28 Eylül 2024 Cumartesi

Çeşme ve Urla için Cumhurbaşkanlığı kararnamesine iptal davası açıldı 

"Turizm" adı altında Urla ve Çeşme'yi rant ve yağmaya açacak olan karara ilişkin çeşitli meslek örgütleri ve çok sayıda kişi kararnamemin iptali talebiyle dava açtı. Yetkililerin proje lehine yaptığı açıklamalara tepki gösteren davacılar, kararın kamu yararına olmadığının bir kez daha altını çizdi. 

Çeşme ve Urla'yı yapılaşmaya açacak Cumhurbaşkanlığı kararının, hukukçular tarafından ekolojik dengenin bozulacağına dikkat çekilerek Danıştay'a götürülmesinin ardından, Çeşme ve Urla Turizm Bölgesinin Genişletilmesine dair Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali için İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri dava açtı.

YALÇIN: KARARIN KAMU YARARINA OLMADIĞINI İDDİA EDİYORUZ
TMMOB İzmir İKK, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP ve 107 kişi adına yapılan iptal başvurusuna dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın, "Dava dilekçemizi bölge idare mahkemesine sunduk. Turizm geliştirme bölgesi ilan edilen alan, çok büyük bir alanda tarım arazilerini, orman alanlarını, hassas korunması gereken doğal yaşam alanları ve nitelikli korunması gereken doğal yaşam alanlarını içeriyor. Dolayısıyla bu kararın kamu yararına olmadığını iddia ediyoruz" diye konuştu.

ERLAT: YETKİLİLER, KARARIN KAMU YARARINA AYKIRI OLDUĞU BİLMELİ
Projeye destek açıklamaları yapan yerel yöneticileri eleştiren Avukat Ömer Erlat ise "Çeşme Yarımadası'nda 127 milyon metre karenin içinde orman alanları, kıyılar, hassas koruma alanları var. Buraların turizme tahsis edilmesinin anlamı şu: Bu bölgede yerli ya da yabancı bir yatırımcı için mülkiyet hakkına benzer bir sınırlı hak tesis edilecek. Daha önce 2005 yılında benzer bir durum yaşanmış ve o tarihte açılan davada Danıştay 'kamuya kapalı koruma altındaki alanlarda böyle bir bölgeleme yapılması kamu yararına aykırıdır' dedi ve iptal edildi. Şimdi aynı hukuka aykırı işlem daha geniş bir alanda tekrar yaşanacak. Bu 12 bin hektarlık alan, yaklaşık 5 bin hektarlık orman alanını kapsıyor. 47 kilometrelik bir kıyı kesimini kapsıyor. 6 milyon metrekarelik mera alanını kapsıyor. 12 bin hektarlık alan ve bunun dışında ilan edilen 11 turizm merkezi alanının toplam alanı Çeşme Yarımadası'nın 30 bin hektarlık neredeyse tamamıdır. Çeşme Yarımadası, kamuya kapatılacak. Çeşme'ye gitmek isteyen yurttaşlar yarımadada sadece Çeşme ve Alaçatı il merkezine ulaşabilecek. Onun dışında hiçbir yeşil alan ve kıyıya ulaşım kalmayacak çünkü bu bölgeler hak sahipleri tarafından çitlerle kapatılacak, girişe kapalı alanlar oluşacak. Bu alanlar sadece kara alanları değil. Yaklaşık 20 milyon metrekare deniz alanı da bu kararın içinde. Yani yurttaşların denizlerden de yararlanma imkanı olmayacak. Umut ediyorum ki hukuk gerçekleşir ve bu karar iptal edilir. İzmir'de en başta büyükşehir belediye başkanı olmak üzere yerel idareciler de bu gerçeği bilmek zorundalar. Maalesef talihsiz açıklamalarla, bu hukuka aykırı karar lehinde açıklamalarda bulunmuşlardır. Ben de bunu anlayamadım. Belli ki konuyu bilmeden, ilgililere, hukukçulara danışmadan bu açıklamayı yapmışlar. Umarım bu kararlarından dönerler çünkü kamu yararı bunu gerektirir" dedi.

CANGI: TURİZM ADI ALTINDA YAĞMA VE TALAN YAPILACAK
Avukat Arif Ali Cangı da yarımadanın kapatılacağını ifade etti ve şöyle devam etti: "Bölge yatırımcının kontrolünde olacak. Deniz alanlarının dahi kamuya kapatılması söz konusu. Dolayısıyla, buna aslında turizm adı altında yarımadanın işgali diyebiliriz. Sadece davacı olan yurttaşlar ve kurumlar değil bütün İzmirlilerin buna karşı çıkması gerekiyor. Turizm yapılacaksa yarımadanın doğal yapısına uygun turizm yapılması gerekir. Bu şekilde yapılacak turizme, turizm denmez. Bu, yağma ve talandır. Başta yerel yöneticiler olmak üzere İzmir'in kanaat önderleri ve yurttaşları bu olayda tavır almaya çağırıyoruz"

BALCILAR: BU TAMAMEN BİR RANT PROJESİ
10 gün önce acele kamulaştırma kararının iptali için dava açtıklarını hatırlatan İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Sinan Balcılar da, "Şimdi de turizm bölgesinin sınırlarının genişletilmesinin iptali için dava açtık. İki karar ve dava birbiri ile birleşik. Bu tamamen bir rant projesi. Kanal İstanbul projesi ile nasıl ki birilerine rant sağlanıyorsa aynı şekilde Urla ve Çeşme'nin de turizmcilere satılması ve halka kapatılması söz konusu olacaktır. Açıkça anayasa ve hukuk ihlali vardır. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Hepsinin iptali için hukuki mücadelemizi devam ettireceğiz" dedi.

ULUTAŞ: TÜM İZMİRLİLERİ DAYANIŞMAYA DAVET EDİYORUZ
EGEÇEP Sözcüsü Avukat Berna Babaoğlu Ulutaş, "Çeşme Yarımadası'nın talan edilmesine karşı çıkıyoruz. Yarımadanın doğal ve kültürel varlıklarının korunması için buradayız. Bu mücadelede tüm İzmirli yurttaşları dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.