28 Eylül 2024 Cumartesi

'Engelliler sadakacı anlayışı reddediyor'

Gün ve haftalarla engellilere önem veriliyormuş algısı yaratılmaya çalışılsa da bunların göstermelik ve istismar olduğunun altını çizen ÖDEF Sözcüsü Turgut, "hasta" görülen engellilere sadaka kültürüyle yaklaşıldığını söyledi. Çözümün engellilerin toplumsal muhalefet içinde yer almasıyla, sınıf kardeşleriyle yan yana mücadele ederek ve demokratik cumhuriyetin inşasıyla gerçekleşeceğini söyleyen Turgut, ekledi: "Sadakacı anlayışa karşıyız."

3 Aralık Dünya Engelliler gününü geride bıraktık. Meşhur, "bugün de başkası adına utandık" deyimini kanlı canlı yaşadık desek abartmış olmayız. Engellilerin gününü "kutlayanından", "biz de engelli adayıyız" acıma kültürüne, engellilere "çay koy desek kalkıp koyamaz" sözleriyle nefrete, düşmanlığa tanıklık ettik. Oysa ki engellilerin kesin kez reddettiği şey şu; "bize acımayın."

Engelliler için eğitimden istihdama, mimari yapılanmadan alt yapıya çok sayıda sorunun bulunduğu Türkiye'de iktidar engellilerin çağrılarına kulak tıkıyor, giderilmesi için ise herhangi bir girişimde de bulunmuyor.

'GÜNLER, HAFTALAR GÖSTERMELİK'
Engellilere yönelik nefret söylemleri, ayrımcılık sürüyor. Özgürlükçü Demokratik Engelli Forumu (ÖDEF) Sözcüsü Zühtü Turgut ile geçtiğimiz 3 Aralık'ı konuştuk. ETHA'ya değerlendirmelerde bulunan Turgut, çözüm önerilerini de aktardı. Birleşmiş Milletler tarafından engelliler için çok sayıda gün ilan edildiğine dikkat çeken Turgut, "Uzaktan bakınca engelliler çok önemseniyormuş da gündeme getirmek için günler ilan ediliyor diye düşünülüyor. Keşke öyle olsaydı" diyerek göstermelik günleri ve anmaları eleştirdi.

'ENGELLİLER İSTİSMAR EDİLİYOR'
Engelli konusunun istismara en yakın meselelerden biri olduğunu hatırlatan Turgut, "Bir tarafı gericiliğe bir tarafı insanların vicdanına dayandırılıyor. Bu kadar günün ilan edilmesinin nedeni de istismar. Toplumda, 'devlet engellilere sahip çıkıyor' algısı yaratılıyor. Fakat öyle değil. Engelliler sadece böylesi günlerde gündeme geliyor" ifadelerini kullandı.

'ENGELLİLİĞE HASTALIK OLARAK BAKILIYOR'
Engellilik meselesinin tarihsel ve toplumsal süreci olduğunu belirten Turgut, "Engellilik ilk insandan bu yana devam etmiştir. Sınıflı toplumlara geçildiğinde engellilik, zayıflık, yetmezlik bir eksiklik olarak devam etmişti. Biz bu anlayışa tıbbi model diyoruz. Elbette engelliliğin tıpla bir ilişkisi var ama tıbbi model dediğimiz şey şu engelliliğe hastalık olarak bakılması. Bu hastalıktan kaynaklanan yetmezlik, acizlik vs şeylerle tanımlanması. Bu zaten egemen ideolojilerin yaptığı bir şey. Böylece sadakacı kültürü oluşturuyorlar. Engellilere muhtaç gözüyle bakılmasını istiyor. Biz sadakacı anlayışa karşıyız. Bütün siyasi iktidarlar tıp modeline göre politikalar yaptı, yirmi yıldır iktidarda olan AKP hükümeti ve onun ortakları da aynı anlayışa sahip. Bu nedenle engellilerle ilgili tüm yapılanlar bu anlayışa dayalı" dedi.

'İKTİDAR ENGELLİLERİN KAZANILMIŞ HAKLARINI ELİNDEN ALDI'
2005 yılında çıkarılan Engelliler Yasası'na işaret eden Turgut, yasanın göstermelik olduğuna dikkat çekti ve şöyle açıkladı: "Bugüne kadar TC Anayasasında engelliler ile ilgili bölükpörçük şeyler şeyler varken, temel yasa yoktu. AKP böyle bir yasa çıkardı. Ancak bu yasanın çıkmış olması da engellilere bir fayda sağlamadı. Aksine kazanılmış hakları da geri aldı. Çünkü hükümet yasayı yönetmeliklere bağladı. Diyor ki kurumlar, kuruluşlar isterse yönetmeliğine yasayı alır istemezse almaz. Teknolojinin en yüksek boyutlara ulaştığı bir zamanda hala görme engellilerden bankalarda ya da çeşitli kurumlarda imza atarken şahit istiyorlar. Öğretmen, avukat olmuş görme engellilere 'okuman, yazman var mı' diye soruyorlar. Çünkü imzaları kabul edilmiyor.

'KAPİTALİST SİSTEM ENGELLERİ KAMBUR OLARAK GÖRÜYOR'
Engellilerin eğitim, istihdam, iletişim, erişim gibi en temel sorunları kesinlikle devam ediyor. Kesin olmayan rakamlara göre Türkiye'de on milyonun üstünde engelli var. Bu kadar kişinin ne kadarı sosyal hayatta var, sokağa çıktığınızda kaç engelliye rast geliyorsunuz. Sokakta birkaç engelliye denk gelmeniz, engellilerin sosyal hayatta olduğu anlamına gelmiyor. Aksine büyük kısmı kendi kaderiyle baş başa kalmış ve yaşam mücadelesi veren, toplumun sahip olduğu birçok şeye sahip olmadan yaşamaya çalışan kocaman bir grubu oluşturuyor. Sadakacı anlayışların ürünü olan engelli maaşı, bakım parası gibi uygulamalar da tıp modelini tetikliyor. Kaldı ki engelli maaşı ve bakım parası da tartışmalı. Kapitalist sistem engellileri bir kambur olarak görüyor. Bu nedenle de yapılan politikalar bu anlayışa dayanıyor."

'DEMOKRATİK CUMHURİYETİ İNŞA EDERSEK SORUNU ÇÖZEBİLİRİZ'
Tablo olumsuz görünse de engelli sorununu çözümünün zor olmadığının altını çizen Turgut, gereken tek şeyin çözüm iradesi olduğunu belirtti. Engellilik meselesinin toplumsal muhalefet içinde yer almasının mümkünlüğüne dikkat çeken Turgut, şu ifadeleri kullandı: "Engelliler örgütlü olmalı, bilinç düzeyleri yükselmelidir. Toplumun bilinç altındaki engelli algısı yıkılmalı, bunun için mücadele edilmelidir. Engelliler sınıf kardeşlerinin yanında bütün toplumun yoksul emekçi kardeşlerinin yanında yer almalıdır. Engellilik meselesi toplumsal muhalefet içinde yer alır ve gerçekten demokratik bir cumhuriyeti inşa edebilirsek o zaman bunlarla beraber engelli sorunu da çözülmüş olur. Aksi halde geçici bir takım çözümler üretilir."

Foto: Engelliler Konfederasyonu üyeleri haklarını ve sorunlarını dile getirmek için 2015 yılında Ankara'ya düzenledikleri yürüyüş ve miting.