28 Eylül 2024 Cumartesi

Eğitim Sen: Kamu kaynakları mağdur kesimler için kullanılsın

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu  yaptığı açıklamada, MEB'i kamu kaynaklarını öncelikle ücretli öğretmenler, usta öğreticiler ile yoksul öğrenciler başta olmak üzere tüm mağdur kesimlere kullanması için çağrı yaptı.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Yürütme Kurulu, koronavirüs salgınına karşı mücadelenin sürdüğü günlerde iktidarın Kanal İstanbul Projesi ihalesi yapmasına tepki gösterdi. 

Yapılan ihalenin salgına karşı birlikte mücadelede ısrarcı olan kesimlerle, siyasi iktidarın aynı önceliklere ve hassasiyetlere sahip olmadığını açığa çıkardığı ifade edilen açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) da tutumunun farklı olmadığı kaydedildi. Kaynakların mağdur olan sosyal kesimlerin desteklenmesi için kullanılması gerektiğini ifade eden Eğitim Sen, MEB'e kamu kaynaklarının öncelikle ücretli öğretmenler, usta öğreticiler ile yoksul öğrenciler başta olmak üzere tüm mağdur kesimleri için kullanılması çağrısını yineledi.

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurul'nu bugünkü gündemi ise şöyle:

MEB, 26 Mart 2020 tarihinde, İl Milli Eğitim Müdürlüklerine göndermiş olduğu bir yazı ile 30 Nisan 2020 tarihine kadar çalışanların idari izinli sayılacağını bildirdi. Söz konusu yazı ile öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin ek dersleri ile ilgili kimi hususlara da açıklık getirildi. Ancak, söz konusu yazıya rağmen öğretmenlere DYK, İYEP, Evde Eğitim ve Destek Odası Eğitim ücretlerinin ödenip ödenmeyeceği ile ilgili tartışma devam etmektedir. MYK’mız yürürlükte olan mevzuat ve 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. Dönem Toplu Sözleşmelerine ait 'Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı'nın ilgili maddeleri gereği, hafta içi için bu ödemelerin yapılması gerektiği düşüncesindedir. Konu ile ilgili MEB yetkileri ile gerekli görüşmeler yapılarak, konunun bir an önce açıklığa kavuşması ve yaşanan diğer sorunlarında çözülmesi için gerekli girişimlerde bulunacaktır.

Ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler ek ders ücreti açısından kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlerle eşit değildir. Ücretli öğretmenlerin hiçbir geliri yoktur ve bu nedenle de en mağdur kesimin onlar olduğunun altının çizilmesi gerekmektedir. Ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler, dün yayınlanan yazı kapsamına alınarak idari izinli sayılabilir ve mağdur edilmeleri engellenebilirdi. Ancak bu yapılmadı. MYK’mız bunun bir tercih olduğunu ve mutlaka bu tercihin değiştirilerek, yaşanan mağduriyetlerin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünmektedir.

Aynı yazı kapsamında 'yönetici ve öğretmenlerin… kendilerine verilecek görevleri esnek çalışma esasları çerçevesinde yürütmek kaydıyla idari izinli sayılacaktır' ifadesinin muğlaklık içerdiğini ve bundan dolayı da sorun yaşanması olasılığının olduğunu ifade etmek isteriz. MYK’mız süreci yakından takip ederek, mağduriyet yaşanmaması için üzerine düşeni titizlikle yapacaktır.

Okulların kapalı kalma süresinin 30 Nisan 2020 tarihine kadar uzatılmasının ardından, özel öğretim kurumlarına dönük, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından 'Özel Öğretim Kurumları ve Sınavları' başlıklı bir yazı yayınlandı. Söz konusu yazı ile özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin durumları, kurumların kurucu veya kurucu temsilcisi tarafından yapılacak değerlendirmeye bırakılmış durumda. Özel öğretim kurumları çalışanlarının yaşamları ve gelecekleri ile ilgili tedbir almak Devletin sorumluluğudur. Bu kurumlarda çalışan eğitim emekçilerinin yaşamları işverenin vicdanına bırakılamayacak kadar değerlidir. Özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenler ve diğer eğitim emekçileri haftalardır sorunlarını anlatmaya ve çözüm aramaya çalışmaktadır. 

Kurumlarının açık olduğu dönemde de, güvencesiz ve düşük ücretle çalışmak durumunda kalan arkadaşlarımızın sesinin mutlaka MEB tarafından duyulması gerektiğini düşünmekteyiz. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, MEB’i acilen özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri ile ilgili önlem almaya çağırmaktadır.

Uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, eğitim yöneticileri tarafından öğretmenlere, EBA kullanımına dönük, uygulanan yoğun baskılara tanıklık etmeye başladık. Öğretmenlerimiz, talimatla değil mesleklerinin gereği olarak zaten öğrencileri için ellerinden geleni bugüne kadar yaptı, yapmaya da devam edecek. MEB’in önceliğinin, öğretmenlerin günde kaç saat EBA kullandığını takip etmek değil, EBA kullanacak bilgisayarı ve altyapısı olmayan yoksul öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması olması gerektiğini düşünmekteyiz. EBA ve yapay zeka uygulamalarının, öğretmeni kontrol altında tutma aracı olarak değil, eğitime destek amaçlı kullanılması gerekmektedir. MYK’mız eğitim yöneticilerini 'öğretmen özerkliğine' saygı göstermeye davet etmektedir.

Ocak 2020 tarihli 20.000 Sözleşmeli Öğretmen Atama Sonuçları 18 Mart 2020 tarihinde açıklandı. Öğretmen arkadaşlarımız salgın tehdidinden kaynaklı göreve başlayamadı ve ne zaman başlayacağı da belirli değil. Bu durum, çok sayıda arkadaşımızın ekonomik olarak sorun yaşamasına neden olmaktadır. MYK’mız, MEB’e zaman geçirmeden ataması yapılan arkadaşlarımızı göreve başlatma çağrısı yapmaktadır.

'Vefa grupları' ile ilgili yaşanan sıkıntılar artarak devam etmektedir. Yapılan görevlendirmelerin öğretmenlerin sağlıkları ile ilgili risk oluşturduğuna sürekli olarak dikkat çekmekteyiz. Ayrıca, öğretmenlerin mesleklerine ve uzmanlık alanlarına uygun olmayan işlerde görevlendirilmesinin toplumsal fayda üretmesini beklemek gerçekçi değildir. Bunlara ek olarak, görevlendirmelerde yaşanan keyfiyet eşitlik duygusunu zedelemektedir. MEB, 26 Mart 2020 tarihinde yayınladığı yazı ile de, resmi eğitim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin uzaktan eğitim ve diğer eğitim öğretim faaliyetleri kapsamındaki görevleri yapmak kaydıyla idari izinli sayıldığını bildirmiştir. Bu yazı, Eğitim Sen tarafından ısrarla ifade edilen, görevlendirmelerin mesleki formasyona uygun yapılması gerekliliği görüşünü teyit etmektedir. Ayrıca, 222 sayılı 'İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nun 44. maddesi açıktır: 'Öğretmenler kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kendilerine verilen işlerden başka, meslek dışı her hangi bir görevle yükümlü tutulamazlar'.