28 Eylül 2024 Cumartesi

Dedeoğulları katliamının tetikçisine 7 ağırlaştırılmış müebbet

Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi katleden tetikçi Mehmet Altun'a 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti katliamın planlayıcılarını ise beraat kararı vererek akladı.

Konya'nın Meram ilçesinde 12 Mayıs 2021'de Keleş ve Çalık aileleri tarafından ırkçı saldırıya uğrayan Dedeoğulları ailesine yönelik 30 Temmuz günü yaşanan ikinci saldırıda 7 kişi katledildi. Saldırı ve katliam davaları ayrı ayrı görülerek katilleri aklama çabasına girilen davanın dün karar duruşması görüldü. Konya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada tetiği çeken Mehmet Altun'a 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, yargılanan diğer sanıklar ise beraat ettirilerek aklandı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, milletvekilleri Serpil Kemalbay, Kemal Peköz ve Murat Çepni, CHP Milletvekili Levent Gök'ün katıldığı duruşmayı HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan, Özgürlük için Hukukçular Derneği'nden (ÖHD) avukatlar ile Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ve Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz ile çok sayıda baro takip etti.

MÜTALAAYA EK YAPILDI
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşmada, savcı daha önce sunduğu esasa dair mütalaasına "silahla konut dokunulmazlığını ihlal" suçunu da ekledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı avukatlara ek savunma hakkı verdi.

Dedeoğulları ailesinin avukatlarından Atilla Kart, delillerin mahkeme tarafından tartışılmadığını belirterek, "Görev ve yetkinin kötüye kullanıldığını görüyoruz" dedi.

KATLİAM IRKÇI SAİKLERLE YAPILDI
Almanya'da Türkiyeli bir aileye yönelik gerçekleştirilen Solingen Katliamını hatırlatan Kart, Alman yargısının, katliamın ırkçı saiklerle gerçekleştirildiğini belirterek yargılamayı bu esasa göre yaptığını belirtti. Kart, "Almanya katliamcıları korumadı, himaye etmedi. Çetin Dedeoğulları başından itibaren yargı yoluyla haykırıyor ama Türkiye idari birimlerinin görevlerini savsakladığını görüyor" dedi.

SAVCININ TUTUKLAMA TALEBİ TUTARSIZLIK
Mahkeme heyetinin maddi gerçeğin açığa çıkmasını engellediğini vurgulayan Kart, "Mahkeme taleplerimizi gerekçesiz bir biçimde reddediyor. Bu şekilde bir yargılamayı kabul etmiyoruz. 14 Kasım'da mahkemeniz hakkında suç duyurusunda bulunduk. Türkiye'de kritik davalarda adalete erişemiyoruz. Savcının azmettiriciler için tutuklama talebinde bulunmaması tutarsızlıktır" dedi.

Kart'ın konuşmasından rahatsız olan mahkeme başkanı, "Biz adil bir yargılama yapıyoruz" iddiasında bulunarak müdahale etti.

70 GÜN BOYUNCA KKK'Yİ ZİYARET ETTİ
Kart, son olarak tetikçi Mehmet Altun'un 12 Mayıs-30 Temmuz arasındaki HTS kayıtlarına dikkat çekerek, Altun'un güvenlik şirketleri ve askeri personelle iletişimine işaret etti ve katliam planlamasının bu süreçte yapıldığını vurguladı.

Kart, ayrıca tetikçi katil Altun'un HTS kayıtlarında 70 günlük süre boyunca Kara Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret ettiği bilgisinin yer aldığını hatırlattı.

'GEREKÇELER YETERSİZ'
Avukat Abdurrahman Karabulut da mütalaada azmettirici Keleş ve Çalık ailelerinin cezalandırılmalarına yönelik gerekçelerin eksik ve yetersiz olduğunu söyledi. Saldırı davasındaki sanıklara haksız tahrik indirimi yapıldığını hatırlatan Karabulut, 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin maddi olgulara değil, sanık savunmalarına inandığına vurgu yaparak, "Bugün de Altun'a meşru müdafaa verilirse şaşırmayız" dedi.

Dosyaların birleştirilmesi talebini yineleyen Karabulut, "Bu dosyaların ayrı ayrı ilerlemesi hukuki fecaattir" vurgusu yaptı. Karabulut, tetikçi Altun ile 112 arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinin ham halinin müdahillere verilmesini ve ATK'ye gönderilmesini talep etti.

AVUKAT AKKAL: ALELACELE KAPATILMAK İSTENİYOR
Mahkeme heyetinin alelacele dosyayı kapatmak istediğini belirten avukat Ebru Akkal da beyanların sınırlandırılmaması gerektiğini ifade etti. Akkal, "12 Mayıs saldırısı sonrası soruşturma sürecinde sanıkların kendi lehlerine tanık ayarlamaları, olay yerindeki polislerin ve soruşturma savcısının görevlerini yerine getirmemesi, bilirkişi raporları tamamlanmadan takipsizlik kararı verilmesi, Dedeoğulları ailesine koruma tedbiri uygulanmaması ve sanıklara tesis edilmesi, bu dosyadan bağımsız olarak değerlendirilemez" diye konuştu.

"İnsanlığa karşı suç" vurgusu yapan Akkal, "Bugün bir karar verecekseniz, kararlarınız ya tarihe geçecek ya da olayların üstünü kapatacak" dedi.

KATLİAMLAR ARASINDAKİ BAĞ: MİT
Avukat Özüm Vurgun, bu dosyada soykırım suçunun sabit olduğunu aktardı. 2013 yılında Paris'te 3 Kürt kadınının ve İzmir'de Deniz Poyraz'ın katledilmesini hatırlatan Vurgun, Dedeoğulları katliamını gerçekleştiren tetikçi Mehmet Altun ile diğer iki katliamın sanıklarının ortak yönlerine işaret etti. Vurgun, 3 katilin de MİT ile olan bağına dikkat çekti. Vurgun, ayrıca 3 katilin de katliamlardan önce otellerde tatil yaptığını söyledi.

'BU ZİNCİRİ BOZALIM'
Mehmet Sincar, Hrant Dink, Tahir Elçi, Vartinis ve Lice katliamlarını anımsatan Vurgun, "Türkiye bu katliamlarla anılıyor. Dedeoğulları davasında bu zinciri bozalım" dedi ve sonrasında tevsii tahkikat taleplerini sundu.

Aranın ardından duruşmayı takip eden baro başkanları da beyanlarda bulundu. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, "Bu ülkenin bir karış toprağında her Kürdün özgürce yaşayabilmesini sizin vereceğiniz karar belirleyecek" dedi.

AVUKATLAR SALONDAN ÇIKARILDI
Avukat Atilla Kart, tekrar söz aldı. Bu sırada mahkeme başkanının Kart'ın sözünü keserek, sözü katillerin avukatlarına vermek istemesi üzerine Dedeoğulları ailesinin avukatları reddi hakim talebinde bulundu ve tevsii tahkikat talepleri için zabıt katibinden tutanak tutturulmasını talep etti.

Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, taleplerin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu öne sürerek reddetti. Avukatların tutanak talebi de mahkeme başkanı tarafından engellendi. Avukatlar bunun üzerine, "Görevinizi kötüye kullanıyorsunuz" diyerek, Dedeoğulları ailesi ve avukatlarını salondan çıkarttı.

AV. KART: KATİL 70 GÜNLÜK SÜREDE KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINI ZİYARET ETİT
Duruşma salonundan çıkan avukatlar, mahkeme heyetinin tutumuna dair açıklama yaptı. Dava avukatlarından Atilla Kart, onlarca hukuk dışı uygulamaya tanık olduklarını belirterek, "Bugün yaşadıklarımız gibi vahim bir tablo görmedim. Mahkemenin panik halde dosyayı karara bağlamak istediğini görüyoruz. Bugün katilin 70 günlük süre boyunca Kara Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret ettiği ortaya çıktı" dedi.

'HEYET YUKARIDAN ALDIĞI TALİMATI GÖZÜ KARAR UYGULAMAYA ÇALIŞIYOR'
Mahkeme başkanının HTS kayıtlarına rağmen bu durumu araştırmadığını dile getiren Kart, "Bu süreç ilk günden beri profesyonel bir kurguyla gerçekleşmiştir. Bir senaryo vardır. Güvenlik şirketleri ve kamu kurumlarının iştirak ettikleri katliamdan bahsediyoruz. Önce insan hukuku ve yaşam hakkı diyoruz. Devamında ise Kürdün de hukuku Türkün de hukuku diyoruz ama bu rahatsızlık veriyor. Toplumun bir kısmında ırkçı bir damar ve bu damardan beslenen kamu birimleri ver. Bu katliam insanlığa karşı suçun ötesinde soykırım şairiyle işlenmiştir. Mahkeme reddi hakim sebeplerimizin tutanağa geçmesine izin vermedi ve 'gerekçelerinizi tutanağa geçirmediniz' dedi. Sahte tutanak tuttu. Umarım SEGBİS kayıtlarına müdahale etmezler. Yukarıdan aldığı talimatı gözü kara şekilde gerçekleştirmeye çalışan bir heyetle karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

BEŞTAŞ: MAHKEMENİN NE YAPMAK İSTEDİĞİNİN İLANIDIR
Duruşmayı takip eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, duruşmanın avukatsız devam ettiğine dikkat çekerek, "Bu aslında mahkemenin ne yapmak istendiğini ve kararı ilan ettiği anlamına geliyor. Irkçı bir katliam işlendi. Irkçılığa ırkçılık demezsek, ırkçılıkla mücadele edemeyiz. Türkiye'de Kürtler eşit ve özgür yurttaş değil. Ayrımcılığa ve ötekileştirmeye uğruyor. Bu işin sorumlusu kim? Sadece tetikçi katil mi? Tabi ki değil. Irkçı ve milliyetçi söylemlerle Kürtlere düşmanlık yapanlardır. Bu söylemi uygulayan kolluk ve İçişleri Bakanıdır. Gereğini yerine getiren yargı erkidir" diye konuştu.

'KÜRTLERİ KATLEDENLER HEP BERAAT Mİ EDECEK'
Beştaş, şunları söyledi: "Bugün katilin tuttuğu tetikte ırkçılığa karşı çıkmayan herkesin eli vardır. Nerede kardeşlik? Neredesiniz? Çıkıp saçma sapan açıklamalarla katliamı örterek mi ırkçılıkla mücadele edeceksiniz? Bugün utanç verici ve tarihin kara sayfalarına geçecek bir yargılama izledik. Avukatlar iddiaları o kadar iyi sundular ki her şey açık. Bu katilin kollukla bağlantısı nedir. Sadece katile 10'ar defa müebbet vererek, bu dosyada adalet sağlanmaz. Arkasındaki gücün ve bağlantıların ortaya çıkarılmasıyla adalet gerçekleşir. Konya Meram katliamı 84 milyon yurttaşın bilmesi gereken bir katliamdır. Kürtler katledilecek, katledilenler de hep beraat mi edecek? Bunu kabul etmiyoruz."

'YARGI AYAKLAR ALTINA ALINDI'
Duruşmayı takip eden CHP Milletvekili Levent Gök ise katliamın sıradan olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Bugün adaletin katledildiği duruşmayı izlemekten utanç ve üzüntü duydum. Bir ailenin yarası daha da açıldı. Bu yara öylesine büyüdü ki hepimizi sardı. Bu davada mahkeme başkanının gösterdiği tutum olağanüstü hukuka ve usule aykırı bir tutumdur. Ailenin acısının hafifletilmesi mümkündü. Bundan mahkeme başkanını. Olağan üstü çabalarıyla kaçınıldığını gördük. Bu davada adaletin gelmesinin söz konusu olamayacağını da gördük. Kamu vicdanının ayaklar altına alındığının tanığı olduk. Devlet yargı eliyle bir kez daha çökertilmiştir. Yargıyı bu hale getirenler binlerce kez utanmalıdır."

BOŞ SALONA KARAR AÇIKLANDI
Mahkeme heyeti, avukatların olmadığı boş salonda kararını açıkladı. Tetikçi Mehmet Altun'a 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, diğer tüm sanıklar yönünden beraat kararı açıklandı.

Altun'a, ayrıca "Yakarak mala zarar verme" suçundan 4 yıl, "Nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal" suçundan 4 yıl, "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçundan 2 yıl hapis cezası verildi.

Diğer sanıklar Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Lütfi Keleş, Ali Keleş (Lütfi Keleş'in oğlu), Veli Keleş, Ali Keleş (Veli Keleş'in oğlu), Ayşe Keleş ve Ali Keleş'in (Harun Keleş'in oğlu) de "Canavarca hisle tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" ve diğer suçlardan beraat kararı verildi.