28 Eylül 2024 Cumartesi

ÇHD davasında karar duruşması: İşkenceye, yağmaya karşı durduğumuz için hedef alındık

10 yıllık ÇHD davasının karar duruşması bugün görülüyor. 22 avukatın yargılandığı davada avukatların savunmanlığını yapan meslektaşları, düzmece delillerle, avukatlık faaliyetleri nedeniyle yargılandıklarını belirterek, tüm avukatların beraatini istedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve 21 ÇHD'li avukatın avukatlık faaliyetlerinin yargılanmak istendiği davanın karar duruşması Silivri Hapishane Kampüsü'nde görülüyor. Sahte deliller üretilen ÇHD'li 22 avukat hakkında "örgüt üyeliği", "örgüt propagandası", "örgüt yöneticiliği" iddialarıyla ceza isteniyor. 10 yıldır devam eden ve avukatlar Kozağaçlı, Oya Aslan ve Barkın Timtik'in tutuklu yargılandığı davada, duruşma öncesi hapishane kampüsü ve duruşma salonu jandarma kuşatmasına alındı.

DURUŞMA SALONU VE KAMPÜS JANDARMA ABLUKASINA ALINDI
Salonda yer alan 200 civarındaki silahlı ve maskeli jandarmanın dışarı çıkarılmasını isteyen avukatların talebi "güvenlik" gerekçesiyle reddedildi. Başkaca müdafiye söz vermeksizin son sözleri alıp karar vereceğini açıklayan mahkeme heyetine avukatlar itiraz etti. Avukat Murat Yılmaz, "Dün bize parmak sallayarak jandarmaya müdahale emri verdiniz. Bugün buraya silahlı askerler yığdınız. Adil yargılanma hakkımızı ihlal ediyorsunuz" ifadeleriyle tepki gösterirken, mahkeme heyeti avukatların itirazını kabul ederek müdafi avukatların savunmasına devam edilmesine karar verdi.

Müdafi olarak tekrar söz alan avukat Murat Yılmaz, ÇHD'nin sadece cemaat değil siyasi iktidarın her bileşeni tarafından tehdit olarak görüldüğünü kaydetti. "İşkenceye, yağmaya, talana karşı dururuz. Usule aykırı ifadeye itiraz eder, suç duyuruları yaparız. Hedef alınmamız bundan" ifadelerini kullanan Yılmaz, Betül Vangölü Kozağaçlı hakkında beyanda bulunarak beraatini istedi. Bu esnada heyetin talimatı ile jandarmaların büyük bir kısmı dışarı alındı.

ŞAFAK: MESLEKTAŞLARIMIZ AVUKATLIKLARIYLA YARGILANIYOR
Avukat Ali Şafak da, iddianameye konulan tüm delillerin çöktüğünün altını çizerek, meslektaşlarının avukatlık faaliyetleri nedeniyle yargılandığına dikkat çekti. Şafak, "Bize kumpas kurmayacaklar da kime kuracaklar? Kolluğun gözüne ışık tutan adamlarız bizler. Kral çıplak diyoruz. Elbette bize kumpas kuracaklar. Bir de propaganda suçlaması yöneltmişsiniz. AİHM'den hak ihlali kararı alıp duruyorsunuz, hala ifade özgürlüğü ile propaganda arasındaki ayrımı öğrenemediniz" diye konuştu.

Avukat Uğur Keşküş ise tanık beyanlarındaki tutarsızlıklara dikkat çekerek, tanıkların bir kez bile mahkemede dinlenmediğini hatırlattı. Keşküş, "Mahkemeye gelmeyen tanık yok hükmündedir. Tanıklardan bazılarının ifadeleri firari savcı Adem'in iddianamesindeki aynı ifadeleri belirtmiş. Biz hiç görmedik onları. O tanığın savcı Adem olduğunu düşünüyoruz" dedi.

RİŞVANOĞLU: TÜM HAYATLARINI HAK MÜCADELESİNE ADADILAR
Avukat Şiar Rişvanoğlu, yargılanan meslektaşlarının tüm hayatlarını işçiler ve yoksulların hak mücadelesine adadığını vurguladı. İddianameyi hazırlayan savcılardan karar veren heyetlere kadar herkesin bu iddiaların yalan olduğunu bildiğini kaydeden Rişvanoğlu, şöyle devam etti: "İddiaya bakın, katledilen Engin Çeber'in yanındaymış. Ne yapacaktı, işkenceci katillerin mi yanında olacaktı? Bu üyeliğe delil saydığınız basın açıklamalarının tamamı meşru eylemler. Propagandadan yargılasanız beraat edecekler, örgüt üyeliğine delil sayıyorsunuz. Hakikat anı geldi. Meslektaşlara vereceğiniz beraat kararı sizin için bir şans, bu şansı kullanacağınızı düşünüyoruz."

Avukat Hüseyin İnan İzmirlioğlu da müvekkili Selda Kaya'nın Halkın Hukuk Bürosu'nda çalıştığının iddia edildiğini ancak bunun gerçek olmadığını söyledi. İzmirlioğlu, "'Mutlaka ceza vereceğiz' diyorsunuz, anlıyoruz. Bari iddialarınızı düzgün yazın. En azından bulunduğu yerlerde itham edin" dedi.

AKBULUT: EBRU'NUN MÜCADELESİNİ HER YERDE ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Avukat Çiğdem Akbulut, adil yargılanma talebiyle başlattığı açlık grevi eyleminde yaşamını yitiren müvekkili Ebru Timtik'in mücadelesini her yerde anlatmaya devam edeceklerini vurguladı. Farklı ülkelerden meslektaşlarının gönderdiği mesajı okuyan Akbulut, "Buradaki meslektaşların tamamı mesleki faaliyet sebebiyle yargılanıyorlar. Bugün burada 8 farklı ülkeden 60 avukatız. Bu dava, Türkiye'de avukatlara yöneltilen büyük saldırının bir görüntüsü. İzledik ve biliyoruz ki, adil yargılanma hakları ihlal edildi" ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyetinin kararının başından belli olduğunu söyleyen avukat Fatih Gökçe, "Dün, avukatların örgüt ile bağını kurduğunuzu iddia ettiğiniz belgelerin hiçbirinin dijitalde olmadığını ispatladık, önünüze koyduk. Savcı sabah geldi, hala bu iddia ile ceza istiyor" dedi. Müvekkili Betül Vangölü Kozağaçlı'ya dönük bütün iddiaların aksini kanıtladıklarını ama mahkemenin incelemeye tenezzül etmediğini belirten Gökçe, "Bunların hepsini siz de biliyorsunuz. Buradaki meslektaşlarımızın hiçbiri ne örgüt üyesi ne de propaganda yapmışlardır. Bunları hala anlatmak da bizim ahmaklığımız" dedi.

Duruşmaya saat 14.00'a kadar ara verildi. Aradan sonra yargılanan avukatların son sözleri alınacak.