28 Eylül 2024 Cumartesi

Dêrik'te katledilen Hediye Abdullah: Artık ölümden korkmuyoruz

Türk devletinin Derik'e yönelik saldırısında katledilen HPC-Jin Üyesi Hediye Abdullah, ağustos ayında verdiği röportajda, barıştan ve eşitlikten yana olduklarını belirtmiş ve "Onlara bir taş bile atmadık" demişti. Soykırım saldırılarına karşı direnişi sürdüreceklerini belirten Hediye Abdullah şöyle konuşmuştu: "Ölüm, arkadaşının şehadetine tanık olmaktan daha iyidir. Ölümden korkmuyoruz, çizgimiz direniş çizgisidir" demişti.

İşgalci Türk devletinin Dêrik'e yönelik hava saldırısında katledilenlerden Toplumsal Savunma Güçleri HPC-Jin üyesi Hediye Abdullah, ağustos ayında ETHA'ya verdiği demeçte, "Ölümden korkmuyoruz, çizgimiz direniş çizgisidir" demişti.

Derik'in Teqil Beqil köyüne yönelik hava saldırı sonrasında bölgeye yardıma koşan grup içinde yer alan Hediye Abdullah ile birlikte 9 kişi, yaralıları kaldırmaya çalışırken ikinci kez gerçekleştirilen hava saldırısında yaşamlarını yitirdi.

HPC-Jin öncülüğünde işgal saldırılarına karşı kurulan direniş çadırında konuştuğumuz Hediye Abdullah, eylemlerinin amacını "dünyanın vicdan ve adalet damarlarını harekete geçirmek" olarak tarif etmişti. Hediye Abdullah "Bu çadır dünyanın sessizliğini kınama çadırıdır. Herkes Rojava'da çocukların, kadınların, yaşlıların, savaşçıların ve komutanların katledilmesini izliyor. Artık dünyanın sessizliğine hayır diyoruz. Artık bu devrimci halk ayaklarının üzerinde olacak" ifadelerini kullanmıştı.

'BU VARLIK-YOKLUK SAVAŞIDIR'
Kuzey ve Doğu Suriye halkının artık saldırılara sessiz kalmayacağını vurgulayan Hediye Abdullah, "Bu halk, anneler ve babalar, 11 yıldır çocuklarının arkasından acı, yorgunluk, çığlık ve ağıt içerisinde. Biz halk olarak artık oturmayacağız. Bu saldırılar uluslararası devletlerin göz yumması sonucu gerçekleşiyor" demişti.

Türk devletinin Kürt halkına yönelik soykırım siyaseti izlediğini vurgulayan Hediye Abdullah şöyle devam etmişti: "Bu varlık-yokluk savaşıdır, ya var olacağız yada yok olacağız. Erdoğan dağda kırılınca yönünü buraya dönüyor. Rojava dosyasını eline almış bize saldırmak için ülke ülke, dünya dünya dolaşıyor. Misak-i Milli sınırlarına bahane edip bize 'terörist' deyip saldırıyor. Bu halk terörist değildir. Bu halkın çocukları, tüm dünyayla savaştı. 12-13 bin şehit verdiler. Dünyanın kirini bu topraklardan biz temizledik. Maalesef bugün dünya bizi izliyor. Hepsi borçludur."

'KİMSE BU HALKIN İRADESİNİ KIRAMAZ'
İşgali kabul etmeyeceklerini dile getiren Hediye Abdullah konuşmasını şöyle tamamlamıştı: "Bütün dünya bilsin ki artık ölümden korkmuyoruz. Ölmemiz her gün çocuklarımızı, savaşçılarımızı toprağa vermemizden daha iyidir. Ölüm, arkadaşının şehadetine tanık olmaktan daha iyidir. Bilin ki ölümden korkmuyoruz, artık ölüm bizden korksun. Şehitlerimizin hedef ve amaçlarını gerçekleştireceğiz. Çizgimiz direniş çizgisidir. Bu halk ve onun çocukları her zaman direniş içerisinde olacaktır. Her günümüz eylem olmuş. Erdoğan'ın sınırına gidip bir gün bir taş bile atmadık. Kimsenin evine el koymadık. Biz masum bir halkız. Kana, ölüme sevdalı değiliz. Her daim barıştan, eşitlikten yanayız. Rojava devrimi bunu ispatladı. Biz bütün din ve uluslar, Arap, Süryan, Ezidi ve Keldanilerle birlikte yaşıyoruz. Kanlarımız birbirine karıştı. Bilinsin ki artık kimse bu halkın iradesini kıramaz."