28 Eylül 2024 Cumartesi

Cumartesi Anneleri 920'nci haftada Üzeyir Kurt'un akıbetini sordu

920'nci haftada 1993'te gözaltında kaybedilen Üzeyir Kurt'un akıbetini soran Cumartesi Anneleri, Üzeyir Kurt ve tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

Cumartesi Anneleri, açıklamalarının 920'nci haftasında 29 yıl önce gözaltında kaybedilen Üzeyir Kurt'un akıbetini sordu. Bu hafta da online düzenlenen basın açıklamasını, Maside Ocak okudu.

Adalete ve hakikate ulaşmanın hak arama özgürlüğüyle mümkün olduğunu kaydeden Ocak, bu nedenle 920 haftadır tüm baskılara rağmen hak arama özgürlüklerine sahip çıktıklarını söyledi.

"İnsan haklarını koruyan mekanizmaların, demokratik normların, tarafsız ve bağımsız yargının yokluğunda her yolu, her yöntemi kullanmamıza rağmen sonuç alamıyoruz. Ama bu hak karşıtı, hukuk karşıtı sisteme itirazımızın ifadesi olarak susmuyoruz" diyen Ocak,920'nci haftada Üzeyir Kurt dosyasıyla kamuoyuna seslendiklerini söyledi.

Üzeyir Kurt'un Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Ağıllı köyünde yaşadığını kaydeden Ocak, 23-25 Kasım 1993'te jandarma ve korucuların köye bir operasyon düzenlediğini, her evin arandığını, bazı evlerin ise yakıldığını anlattı. Bu operasyonda aralarında Üzeyir Kurt'un da bulunduğu 13 köylünün gözaltına alındığını ifade eden Ocak, Kurt'un operasyon boyunca askerler tarafından köydeki bir eve götürüldüğünü ve operasyon bitimine kadar orada tutulduğunu belirtti. 

26 Kasım'da gözaltındaki 12 köylü serbest bırakılırken Kurt'tan bir daha haber alınamadığını söyleyen Ocak, Kurt'un annesi Koçeri Kurt'un 30 Kasım'da Bismil Cumhuriyet Başsavcısı Rıdvan Yıldırım'a gittiğini, savcılığın jandarmadan konuya ilişkin bilgi talep ettiğini aktardı. Jandarma Komutanlığı'ndan Yüzbaşı İzzet Cural'ın ise Kurt'un gözaltına alınmadığını ve "muhtemelen teröristler tarafından kaçırıldığını" iddia ettiğine dikkat çeken Ocak, Koçeri Kurt'un 14 Aralık'ta DGM'ye başvurduğunu ve oradan da sonuç alamadığını ifade etti.

"21 Mart 1994 tarihinde Bismil Cumhuriyet Savcısı suçun PKK tarafından işlendiğine dair jandarma varsayımına dayanarak görevsizlik kararı verdi. Oysa ne jandarma ne de savcılık bu varsayımı destekleyen hiçbir somut veri ileri sürmemişti. Yaptığı başvurulardan hiçbir sonuç alamayan Kurt ailesi, 11 Mayıs 1994 tarihinde AİHM'e başvurdu" diyen Ocak, AİHM'in hak ihlali kararı vererek Türkiye'yi mahkum ettiğini söyledi.

21 Kasım 2014'te AİHM kararına rağmen Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiğini söyleyen Ocak, bu karara yapılan itirazın da Diyarbakır 3'üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildiğini belirtti.

Üzeyir Kurt dosyasında inkar ve cezasızlığın 29 yıldır devam ettiğini ifade eden Ocak, şöyle devam etti: "920. haftamızda iktidarı, uluslararası hukuk yükümlülüklerine uymaya çağırıyoruz. Devletin sorumluluğu altındaki koşullarda kaybolan Üzeyir Kurt'un akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suç hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Üzeyir Kurt için, tüm kayıplarımız  için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 221 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz."