28 Eylül 2024 Cumartesi

'Dersimiz din değil dinler ve inançlar' kampanyası

Zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerinin ayrımcılık başta olmak üzere pek çok soruna neden olduğunu belirten  İnanç Özgürlüğü Girişimi, "Dersimiz din değil dinler ve inançlar" kampanyası başlattıklarını duyurdu, "Milli Eğitim Bakanlığından tüm dinlere, inançlara ve inançsızlığa nesnel yaklaşan, ayrımcılığı engelleyecek bir müfredat talep ediyoruz" dedi.

İnanç Özgürlüğü Girişimi, zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi (DKAB) dersleri, Türkiye'de insan hakları ve inanç özgürlüğünün korunması açısından yıllardır önemli bir mücadele alanı olduğunu belirtti. Eğitim sisteminde çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne, çocuğun katılım hakkına ve ebeveynlerin çocuklarını kendi felsefi veya dini görüşlerine göre yetiştirme hakkına sistemli bir şekilde müdahale edildiğini belirten Girişim, Türkiye'nin insan hakları yükümlülüklerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ve Anayasa Mahkemesi'nin aldığı ihlal kararlarına rağmen derslerin objektif ve çoğulcu olması için gerekli düzenlemelerin hala yapılmadığını kaydetti.

Şu anki müfredata göre, DKAB derslerinin kapsayıcı olmaktan uzak bir şekilde, sadece Sünni islam perspektifi ile işlendiğini söyleyen Girişim, tarafsız ve nesnel olmayan bu müfredatın çocukların ayrımcılık da dahil olmak üzere pek çok sorun yaşamasına neden olduğu ifade edildi.

Çocukların DKAB dersleri sebebiyle; ayrımcılık, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünün ihlali, dinler hakkında objektif bilgi eksikliği, damgalanma ve dışlanma, inancını açıklamaya zorlanma, sınavlarda dezavantaj, ayrımcı muafiyet, dayatma ve zorlama, kimliğine saygı duyulmadığını hissetme sorunlarını yaşadığını belirten Girişim, DKAB ders kitaplarında öne çıkan tespitleri şöyle sıraladı:
🔹"İslam dininin doktrinleri pozitif önermeler şeklinde sunuluyor.
🔹'Dinimiz', 'peygamberimiz', 'kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim' gibi dini içeriden öğreten ifadeler birçok kitapta kullanılmaya devam ediliyor.
🔹DKAB ders kitapları, din eğitimi olma niteliğini koruyor; dinler hakkında tarafsız ve nesnel olmayan, Sünni İslam ilahiyat bakış açısıyla sunulan bilgiler içeriyor. Bu bilgiler, bazı ebeveynlerin dini veya felsefi görüşleriyle uyumlu olabildiği gibi bazı ebeveynlerin dini veya felsefi görüşleriyle çelişkili.
🔹Kitaplarda Alevilik sınırlı bir şekilde yer alıyor. Ayrıca, Alevi toplumu için ibadet yeri sayılan cemevlerinin ibadet yeri olduğu, Alevi ibadeti olan semahın bir ibadet biçimi olduğu ifade edilmiyor.
🔹Musevilik ve Hristiyanlıkla ilgili bilgiler, başta bu dinlerin kaynaklarının tahrif edilmiş olduğu bilgisiyle İslam doktrinine gönderme yapılarak veriliyor, böylece yaygın önyargı ve yanlış bilgiler destekleniyor.
🔹Ateizm ve deizm gibi farklı felsefi yaklaşımlar, İslami inanç savunmasıyla ele alınıyor ve tarafsız bir şekilde sunulmuyor.
🔹Çocuklar 'doğru' davranış olarak belli davranışlara yönlendiriliyor. Bu da çocuğu, düşünce, din veya vicdan özgürlüğüne aykırı davranmak zorunda kalabileceği koşullara maruz bırakıyor."

Kapsayıcı bir eğitimin, ayrımcılığın azalmasına, toplumsal barışa, din veya inanç özgürlüğünün herkes için korunmasına ve çoğulcu bir toplumun inşasına katkı sağlayabileceğini belirten İnanç Özgürlüğü Girişimi, "Ayrıca objektif bir müfredat öğrencilerin toplumsal çeşitliliği anlamasına ve ayrımcılığa karşı koyma yeteneği geliştirmesini de destekleyebilir" dedi. "Dersimiz din değil dinler ve inançlar" kampanyası başlattıklarını duyuran Girişim, "Milli Eğitim Bakanlığından tüm dinlere, inançlara ve inançsızlığa nesnel yaklaşan, ayrımcılığı engelleyecek bir müfredat talep ediyoruz" dedi ve kamuoyuna kampanyaya katılma çağrısı yaptı.