28 Eylül 2024 Cumartesi

Ferhad Şamî: DAİŞ 20 günde 8 kez saldırdı

QSD Basın Sorumlusu Ferhat Şamî, kayıp 20 bin DAİŞ'linin büyük bölümünün Türk devleti ve bağlı çetelerin kontrolünde olan bölgelerde yaşadığına dikkat çekti, DAİŞ'lilerin son 20 günde 8 saldırı gerçekleştirdiğini aktardı.

Türk devletinin Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları sürüyor. 19 Kasım gecesi başlayan saldırılarda, binlerce DAİŞ'linin tutulduğu Hol Kampı da hedef alındı. Saldırıları fırsat bilen kimi DAİŞ çetesi kamptan kaçtı. İç Güvenlik Güçleri, kısa bir süre sonra firar eden DAİŞ üyelerini yakaladı.

Kampta şu an, Irak, Suriye, Özbekistan, Azerbaycan, Türkiye, Türkmenistan, Kırgızistan, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Endonezya, Rusya, Almanya, Belçika, Norveç, Hollanda, Finlandiya, Mısır, Fas, Cezayir ve Tunus gibi 60 farklı ülkeden on binlerce kişi kalıyor. Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri, zaman zaman kampta DAİŞ çetelerine dönük operasyonlar düzenliyor. 28 Mart 2021 tarihinde düzenlenen "İnsani ve Güvenlik Operasyonu"nda, DAİŞ emirlerinin de aralarında olduğu 300'e yakın DAİŞ'li yakalandı. 25 Ağustos 2022 tarihinde de "İnsani ve Güvenlik Operasyonu"nun ikinci aşaması başlatıldı. Kampta, aralarında 14 kadın ve çocuğun bulunduğu 44 kişinin DAİŞ'liler tarafından katledildiği duyuruldu.

Türk devletinin son saldırılarıyla birlikte buradaki DAİŞ hareketliliği de arttı. DAİŞ'liler, saldırıları fırsat bilerek 20 gün içerisinde 8 saldırı gerçekleştirdi.

Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Basın Sorumlusu Ferhad Şamî, kamptaki son duruma ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı.

600 ÇÖLDE DAİŞ HAKİMİYETİ
Suriye genelinde bulunan 600 çölün şu an DAİŞ hakimiyetinde olduğunu aktaran Şamî, bu çöldeki DAİŞ'lilerin her gün farklı yerleri ele geçirmek için saldırı düzenlediklerini söyledi, "Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi'nde de özellikle Dêrazor, bazen Rakka ve Hesekê'nin güneyinde bölge halkına yönelik baskıları var" dedi.

20 BİN DAİŞ'Lİ KAYIP
DAİŞ'in saldırı için gece saatlerinde "zekat" adı altında para topladığını anlatan Şamî, "Toplanan para yeniden örgütlenmek amacıyla kullanılıyor. DAİŞ'e katılan yabancı uyruklu çeteler 46 bindi. 26 bini öldürüldü veya tutuklandı ama 20 bini şu an kayıp. DAİŞ özellikle Musul ve Rakka savaşında esas kadrolarını kaçırdı. Bunlar Türk devleti işgali altında olan bölgelere yerleştirildi. Ebu Bekir Bağdadi gibi birçok çete bu bölgelere götürüldü. Tespitlerimize göre, işgal altında olan bölgelerde sadece 50 DAİŞ komutanı bulunuyor, bu sayı sadece komutanlar için geçerli, binlerce çeteleri de bu bölgelerde ve koalisyon güçleri ile de paylaştık" diye ekledi.

DAİŞ ÇETELERİ HOL KAMPINDA ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDİYOR
DAİŞ'in Türkiye'nin saldırılarını bir kez daha fırsata çevirmek istediğini belirten Şamî, "DAİŞlilerin bulunduğu zindanlar ve Hol Kampı'na yönelik bu yönlü birçok bilgi de var. Ocak ayında Hesekê'deki zindana saldırı oldu. Planlamaları içerisinde sadece bir saldırıydı. Çünkü bölgede gizli hücreleri bulunuyor, bunlara karşı da her gün eylemlerimiz oluyor. DAİŞ'e öncü ve komutan lazım. Bu komutanlar ise halihazırda şu an zindanda. Bunları kaçırarak örgütlülüklerini genişletmek istedi. İdeoloji alanları ise Hol Kampı. Hol Kampı şu an iki bölüm halinde. Biri askeri ikincisi ise ideolojik. Son gerçekleştirdiğimiz İnsani ve Güvenlik Hamlesi'nde de bu netleşti. Kamptaki eğitim bölümünde silah bulunmuyordu, tümü ideoloji eğitimi alıyordu ama diğer bölümde askeri malzemelere rast geldik. Yani DAİŞ, Hol Kampı'nda 2 koldan örgütlülüğünü yeniden inşa ediyor. Bu son aylarda göçmenlerin olduğu bölümlerde 2 yaşındaki çocuklar ortaya çıktı. Şu ana kadar basına yansımadı önümüzdeki süreç görüntüleri yayınlanacak. Bu bebekler, göçmenlerin olduğu bölümde ne yapıyor? Çünkü göçmenlerin olduğu bölümde erkekler yok. Görünen o ki küçük yaştaki çocuklar ile de evlilik yapılıyor. 12-13 yaşlarındaki çocuklar ile evlenerek soylarını devam etmek istiyorlar. Bu nedenle Güvenlik Güçlerimiz bu yaş aralığında olan kişileri göçmen bölümünden çıkarıyor" diye konuştu.

20 GÜNDE 8 SALDIRI
Kamplarda ve cezaevlerinde şu an 65 bin DAİŞ'li olduğunu bilgisini veren Şamî, "Bunlardan 12 bini sadece zindanlarda bulunuyor. Suriye ve Irak dışında 60 ülkeden kişiler bulunuyor. Tümü de DAİŞ komutanları. Şu an hareket halindeler ve örgütlerini yaygınlaştırmak istiyorlar. Bunları kurtarmak için birçok hamle yaptılar. Ama Türk devletinin işgal saldırılarıyla fırsatı ele almaya çalışıyorlar. Çeteler, 20 gün içerisinde 8 kez saldırı girişimde bulundu. Bu saldırılardan biri de Hol Kampı'na dönüktü. Diğer hazırlık ise Hesekê zindanına, Rakka, Dêrazor ve Hesekê'nin güneyine yönelikti. Bunun için Türk devleti ve DAİŞ saldırıları arasında bir denge var, özellikle de bu süreçteki saldırılar tesadüf değil. Saldırılarda doğrudan Hol Kampı hedef alındı. Amaç DAİŞ'lilerin kaçışını sağlamaktı. Kobanê'ye saldırı ise DAİŞ'lilerin umutlarını yeşertmekti. Qamişlo zindanına da saldırı oldu. Bu saldırı da aynı amaçla yapıldı. 80 kilometre sınırdan uzak olan Mekmen alanı Türk devleti uçakları tarafından bombalandı. Rakka, Dêrazor ve Hesekê arasında kalan stratejik bir alan. Mekmen'in özgürleştirilmesi ile Dêrazor ve Rakka'nın özgürleştirilmesi sağlandı. DAİŞ birçok kez Mekmen'de tekrardan kendilerini canlı kılmak istedi ve birçok saldırı da gerçekleştirdiler. Türk devleti de doğrudan Mekmen'i hedef aldı. Bu ne rastgele bir vuruştur ne de tesadüftür. DAİŞ'in intikamıdır. Türk devletinin bu saldırıları ile de DAİŞ fırsat buldu ve 8 kez saldırdı, Türk devletinin bu saldırıları ile uğraşırken 8 DAİŞ saldırısını da geri püskürttük" şeklinde konuştu.

ÖNLEMLER YETERLİ Mİ?
Şamî, DAİŞ varlığının ciddi bir tehlike olduğuna işaret ederek, "Sinaa Cezaevi'nde 50'den fazla farklı uyrukta DAİŞ'li var. Avrupalı DAİŞ'lilerin çoğu zindanda. Aynı şekilde kamptakilerde farklı farklı ülkelerden. Bu iki yerde de çocuk yaşlardaki kişiler vardı ama şu an yaşları ilerledi ve DAİŞ'in radikal fikri içerisinde büyüdüler. Ayarlanmış bomba misali şu an elimizde bulunuyorlar. Aslında göçmen kamplardan ziyade askeri bir kampa dönüşmüş vaziyette. Şu an kadar da Türk devleti, DAİŞ'i terör örgütü olarak görmüyor. Zaten DAİŞ terör örgütü değil de silahlı örgüt olarak hitap ediyor. Zindan ve Hol Kampı'nın geleceği belli değil, tehlike arz ediyor. Doğrudur, bazı zindanlar yeniden kuruluyor, masrafta harcanıyor. Ama yeterli değil açıkçası bir işe yaramıyor. Sadece dönemsel yöntem olarak kalıyor. Yeterli olacak durum bunların geleceğinin ne olacağının belirlenmesidir. Elbette bunlar üzerinde tartışmalar yürütülüyor" ifadelerini kullandı.