29 Eylül 2024 Pazar

'Demokrasi ve çözümün yolu Roboski için adalettir'

Roboski Katliamı'nın 130'uncu ayında bir araya gelen Roboski için Adalet Girişimi, katliamdan bu yana geçen 11 yılda devletin suçunu gizlemek için failleri koruduğuna işaret etti, barış ve demokrasinin yolunun Roboski Katliamı'nda adaleti sağlamak olduğunu belirtti.

Roboski için Adalet Girişimi, Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19'u çocuk 34 kişinin katledilmesinin 130'uncu ayında bir kez daha İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. "Katiller bulunsun! Roboski bir daha asla" pankartı açılan eylemde, basın açıklamasını İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Fatin Kanat okudu.

Roboski katliamı faillerinin yargılanmasının bu tarz katliamların bir daha yaşanmaması için kritik olduğunu söyleyen Kanat, katliama ilişkin davanın takipsizlik kararıyla kapatıldığını anımsattı. "Roboski Katliamı, tüm gerçekliğiyle yaşanmış, aydınlatılmamış ve bilinmeyen hiçbir yanı kalmamışken, sistemin yürütücü ve yöneticilerine ucu değeceği için, cezasızlık politikasına ve devletin 'araştırılmasın' sınırlarına takılan 11 yıllık açık bir yaradır. Katledilmelerinden bugüne yaratılan sis perdesi içine saklanmış durumda katliam failleri. 11 yıldır herkes sus-pus, adalet yok, cezasızlık zırhı sisi daha da artırıyor" diyen Kanat, ailelerin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı son başvurunun da iki yıldır bekletildiğini söyledi.

Devletin katliamın sorumlularını koruduğunun altını çizen Kanat, cezasızlık politikalarına tepki gösterdi. Yargının ezilenler ve katledilenlerden değil egemenlerden ve sistemden yana işlediğini söyleyen Kanat, "Sınırlara karşı çıkmanın, barışın, demokrasinin, çözümün yolu Roboski için adalettir" dedi.

Kanat, şöyle devam etti: "Roboski ve tüm katliamların ardından gelişen adaletsizlik ve cezasızlığı bitirebilmemizin yolu bir araya gelip, mücadele ederek, unutturmayarak ve halklar için kurgulanmış bir sistemi inşa ederek mümkün olacaktır. Savaşların, katliamların ve çözümü aramayan siyasetin varlığı açlık, ekonomik kaos, pahalılık, savaş, doğruları aramayan, gerçekliğini yitirmiş adalet ve hukuk, insan odaklı olmayan siyaset ve yıkım olarak yaşantılarımızda sürmeye devam ediyor."