28 Eylül 2024 Cumartesi

Günay'dan iktidara uyarı: Bölgesel ayrımcılığa son verin

Gündeme ilişkin partisinin sosyal medya hesaplarından açıklama yapan HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, iktidarın koronavirüsle mücadelede yeminli Kürt düşmanlığına devam ettiğini kaydetti. İnfaz değişikliğinin eşit ve ayrımsız yapılmasını vurgulayan Kubilay, bunun için mücadele edeceklerini vurguladı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, koranavirüs salgını nedeniyle partisinin sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada gündemi değerlendirdi. 

Tüm dünyada insanların koronavirüs salgınıyla mücadele ettiğini söyleyen Günay, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde insanlığa adeta büyük bir felaket geleceğini belirtti. "Peki AKP iktidarı ne yapıyor?" diye soran Günay, gerekli tedbirlerin alınmadığını dile getirdi. En etkili koruma yönteminin evde kalmak olduğunu ancak hükümetin bunun gerçekleşmesi için koşulları oluşturmadığını ifade eden Günay, "Emekçilerin alın terinden toplanarak oluşturulan işsizlik fonunu, emekçilere açmak akıllarına bile gelmiyor. Bu fon şimdi kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak? Yıllardır halktan toplanan vergiler halk için kullanılmayacaksa kim için kullanacak?" dedi. 

'DERTLERİ İŞÇİLER, EMEKÇİLER DEĞİL'
İktidarın derdinin halk değil Kanal İstanbul olduğunun altını çizen Günay, "Dertleri halk, emekçiler ve yoksullar olsaydı Kanal İstanbul için toplanmaya devam etmezlerdi. Halka 'evde kal' çağrısı yapanlar güvenli mekanlarında, rant için ihale üstüne ihale vermeye devam ediyor. Koronavirüse karşı tedbirler için toplantı yaptılar. Katılanlar kimler? Bakanlar, patronlar, sermayedarlar. Halktan kimse var mı bir işçi, bir emekçi, bir STK, bir sendika temsilcisi var mı? Yok. Olmayınca açıklanan paketinde adı Koronaya Karşı Ekonomik İstikrar Koruma Kalkanı Paketi oluyor. Yani kendilerine ve yandaşlarına koruma kalkanı oluşturuyorlar. Adı bile sorunlu bu paketin. Paketin adı 'Kamu Sağlığını Korumak için Tedbirler Paketi' olmalıydı" ifadelerini kullandı.

'KAYYUM ATAMAK YEMİNLİ KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR'
Kayyum saldırılarına dikkat çeken Günay, "Kayyum atamak, Kürt düşmanlığıdır" dedi ve şöyle devam etti: "Karar sahipleri bu sözümüzden rahatsız ama gerçekten de koyun can derdinde kasap et derdinde. Bu felakette 8 belediyemize kayyım atandı. Tekrardan çok net söylüyorum; bunun adı yeminli Kürt düşmanlığıdır. İnsanlara 'evde kal' derken, sokağa çıkmak bu kadar riskli iken, bu kargaşa ortamında kayyım atamak Kürt düşmanlığının boyutunu gösteriyor. Örgütlü ve dinmeyen bir kötülük söz konusu. Tam bir nefret söz konusu. En kritik zamanlarda bile düşmanlıktan vazgeçmiyorlar. Kürt halkı, kendisine yapılan bu zulmü unutmayacak, mutlaka hesap soracaktır. AKP'nin bu zihniyetinden mutlaka kurtulacağız. Tüm dünya Korona Virüsle mücadelede yerel yönetimlerle işbirliği içinde olunmasını önerirken AKP iktidarı, bırakın işbirliği yapmayı acımasız ve insafsızca belediyelerimize el koymakla meşgul."

Sağlık Bakanlığı'nın Türkçe dışında tek bir kamu spotunun olmadığının altını çizen Günay, bölge halkına vatandaş muamelesi dahi yapılmayarak açık ve net bir şekilde ayrımcılık yapıldığını söyledi. Bu durumun vakaların tespitini zorlaştırdığını dile getiren Günay, "Hastanelere gidenler çok kötü durumda değillerse gerekli tedbirler alınmadan evlerine geri gönderiliyor. Sınır kapılarının kapalı olduğu söyleniyor ama hükümet politikası olarak onlarca göçmen Trakya'ya yönlendiriliyor. Ağrı'da ve Van'da yaşayan yurttaşlarımızın bu yönlü özellikle gözlemleri var. Daha dün Van Saray'da 55 göçmeni taşıyan bir minibüs kaza yaptı ve 20 göçmen ağır yaralandı. AKP, kendi iktidarı söz konusu olduğunda gözü hiçbir şeyi görmüyor. Bu hükümet en küçük olayda bile çok yoğun tedbirler alıp sokağa çıkma yasakları getirdi ancak bu felakete karşı çok ciddi bir tedbirsizlik var. İnsanlar hala dışarıda, bu konuda çağrı bile yapılmıyor. AKP iktidarı başta Kürt kentleri olmak üzere tüm Türkiye'de koronavirüsle mücadeleye ciddi yaklaşmıyor. İnsanlarımız büyük bir tehlike ile karşı karşıya" diye konuştu. 

'TÜM MAHPUSLAR BİR AN ÖNCE SERBEST BIRAKILMALI'
İktidarı bölgesel ayrımcılığı son vermesi için uyaran Günay, siyasi tutsakların yaşam hakkının korunmasını vurguladı. Günay, açıklamasına şöyle devam etti: "Biz her konuda olduğu gibi infaz yasasında da eşitlik istiyoruz. Öncelikle tüm dünya ülkeleri cezaevleri en korunaksız, virüs yayılımına en uygun alanlar olduğu için bir an önce cezaevlerini boşaltmaya ve mahpusların yaşam hakkını korumaya çalışıyorlar. Maalesef AKP hükümeti her alanda olduğu gibi burada da yaşam hakkını korumaktan uzak, tehlikenin ciddiyetinden uzak davranmaya devam ediyor. Yaşam hakkının salgın karşısında tehlikede olduğu bu dönemde amaç belli bir suç tipini affetmek olmamalı. Devletin gözetim ve denetimi altında bulunan mahpusların sağlık ve  yaşam koşullarını güvence altında tutmak olmalı. Öncelikle risk grubunda olanlar; yaşlı ve hasta mahpuslar olmak üzere tüm mahpuslar bir an önce serbest bırakılmalı. 

"Bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler açık bir çağrı yaptı, cezaevlerinin boşaltılması için. Yine CPT'nin ilke tutum metinlerinde de benzer tavsiyeler var. Hepimiz cezaevilerinin ne durumda olduğunu biliyoruz. Sağlık ve hijyen koşulları düşünüldüğünde büyük bir facianın eşiğindeyiz. Devlet cezaevinde kalan herkesin can güvenliğinden sorumludur. Bir an önce gerekli tedbirler alınmalıdır.

İnfaz düzenlemesi herkesi kapsamalı, politik mahpuslar asla kapsam dışı kalmamalıdır. Biz bunun mücadelesi içinde olacağız. Şu haliyle sunulması planan infaz düzenlemesi eksik ve adaletsiz. Düşünün 84 ağır hasta mahpus, 3 aylık ömrü var cezaevinde kalmaya devam edecek. Vicdan bunun neresinde, eşitlik adalet bunun neresinde? Bu nasıl bir nefret? Cezaevlerindeki gazeteciler, siyasetçiler, yazarlar bırakılmayacak ama mafya baronları, uyuşturucu tacirleri, cinsel istismar suçluları bırakılacak. Bunun hiçbir yerinde adalet yok. Elinde rapor olan hasta mahpuslar günler öncesinde bırakılmalıydı, geç bile kalındı. Çünkü cezaevleri büyük bir felaketin eşiğinde. Korana ile mücadele edilirken de, tedbir paketleri çıkarılırken de, infaz yasası çıkarılırken de eşitsiz ve adaletsiz bir sistem var.

'İNFAZ YASASINI KİMSE BU ŞEKLİYLE KABUL ETMEZ'
"İnfaz yasasını kimse bu şekliyle kabul etmez, biz de kabul etmeyeceğiz. AKP'ye oy veren yurttaşların bile bu vicdansızlığı kabul etmeyeceğini biliyoruz. Siyasi mahkumları ölüme terk etmek hiçbir vicdana sığmaz. Tekrar vicdan sahibini tüm STK ve siyasi partilere çağrımızdır. Virüs salgını tüm insanlık için tehdit. Bu yüzden insani ve ahlaki değerlerde buluşarak, toplumsal barışa hizmet ederek herkese eşit uygulanacak bir yasal düzenleme için tüm gücümüzle mücadele etmeliyiz."