28 Eylül 2024 Cumartesi

Eğitim-Sen: İstismarı meşrulaştıran gerici zihniyetinizi kabul etmiyoruz

Eğitim-Sen, Hiranur Vakfı onursal başkanı Yusuf Ziya Gümüşel'in kızını 6 yaşındayken bir erkeğin cinsel istismarına uğratmasına tepki gösterdi, "Eğitim, adları istismar ile anılan, demokrasi ve laiklik karşıtı cemaat, tarikat ve vakıfların eline bırakılamaz" dedi.

İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın onursal başkanı Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı 6 yaşındayken 'evlendirmesi' yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasına neden olmasına ilişkin Eğitim-Sen Genel Merkezinde basın toplantısı düzenlendi.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Necla Kurul, siyasi iktidarın dinselleştirme politikaları ve uygulamalarıyla, okulların tarikat ve cemaatlerin arka bahçesine dönüştürüldüğünü belirtti. Eğitim sisteminde, üstü örtülen, duyulmayan istismar ve tecavüz suçlarının çok daha fazla olduğunu tahmin ettiklerini vurgulayan Kurul, "Türkiye'de devletin denetlemediği, kapalı ve neredeyse 'dokunulmaz' yapılar olan dini tarikat ve cemaatler, güçlerini siyasi pazarlıklardan, bürokrasi içindeki destekçilerinden ve hukukun uygulanmamasından almaktadır. Söz konusu skandal ile ilgili şu ana kadar ne siyasi iktidarın, ne de söz konusu vakıfla protokoller imzalayan MEB'in, tatmin edici bir açıklama yapmamış olması, meselenin özüne inmeden sorunu geçiştirmesi ve bir tutum belirtmemiş olması savımızı doğrular niteliktedir" diye konuştu.

'ÇOCUKLARA CİNSEL SALDIRI ARTIYOR'
Tarikat ve cemaatler istedi diye İstanbul Sözleşmesini geri çekenlerin, Ensar Vakfı'ndaki tecavüzler ortaya çıktığında "bir defadan bir şey olmaz" diyenlerin, her istismar olayından sonra basını susturarak olayın üstünü kapatmaya, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmaya çalışanların bu son olayda da susarak onayladığını belirten Kurul, TÜİK'in çocuklara yönelik cinsel istismar saldırılarına ilişkin 2019 yılı verilerini paylaştı. Kurul şunları söyledi: "Güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 206 bin 498 çocuğun yüzde 15,2'si cinsel suçlardan mağdur olmuştur. Adalet Bakanlığı'nın yayımladığı adli istatistiklere göre, Türkiye'de 2019'da 'cinsel dokunulmazlığa karşı suç' kapsamında 49 bin 57 dava açılmıştır. Bunların 22 bin 689'unu çocuklara yönelik cinsel istismar suçları oluşturmuştur. Yine Adalet Bakanlığı'nın istatistiklerine göre, 2012'de çocuğun cinsel istismarı davalarında suç sayısı 17 bin 589 iken, 2019'da bu sayı 22 bin 689'a çıkmıştır. İnsan Hakları Derneği'nin İstanbul Şubesi Çocuk Hakları raporuna göre ise 2002'den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmıştır."

'EĞİTİME ERİŞEMEYEN ÇOCUKLAR ŞİDDET VE İSTİSMARA MARUZ KALIYOR'
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2021-2022 eğitim öğretim yılı okullaşma istatistiklerini paylaşan Kurul, ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğunun eğitimin dışında kaldığı bilgisini verdi. Açık öğretimde okuyan kız çocuğu sayısını 636 bin 270 olduğunu aktaran Kurul, toplamda 1,5 milyonu aşkın kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında bırakıldığına dikkat çekti.

Eğitime erişen çocukların şiddete ve istismara maruz kalma durumunda ilgili mekanizmalara erişimi daha kolay olduğunu belirten Kurul, Milli Eğitim Bakanlığına, eğitim sistemi dışında bırakılan kız çocuklarının neden takip edilmediğini sordu. 

Toplumu ve eğitim sistemini 'tek din, tek mezhep' anlayışına uygun olarak dini kurallara göre yeniden düzenleyerek 'dindar ve kindar' bir nesil yaratmak isteyen AKP iktidarının, MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı ve dini tarikat ve cemaatler ile işbirliği içinde olduğunu vurgulayan Kurul, tarikat ve cemaatlere aktarılan sınırsız kaynaklara işaret etti.

Kız çocuklarının durumu ile ilgili çözülmesi gereken ciddi sorunlar olduğuna dikkat çeken Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul, şu talepleri sıraladı:
"√ İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilme iptal edilerek, sözleşme etkin biçimde uygulanmalıdır.
√ Kız çocuklarının ilköğretimde okul terklerinin azaltılması için önlemler alınmalı, okullaşma oranları yükseltilmeli ve eğitim öğretim müfredatı, cinsiyet eşitliği perspektifi esas alınarak yeniden düzenlenmelidir.
√ Risk altındaki kız çocuklarının belirlenmesi ve korunmaları için gereken erişim ve müdahale ilgili mekanizmalar tarafından derhal sağlanmalıdır.
√ Siyasi iktidar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu aracılığıyla uluslararası sözleşmelere atılan imzaların gereğini yapmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi tüm kademelerde ve üniversitelerin tüm bölümlerinde ders olarak okutulmalıdır."

Kurul açıklamada son olarak, "6 yaşındaki çocukları evlendiren, istismarı meşrulaştıran gerici, ataerkil zihniyetinizi kabul etmiyoruz. Çocuklarımızı karanlığınıza teslim etmeyeceğiz. Laik, eşit ve demokratik bir eğitim, çocuklarımıza özgür bir dünya bırakma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" diye vurguladı.