini kurarak yürümek mümkündür'

Dersim'de düzenlenen "Burjuva cumhuriyetin krizi ve devrimin güncelliği" panelinde kemalizmin bu düzeni kurarken azınlıklar, gayrimüslümanlar ve işçi, emekçilere karşı durduğunu, imha politikasını hayata geçirdiği hatırlatıldı. Panelistlerden ESP Eş Genel Başkanı Gümüştaş, halkçı demokratik programının inşasının mümkün ve zorunluluk olduğu kaydedilen panelde, "Birinci adımı HDK ile atıldı, HDP ile sürdü, bugün halklar arasında yeni bir seçenek olarak kendisini var etti. Yine BMG faşizmi yıkmak ve özgürlükleri inşa etme çağrısı bunun bir başka adımıdır. Son olarak kurulan Emek ve Özgürlük ittifakı önemli bir imkan olarak önümüzde duruyor. Halk cumhuriyetleri birliğini kurarak yürümek mümkündür" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Dersim İl Örgütü, Dersim Belediye Konferans Salonunda, "Burjuva cumhuriyetin krizi ve devrimin güncelliği" başlıklı panel düzenledi. Panelde Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Sözcüsü Hüseyin Şimşek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyğit ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş konuşmacı olarak yer aldı. Panel, devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşuyla başladı.

SMF: YÜZYILLIK CUMHURİYET BİR BASKI REJİMİ
Söz alan Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Sözcüsü Hüseyin Şimşek, geride kalan yüzyıllık cumhuriyetin işçi, emekçi ve tüm halklara karşı bir baskı rejimi olarak kendisini idame ettiğini belirtti. Burjuva demokrasisini inşa etmek imkanları olmasına rağmen başta Kürtler olmak üzere tüm azınlıklara karşı kıyım politikasının hayata geçirildiğine dikkat çeken Şimşek, "Bugünden sosa bürünmüş yeni bir yüzyıllık cumhuriyetin inşa edileceği  söylemleri topluma kabul ettirilmek isteniyor. Gerek dini gerici AKP iktidarı gerekse de kemalist cephe bunun propagandasını yapıyor. Geride bırakılan cumhuriyetin gelecekte ışık tutacağını ima ediyorlar. Ama bunun böyle olmadığını hem bölge halkları hem de Türkiye halkları baskı, katliam, gözyaşı, sürgün ve yoksulluk içinde gördü" dedi.

Dünya kapitalist sistemin içinde bulunduğu krizden çıkamadığı ve dünya halklarının yoksulluk cenderesinde olduğunu belirten Şimşek, "Dünya halkları savaş girdabında yok edilmekle karşı karşıyalar. Bunun karşısında dünyanın dört bir yanında ezilenlerin ayağa kalkması, hak arama ve özgürlük mücadelesi giderek büyüyor ve yeni devrimleri çağırıyor. Bunun için devrim günceldir. Bu güncellik kapitalizmi yıkmaya kilitlenmelidir" ifadelerini kullandı.

'BMG KENDİ MİSYONUNU OYNAMALI'
Dünya devrimci ve komünist hareketinin ortak mücadelesinin inşa edilmesi ve dünya halklarının birliğini sağlayacak bir enternasyonalin sağlanması gerektiğini dile getiren Şimşek, son olarak şunları söyledi: "Ülkemiz devrimci hareketinin de bu birliği sağlaması elzem bir görevdir. Bu sağlanamadığı koşullarda mevcut faşist iktidarın yıkılması mümkün olmayacaktır. BMG kendi misyonunu oynamalıdır."

KOÇYİĞİT: CUMHURİYET KENDİSİNİ KURAN KİMİ HALKLARI KATLETTİ
HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de Ekim devriminin 105. yılında gerçekleşen panelin, Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının topraklarında düzenlendiğine hatırlattı. Koçyiğit, Ekim devrimine can suyu olanları ve Seyid Rıza ile yol arkadaşlarını andı. Despotik bir cumhuriyetin var olduğunu bu cumhuriyetin özünü Osmanlı'dan alarak kurulduğunu anımsatan Koçyiğit, "Bu cumhuriyeti tüm Türkiye halkları birlikte kurmasına rağmen bu cumhuriyet önce kendisini kuran kimi halkları katlederek kuruluşa başladı. Başta Kürtler olmak üzere birçok azınlık sistemden dışlandı, kimi halklar katliamdan geçirildiler.  Kadınlar ve engelliler sistem dışına itildiler" ifadelerini kullandı.

'BU SİSTEM KODLARINI TESLİM ALMAYA YÖNELİK KODLADI'
Devrimci hareketin gelişmesiyle birlikte devreye darbelerin girdiğini söyleyen Koçyiğit, "Daha sonra da katliamlar, faili meçhul cinayetler ve yok sayma politikası devreye sokuldu. Gelişen toplumsal mücadeleyi katliamlarla bastırdı. Bu politika hala devam ediyor. Aleviler yönelik katliamlar, Kürt halkına yönelik katliamlar, kadın cinayetleri... Bu sistemin kodları toplumu dizayn etme ve teslim almaya yönelik kodlanmıştır. Bu düzen aynı zaman da kölelik düzeni dayatıyor. En yakın zamanda kapitalistlerin daha çok zengin olduğu ve halkın daha da yoksullaştığı bir gerçek. Ülkemizde ve dünyada yaşanan pandemi sürecinde dünya halkları yoksullukla sınandı" dedi.

'GÖREVİMİZ EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEKTİR'
Ekim devriminin kazandırdığı en önemli şeyin birlikte mücadele olduğunun altını çizen Koçyiğit, Hitler faşizminin yenilgisinin ortak mücadelenin başarısı olduğunu söyledi. '80 askeri faşist darbeyle Türkiye devrimci hareketinin büyük bir yenilgi alsa da yeniden ayağa kalktığını anımsatan Koçyiğit, "Faşist iktidarın tek dil, tek millet, tek bayrak söylemi nasıl bir toplum yaratmak istediklerini bize gösteriyor. Son 20 yıla baktığımızda bu devlet zihniyetinin değişmediği gerçeği var bu gerçeğe karşı daha güçlü bir hareket olarak kendimizi örgütlemek zorundayız. Bugün HDP'nin yaptığı budur. Tüm ezilenlerin bir arada olduğu ve Emek ve Özgürlük İtifakı'yla kendimizi örgütlüyoruz. Rojava'da yayılan büyük devrim, Rojhilat'ta yaşanan ayaklanma bize umut olmaya devam ediyor. Bu umudu kuşanarak tüm dünya halkları içinde mücadeleyi büyütelim. Önümüzde duran temel görev eşitlik ve özgürlük mücadelesini bulunduğumuz her alanda büyütmektir. Faşizmle uzlaşmadan ona karşı mücadeleyi büyütelim. Tüm halklarımızın kurtuluşunu sağlayalım. Tüm emperyalist güçlerce kapitalist sistemler kendini halkların eşitsizliği üzerine kurmuştur. Kendi içinde karşıtları bir birine düşürerek kendi varlığını korumaya çalışmıştır. Biz bu oyunu bozarak birliğimizi büyütmeliyiz. Küçük hesaplarla ayrışmayalım büyük davalar için birleşelim. Bu Yezid sisteme karşı Hüseyince direnme zamanı. Zülme karşı taraf olmak doğrunun yanında olmak bize devrimi getirecektir" ifadelerini kullandı.

GÜMÜŞTAŞ: CUMHURİYET HALKLARIN DÜŞMANLAŞTIRILDIĞI BİR SİSTEM
Panelde son sözü Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş aldı. Ekim ve Rojava devrimini, İran ve Rojhilat'taki ayaklanmayı selamlayarak sözlerine başlayan Gümüştaş, işbirlikçi Türk egemen sınıfının iki ana bloğunun yüzüncü yıl stratejisi ve politikası izlediğini belirtti. "Türkiye Yüzyııl" ve "İkinci Yüzyıl" manifestosunu açıklayan AKP'nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini yani faşist şeflik rejimini vaat ettiğinin altını çizen Gümüştaş, "İkinci yüzyıl çağrı beyannamesini açıklayan CHP ve Millet İttifakı ise güçlendirilmiş parlamenter cumhuriyeti yani bir restorasyon programını vaat ediyor. Her iki blokta demokratik bir cumhuriyet telaffuz etmiyor. Çünkü 1923'te kurulan kurumsal yapıyı, ulus devletçi tekçi yani üniter yapıyı muhafaza etmek istiyorlar" dedi. 

'CUMHURİYETİN İNŞA DÖNEMİ TÜRK-SUNNİ HEGEMONYASININ KURULUŞ DÖNEMİDİR'
Emekçi, sol, sosyalist hareketlerin bazı bölüklerinin 29 Ekim kutlamaları ve açıklamalarıyla saltanatı yıkalım söylemleriyle yeni bir cumhuriyet politikası ortaya koyduklarına dikkat çeken Gümüştaş, "Bahsi geçen cumhuriyetin 1919'dan 1925'e kadar olan savaş ve inşa dönemi işçi ve köylülerin, tüm ilerici unsurların tasfiyesine, Kürt ulusunun inkarına, Alevilerin reddine dayanan, Türk-sunni hegemonyasının kuruluş dönemidir. Cumhuriyet 99 yıl boyunca işçi sınıfı ve ezilenlere, ezilen halklara özgürlük vermemiştir" sözleriyle tepki gösterdi.

'FAŞİST REJİM YIKILDIĞINDA EZİLENLER ÖZGÜR OLACAK'
"Peki mevcut krizler nasıl çözülecektir? Faşist şeflik rejimi karşısında nasıl bir yol alınacak. Millet ittifakı buna çözüm olacak mı? Türk burjuvazisinin herhangi biri cumhuriyetin bu sorununu çözebilir mi? Ya da bizler ne yapacağız?" sorularını yönelten Gümüştaş, işçi sınıfı ve başta Kürt halkı olmak üzere ezilenlerin özgürlüğünün ancak bu faşist rejimin yıkılması ve yerine halk cumhuriyetleri birliğinin kurulmasıyla mümkün olduğunu kaydetti.

'HALK CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİNİ KURARAK YÜRÜMEK MÜMKÜNDÜR'
3. cephenin yaratılmasını değerlendiren Gümüştaş, şöyle devam etti: "Halkçı demokratik programının inşası bugün mümkün ve zorunluluktur. Bu zorunluluk içerisinde önemli olan mesele devrimci parti ve örgütlerin kendilerini temel özne olarak görmeleridir. İki ülke dinamiklerinin birliğini sağlayacak adımları atmalarıdır. Birinci adımı HDK ile atıldı, HDP ile sürdü, bugün halklar arasında yeni bir seçenek olarak kendisini var etti. Yine BMG faşizmi yıkmak ve özgürlükleri inşa etme çağrısı bunun bir başka adımıdır. Son olarak kurulan Emek ve Özgürlük ittifakı önemli bir imkan olarak önümüzde duruyor. Halk cumhuriyetleri birliğini kurarak yürümek mümkündür."

Panelistlerin konuşmalarından sonra katılımcıların sorularına verdiği cevaplarla panel sona erdi.