27 Eylül 2024 Cuma

Çepni: Kanal İstanbul'a benzer proje Çeşme ve Urla'da hayata geçirilmek isteniyor

Çeşme ve Urla'da yapılmak istenen rant ve talan projelerinin doğaya geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vereceğine dikkat çeken HDP İzmir Milletvekili Çepni, projeye itiraz eden halkın sesine ses verilmesini, birleşik mücadelenin büyütülmesini istedi.

İzmir Kent Konseyi Birliği, Çeşmi ve Urla'da yapılmak istenen rant ve talan projelerine karşı basın açıklaması düzenledi. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni de katıldı.

Resmi Gazete'de 25 Ocak'ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İzmir'in en tanınmış ve turistik bölgeleri olan Urla- Zeytineli Mahallesi'nde toplam 333 adet parsel, Çeşme Alaçatı bölgesinde ise toplam 178 adet parsele ilişkin, "acele" kamulaştırma kararı alındı.

Çeşme belediyesi önünde "Güzel İzmirimizden elinizi çekin" sloganıyla yapılan açıklamada konuşan HDP İzmir Milletvekili Çepni, iktidarın rant ve talan projelerini sürdürdüğünü kaydetti. "Bu politikalar hem insana hem doğaya hem tarım alanlarına hem de ormanlara geri dönüşü mümkün olmayan zararlar veriyor" diyen Çepni, bu projelerin sarayın talimatıyla gündeme geldiğini kaydetti.

ÇEPNİ: ÇOK DAHA GÜÇLÜ, BİRLEŞİK HATTAN MÜCADELE YÜRÜTÜLMELİ
Bu projelerden doğrudan etkilenen halkın ve itiraz eden demokratik kitle örgütlerinin, ekolojistlerin sürece dahil edilmediğini söyleyen Çepni, şunları söyledi: "Urla'da, Kanal İstanbul'da olduğu gibi 511 parsellik alan turizme açılma adı altında sermayeye peşkeş çekiliyor, halkın yaşam alanları, tarım arazileri gasp edilmeye çalışılıyor. Kanal İstanbul'a benzer bu proje hayata geçirilmeye çalışılıyor."

Bölge halkının itiraz ederek mücadeleyi örgütlediğini kaydeden Çepni, İzmir Kent Konseyi'nin yaptığı eylemin önemli olduğunu söyledi, "birleşik hattan yürütmek gerek" dedi.

'PROJENİN ARKASINDAKİ SEBEBİN İZMİR'E EL KOYMAK OLDUĞUNU BİLİYORUZ'
Birlik adına yapılan açıklamada ise, Çeşme ve Urla'da rant, talan projelerinin istenmediği kaydedildi. Açıklamada, "Sadece yurt savunması ihtiyacı ve olağanüstü koşullarda uygulanabilen bir işlem olan 'acele kamulaştırma kararı'nın İzmir'de uygulanmak istenmesinin arkasındaki sebebin İzmir'e el koymak olduğunu biliyoruz ve karşı çıkıyoruz. 'Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi' adı altında kamulaştırılacak alanların sadece yüzde 2'si özel mülkiyet olup asıl amacın kamuya ait olan alanlara çökmek ve bir kısım yandaşa peşkeş çekmek olduğu çok açıktır" denildi.

Aliağa'nın "sanayi üretim" adı altında adeta bir ölüm bölgesi haline geldiği vurgulanan açıklamada, "İzmirliler olarak bilimsel dayanağı olmayan projeye izin vermeyeceğiz" diye vurgulandı.