Duisburg'ta emperyalist ve gerici devletlere karşı ortak eylem
Türkiye ve Kürdistanlı devrimci, yurtsever, komünist örgütler, Duisburg'ta yürüyüş düzenledi. Türk devletinin işgal, kimyasal silah saldırıları ile İran'da faşist molla rejiminin halk ayaklanmasına yönelik saldırılarına dikkat çekilen eylemde, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi için mücadelenin süreceği vurgulandı.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH), Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH), Avrupa Demokratik Güç Birliği ve ICOR Avrupa'nın çağrısıyla Almanya'nın Duisburg kentinde eylem yapıldı. Merkez istasyon önünde toplanan kitle, "Faşizme ve emperyalizme karşı dünya işçileri ve halkları bir arada" pankartı açtı.
MLKP, TİKB, MLPD, Partizan, REBELL, ATİK, Solidarity International, IG Metall işçileri, Young Struggle, Alınteri, YPG, PYD, KGÖ, Nav-Dem, MLPD'nin Çevre Sendikasının da aralarında bulunduğu çok sayıda örgütün katıldığı eylemde, Türk devleti ve faşist İran molla rejiminin saldırılarında yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı. Konuşmalarda, emperyalist ve gerici devletlere karşı devrimcilerle halkın bir araya gelerek daha güçlü olacağını vurgulandı, Kürt özgürlük mücadelesi ve faşizme karşı mücadele ile dayanışmanın yanı sıra İran'daki devrimci ayaklanma ve kadınların özgürlük mücadelesine dikkat çekildi.
Ayrıca, Almanya'nın seçimlerden önce Erdoğan'ın Kürt halkına saldırılarına karşı çıktığı ancak şu an destek verdiği belirtildi. MLPD Başkanı Gabi Fechtner konuşmasında, Yeşiller ve SPD'yi oportünist olarak nitelendirdi, koltuklarının bedeli olarak sessiz kaldıklarını söyledi. Fechtner, "Rusya, ABD ya da Çin gibi diğer tüm emperyalistlerle aynı şekilde onlar da kurtuluş hareketleri için asla müttefik olamazlar" dedi.
Erdoğan'ın Türkiye'deki eylemlere ve Kürdistan'a yönelik saldırılarının Kürt özgürlük mücadelesi, işçi sınıfı ve enternasyonal sosyalist devrim perspektifinden korkusunun ifadesi olduğunu belirten Gabi Fechtner, "Sadece devrimcilerin enternasyonal dayanışma birliği ile emperyalistlerden daha güçlüyüz" diye ekledi.
PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin de gündeme geldiği eylemde, "Dünyadaki tüm ilerici siyasi mahkumlar ve özgürlük savaşçıları serbest bırakılsın", "Öcalan'a özgürlük ve Öcalan'ın durumuna dair bilgilendirme" talepleri dile getirildi.
KON-MED Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt de İmralı tecridine değindi. Öcalan'dan haber alamadıkları için kaygılı ve öfkeli olduklarını söyleyen Zümrüt, "İmralı sistemi kendi başına bir işkence sistemidir. Önderlik İmralı'da tek başına mücadele ederek uluslararası komployu boşa çıkarmıştır. Önderlik tek başına direnerek uluslararası güçlerin kirli oyunlarını boşa çıkarmıştır. Önderlik 2 yıla yakın bir süredir hem kendi ailesi ile hem de avukatlarıyla görüşmemiştir. CTP önderlik ile görüştüğünü söyledi. Ancak avukatları bu bilgiyi doğrulamadı. Biz şu anda İmralı'da ne olduğunu bilmiyoruz. Önderlik özgürleşmediği sürece Ortadoğu'da yürütülmek istenen ve devam eden savaşlar bitmeyecektir. Artık önderliğimizi özgürleştirme mücadelesi vereceğiz" dedi.
Kobanê'de DAİŞ'in yapmak istediği ve yapamadığını şu an Erdoğan ve çetelerinin yapmaya çalıştığını söyleyen Zümrüt, "Kobanê özgürleşince Erdoğan ve temsil ettiği faşist zihniyet açısından büyük bir yara olarak kaldı" dedi.
Zümrüt'ün konuşmasının ardından kitle Duisburg merkeze yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş ve açıklamalarda Avrupa'daki açlık ve yoksulluğa dikkat çekilerek, Avrupa devletlerinin siyasi mültecileri sınır dışı etmesine sessiz kalınmayacağı vurgulandı.
Eylemde, "Jin, jiyan, azadi", "Terörist Erdoğan", "Yaşasın enternasyonal dayanışma" sloganları atıldı.