28 Eylül 2024 Cumartesi

Danıştay Siirt'teki HES için ikinci kez iptal kararı verdi

Danıştay, Zorava Çayı üzerinde yapılmak istenen Hidroelektrik Santrali için verilen ÇED raporuna ilişkin ikinci kez iptal kararı verdi.

Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Şavuran köyünden geçen Zorava Çayı'nda, 2015 yılında köylülerin tepkilerine rağmen Hidroelektrik Santrali (HES) yapıldı. Beş yıl içinde tamamlanan HES'e, yaklaşık 7-8 kilometre uzaklıkta yeni bir santral kurulmak istenmesine tepki gösteren köylüler, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna karşı idare mahkemesine başvurdu. Mahkemenin taleplerini reddetmesi üzerine Danıştay'a itirazda bulunan köy halkı, yerel mahkemenin kararının iptalini istedi. Danıştay, köylüler lehine karar vererek, ÇED raporu için keşif raporu çıkarılması yönünde karar aldı.

BİLİRKİŞİ RAPORU YETERSİZ
Keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor doğrultusunda değerlendirme yapılması istenen Danıştay kararında, "Bu itibarla karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır" denildi.

İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ
Keşif raporunun ÇED raporu aleyhine olması nedeniyle yerel mahkeme, HES kararını iptal ederken, Siirt İl Genel Meclisi, 2 Ağustos'ta aynı bölgede HES yapılması için İmar Planı'nda değişikliğe gitti. İmar Planı değişikliği Siirt Valisi Osman Hacıbektaşoğlu tarafından da onandı.

OY BİRLİĞİYLE KARAR ALINDI
Mahkemenin ÇED raporunu iptal etmesiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile HES'in yapımını üstlenen firma, "imar değişikliği" gerekçesiyle Danıştay'a ÇED raporunun iptalinin reddi istemiyle başvurdu. Fakat Danıştay, oy birliğiyle ÇED raporunun iptalinin reddi talebini reddetti.

ELÇİÇEK: KÖYLÜLER YAŞAM ALANLARINI KURBAN VERMEK İSTEMİYOR
Davanın avukatı Fatma Elçiçek, Zorava Çayı'nın birçok köy için su kaynağı olduğunu hatırlatarak, "Çay boyunca yerleşim yerleri bulunmaktadır, hayvanların su ihtiyacını ve tarımsal faaliyetlerini bu su kaynağından karşılamaktadırlar. Ayrıca yine söz konusu ÇED projesinin hayata geçirilmesi halinde gerek yaban hayatının zarar görmesi, gerekse habitat kaybının oluşacağı açıkça ortada olduğunu gösteriyor. Mahkeme taleplerimizde haklı olduğumuzu gösterdi. Ancak doğaya zarar vericiler, şirketler bu kararlara rağmen kanunları dolanarak burada bu projeyi farklı şekillerde dahi olsa hayata geçirmek için vazgeçmiyorlar maalesef. Halihazırda yine İl Özel İdareye karşı açtığımız nazım imar planının iptaline ilişkin davamız derdest olup Zorava için hukuki mücadelemiz devam etmektedir. Köylülerin bu süreçteki ısrarlı ve güçlü iradeleri elbette ki çok kıymetli, onlar yaşam alanlarını proje tutkunlarına, doğa ve doğadaki canlı düşmanlarına kurban vermek istemiyorlar. Bu ısrarlı ve güçlü iradelerini de hukuki yollarla en güçlü şekilde gösterdiler ve gösteriyorlar" ifadelerini kullandı.

'KÖYLÜLERİN YAŞAM ALANI YOK EDİLMEK İSTENİYOR'
Proje kapsamındaki bölgenin köylülerin yaşam alanı olduğuna işaret eden Elçiçek, "Bu sebeple köylü davacıların bu zararlı toz, gürültü ve hava emisyonundan olumsuz etkilenmemesi mümkün değildir. Projenin ortasında yer aldığı Zorava Çayı, iki dağ arasında çukurda kalmış şeklindedir. Bu da işletmeden kaynaklanan hava ile yayılacak emisyonların uzun süre dağılmadan oradaki tarlaların üstünde birikmesine, oranın flora ve fauna yapısının bozulmasına ve olağan etkisinin çok üzerinde bir etki doğurmasına yol açacaktır. Proje kapsamında proje üniteleri olarak regülatör, su alma yapısı, cebri boru, santral binası, şalt sahası, enerji iletim hatları ve alternatif tali ulaşım bağlantılarının yapılacak olup, mevcut projenin inşa edilmesi için dinamitler patlatılacak hafriyat atıkları dere kenarlarına boşaltılacak ve ormanlık arazilerin çoğu yok olacaktır" diye konuştu.

'YAŞAM ALANLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM'
Halkın yaşama alanının tahrip edildiğini vurgulayan Elçiçek, "Siirt'in çevresindeki çoğu doğa ve tarihi güzellikler, hatta yüzlerce köy HES projelerine kurban edilmiştir. Kalan son yaşam alanlarımıza, yeşilimize, suyumuza, doğamıza, geleceğimize hep beraber sahip çıkalım" çağrısında bulundu.