27 Eylül 2024 Cuma

Gezi davası: Dosyadaki tüm isimlere beraat

Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis; Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Yiğit Al Ekmekçi için 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı Gezi davasının karar duruşması Silivri'de görülüyor. Savunmalarda, "Gezi halktır, antiemperyalisttir, yargılanamaz" denildi. Mahkeme heyeti, yargılanan tüm isimler hakkında beraat kararı verdi.

Osman Kavala'nın tutuklu, 15 kişinin ise tutuksuz yargılandığı Gezi davasının 6. ve karar duruşması Silivri'de görülüyor.

Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis; Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Yiğit Al Ekmekçi için 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ve diğer 7 kişinin ise dosyalarının ayrılması isteniyor.

Duruşma için Silivri'ye gitmek isteyenlerin önü Kınakı sapağında jandarma tarafından kesildi. "GBT" kontrolü nedeniyle yolda uzun kuyruklar oluştu ve yol tıkandı. Bunun üzerine çok sayıda kişi, otobüslerden inerek kampüse yürüyerek gitti.

Mahkemenin yapılacağı salonun önünde, duruşmayı takip etmek isteyen çok sayıda kişi uzun kuyruklar oluşturdu. Salonda ise yeterli yer bulunmadığından izleyiciler için yeni bir yer ayarlandı.

Duruşmayı CHP ve HDP milletvekilleri, ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü'nün de aralarında olduğu çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi ve uluslararası delegasyon da takip ediyor.

Davada tutuklu yargılanan Osman Kavala, alkışlarla salona girdi.

Mahkeme başkanı 28 Ocak'taki duruşmadan sonra dosyada yaşanan gelişmeleri okudu. Savcı yargılamanın uzatılmasına yönelik taleplerin reddedilmesini istedi ve esas hakkındaki mütlaayı okudu.

Duruşma, avukatların beyanlarıyla başladı. Söz alan Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Turgut Kazan, "TCeza yargılaması yüze karşı yapılır, dilekçelerimizi gönderdik ancak okunmadan mütalaa veriliyor. İddia makamı görevini yapmamaktadır. Okunmadan taleplerimiz reddedilmiştir" dedi.

Mahkeme Başkanı Osman Kavalı'yı kürsüye çağırdı ancak avukatlar bu duruma itiraz etti.

Mehmet Ali Alabora'nın avukatı Kaan Karcıoğlu ise Alabora'nın tweetleriyle ilglii takipsizlik kararı olduğunu ve bunların getirilmesini istediklerini kaydetti. Karcıoğlu, "Dosyadaki telefon dinleme kayıtlarının tarafımıza verilmesini istiyoruz. Bunların üzerinde oynanmış mı bakmak istiyoruz" dedi.

Avukat Evren İşler de dinletmek istedikleri tanıkların salonda bulunduğunu kaydetti ve ekledi: "Yargılamayı uzatmaya yönelik bir durum yok."

AVUKAT BELEN: BİZE GÖRE DELİL YOK
"Bize göre delil yok" diyen Avukat Bahri Belen, şöyle konuştu: "Yargılamanın bu aşamasında yerine getirilmesi, tamamlanması, duruşma aşamasında yargılama faaliyetinini tamamlanabilmesi için yasadaki normların ve normların ötesinde CMK'nın temel ilkelerine uygun bir sürecin izlenmesi gereklidir. Çünkü ceza muhakemesi sürecinde kuralları ihlal edenlerin cezalandırılması gerekir, böylece ceza normlarının caydırıcılık etkisinin sağlanır.Bulunduğumuz noktada yargılama faaliyeti, savunma ve mahkemenin vereceği hüküm faaliyetinin eksiksiz olması gerek. Peki biz hangi aşamadayız?"

'TANIKLARIMIZ DİNLENMEDİ, YAZILI BELGELER TARTIŞILMADI'
Mahkeme başkanının bu sırada Belen'e, "Onun cevabını siz vereceksiniz" demesi üzerine Belen, şu ifadelerle devam etti: "Bu iddianame ve delillere göre, sanıkların sorgusunu aldınız. Bu tamamlandı. Ondan sonra sanıkların savunmasına yönelik deliller nerede? Bunlar toplandı mı? Bize göre deliller yok. Biz de mecbur bırakıldığımız için savunma delillerini sunmak istiyoruz. Mahkeme önüne getirilmiş delillerle hüküm kurar diyor CMK. Bunlar dosyaya konulduktan sonra kanuna göre ne olması gerekiyor? CMK 214'te açık olarak belirtilmiş. Tanıkların dinlMahkeme heyeti, enmesinden sonra bizim tanıklarımız dinlenmedi. Bunlar da dinlendikten sonra taraflara ne diyeceklerinin sorulması gerekir. Tahkikat aşaması davamızda tamamlanmamıştır. Usule aykırı dinlenen bir tanık var. Size göre usule uygun olabilir. Ancak bizim tanıklarımız dinlenmedi. Yazılı belgeler tartışılmadı. Mütalaa aşamasına böyle gelinir. İki tane polis ve Murat Papuç tanık dinlendi. Gaz maskesinden bahsetti ifadesinde Papuç. Bu maske salona getirilmedi. Bu maskeyi kim satın aldı, kim kullandı, Gezi'ye katılanlarına maskesine benziyor mu? Bunlar sorulmadı çünkü mahkeme önüne getirilmedi. Eğer bu maske ile Türkiye halkının özgürlükler ve demkorasi konusunda akılalmaz bir tarihi deney yaşadığı Gezi olayının yargılamak istiyorsanız bu dosya, hakimler, savcılar ve biz, bu Papuç'un altında kalırız. Aslında bu dosya muhteşem Gezi eyleminin altında kalır."

Avukatların beyanlarının ardından 15 dakika ara verildi. Duruşma yeniden başladığında mahkeme heyeti, avukatların tüm taleplerini reddetti.

KAVALA: AİHM SUÇ SAYILAN HİÇBİR DELİL OLMADIĞINI BELİRTMİŞTİR
Gezi davasının tek tutuklusu olan Osman Kavala, bir kez daha savunma yaptı. Kavala, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi derhal serbest bırakılmamı talep eden kararında, dava dosyasında ve iddianamede benim cebir ve şiddet kullandığım, şiddet eylemlerini başlattığım ya da yönlendirdiğim, ya da suç sayılan davranışlarda bulunanlara destek verdiğim yönünde hiçbir delil olmadığını belirtmiştir" dedi.

AİHM'in karar gerekçelerini tekrar eden Kavala, "AİHM şüphe duymanın, iyi niyetle de olsa, tutuklama için yeterli olmayacağını, şüphenin makul şüphe olması gerektiğini, makul şüphe sayılabilmesi için ise suçlanan kişinin suçu işlemiş olabileceği hususunda nesnel bir gözlemciyi tatmin edecek olgu ve bilginin var olması gerektiğini vurgulamıştır" diye konuştu.

Gezi direnişinin bir "kalkışma" olduğu, bu "kalkışmanın" bir odak tarafından planlanıp yönetildiğine dair komplo vurgusunun iddanemeden çıkarılmadığını söyleyen Kavala, nesnel bakan bir gözlemciyi ise buna ikna edecek hiçbir bir bilgi ve belge olmadığına dikkat çekti. "Bu kurgunun temelini oluşturan KOM dairesince hazırlanmış Analiz Raporu'nda bu iddianın hiçbir delil olmadan, sadece internette çıkan bir yazı kullanılarak öne sürülmüştür" diyen Kavala, Gezi direnişine katılanların iradelerinin hiçe sayılarak, Gezi'nin itibarsızlaştırılmak istendiğini kaydetti.

'GEÇ DE OLSA MAHKEMENİZİ TARAFSIZ BİR GÖZLEMCİ GİBİ BAKMAYA DAVET EDİYORUM'
Kavala, AİHM kararını ve karardaki AİHS normlarını yansıtan içtihat niteliğindeki hukuki tespitlerin dikkate alınmamasının güven ve adaleti zedeleyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Asıl sorun, iddia makamının ve heyetinizin olayları ve olguları nesnel bir gözlemcinin bakışıyla değerlendirmeye isteksiz olması ve makul şüphe olduğu açıklıkla gösterilemeden kimsenin özgürlüğünden mahrum bırakılmayacağı kuralını bağlayıcı olarak görmemenizle ilgilidir. Davanın adil bir şekilde yürütüldüğünün anlaşılması için usul kurallarına uyulmasının yanı sıra temel önemdeki hukuk normlarına bağlı olunduğunun da görülebilmesi gerekir. Her ne kadar çok geç olduğunu biliyorsam da Mahkemenizi olaylara ve olgulara siyasi söylemlerin empoze ettiği biçimde değil, tarafsız bir gözlemci gibi bakmaya davet ediyorum."

YAPICI: GEZİ BU TOPLUMUN YÜZ AKIDIR, YARGILANAMAZ
Kavala'nın ardından Taksim Dayanışması'ndan Mücella Yapıcı söz aldı. Savunma yapmayacağını çünkü savunmayı beraat ettiği mahkemede yaptığını kaydeden Yapıcı, "İddianamede suçu işlediğime dair emare olmadan savcılık sadece suçluyor. İddianamedeki tüm suçlamaları ve iddianameyi reddediyorum. Tuhaf ve trajik. Ben yerli yerimdeyim, ama sürekli savcılar hakimler değişiyor. Gezi bu toplumun yüz akıdır, yargılamanaz. Karar sizindir, ben burada sözlerime canlarını kaybeden 8 çocuğu ve gözlerinin nurunu kaybedenleri selamlayarak sonlandırıyorum" dedi. Yapıcının sözleri salonda alkışlarla karşılandı.

ATALAY: GEZİ HALKTIR, ANTİEMPERYALİSTTİR
Avukat Can Atalay ise savunmasında şunları söyledi: "Benim artık sizden bir talebim olmayacak. Sizi tanımam ama savcı beyi de tanımam. Sizin kişisel özelliklerinizi, hukuki görüşünüzü, dünya görüşünüzü bilmem. Benim size, sizin bana bir kininiz yok. Bunu biliyoruz. Sizin bizi sevmenizi, savcı beyin bizi sevmesini istiyoruz. Bu esas hakkındaki mütalaa AKP seçimleriyle Fetullahçı örgütün suç ortaklığının belgesidir. Bu öyle bir yalan ve kirli bohçası ki… Türkiye tarihinde yaşanan en önemli olguyu karalamakla uğraşıyor İstanbul Cumhuriyet Başsavclığı. Beyhudedir, başaramayacaktır. Gezi direnişini karalamaya çalışıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı o kadar mahcup ki emperyalizm bile diyemiyor. 'Emperyalizme bilmeden yardım ettiğimizi' ima ediyor. Reddediyoruz… Emperyalizme uşaklık edenler bize akıl öğretemezler. Hakaret edemezler. Siz bize, 'teslim olun' Bu kadar ağır suçlamaların olduğu esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapılmaz. Bir kuruş fon almayan TMMOB'u suçlayamazsınız. Gezi direnşinin fonla, fonculukla yapılan bir şeyle karalayamazsınız. Buna kimsenin gücü yetmeyecek.

Medeni Yıldırım'ın öldürülüşünü binlerce insan protesto etti. Biz Gezi direnişinin öznesiyiz. Gene olsa gene yaparım. Gezi'nin politik bakiyesini onurla taşıyoruz. Türkiye'nin kapsamlı bir demokratikleşmeye ihtiyacı vardır."

KARAMAN: GEZİ HALKTIR
Tayfun Kahraman da mütalaa hakkında savunma yapmayacağını vurgulayarak, "Gezi bizim nezdimizde yargılanıyor olabilir, Gezi halktır. Gezi aslında bu ülkenin temsil yetkisini yeterince yerine getirmeyenlerin düşünenlerin sesidir. Bunun sorumluluğun ağırdır. Bir tarafta Soros'la ilişkilendiriyoruz. Bir taraftan Occup ile ilişkilendiriyoruz. Gezi tamamıyla antiemperyalisttir. Evet, biz oradaydık. Görevimi de yerine getiriyordum. Dava açtığımız Taksim Yaya Projesi'ne yaptığımız itirazın
arkasındaydık. Kanal İstanbul için de yargılanacağız. İtiraz için dilekçe verenlerden biriyim. Olmayacak bir iş, olmayacak bir iddianame var karşımızda. Gezi'ye katılan, bizlerle birlikte olan arkadaşlarımızın da burada bizimle birlikte dinlenmesini talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, son sözlerini sordu. Bunun üzerine savunma için ek süre talebinde bulunuldu ve mahkemenin heyetin hukuka aykırı davrandığı belirtildi.

Son sözünü söyleyen Kavala, "Son sözümü deliller inceledikten, tanıklar dinlendikten sonra söylemek istiyorum" dedi. Can Atalay ise, “Müdafilerim söz kullanmadan son sözü istiyorsunuz. Hukukla bağınızı koparttığınız heyetinizi protesto ediyorum" şeklinde konuştu.

Atalay'ın avukatı Özgür Karaduman, mahkeme heyetinin talepleri dikkate almadığını söyleyerek yargılamanın usule aykırı olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti Karaduman'ın salondan çıkartılmasını istedi. Mahkeme başkanı, buna tepki gösteren seyircilerin de salondan çıkarılması için talimat verdi.

Duruma tepki gösteren Avukat Bahri Belen, "Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde bile böyle bir uygulama görülmemiştir" dedi. 

Salona giren jandarmalar izleyicileri zorla dışarıya çıkarmaya çalışırken, mahkeme heyeti salonu terk etti. İzleyicilerin salonu terk etmemesi üzerine kalkan ve kasklarla salona giren jandarma, avukatların etrafını çevirdi. 

Salonda gerginlik çıktı. 

Bir süre sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, dosyada yargılanan Mücella Yapıcı, Osman Kavala, Can Atalay, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi hakkında beraat kararı verdi.

Mahkeme heyeti, yurt dışında yaşayan 6 kişinin dosyasının ayrılmasına karar verdi.

Karar salonda alkışlarla karşılandı.