28 Eylül 2024 Cumartesi

Çepni: Hırsızlarla, uyuşturucu baronlarıyla ülke kurtulamaz

Meclis bütçe görüşmelerinde söz alan HDP Milletvekili Çepni, Aile Bakanının çocuk istismarını 2 yıl boyunca sakladığını ve hiçbir şey yapmadığını, Soylu'nun ülkede bütün suçlular ve uyuşturucu baronlarıyla fotoğrafları olduğunu hatırlattı. Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğunu belirten Çepni, Kürt halkı sömürülürken hiçbir halkın özgür olamayacağını vurguladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu üyesi Murat Çepni, 6 yaşındaki çocuğa yönelik cinsel istismar saldırısı karşısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının açıklamalarını hatırlattı, "Bir çocuk, bir tarikatta bireysel değil, sistematik olarak bir cinsel saldırıya maruz kalıyor. Bu, ortaya çıkıyor ve daha sonrasında bakanın bunu iki yıl öncesinden bildiği de burada ortaya çıkıyor. Fakat ortada ne bir soruşturma ne bir tutuklama var" dedi. Tarikat ve cemaatlerde daha önce de çocuklara yönelik benzer saldırılar yaşandığını hatırlatan Çepni, saldırıların sistematik olduğuna işaret etti.

'SOYLU'NUN ÜLKEDEKİ SUÇLULARLA FOTOĞRAFLARI VAR'
Suç işleri bakanı olarak tanımladığı Süleyman Soylu'nun ülkedeki bütün suçlularla, uyuşturucu baronlarıyla fotoğrafı olduğunu söyleyen Çepni, Soylu'nun yalancı olduğunu belirterek bir örnek verdi. Çepni, "HDP belediyelerinde her türlü yolsuzluğun, soruşturmaların, kararların çıktığını söyledi. Biz başından beri söylüyoruz, buna dair bir tane karar yok fakat bir tanesi çok çarpıcı: Muş'un Korkut ilçesinde soruşturma olduğunu söyledi, fakat Muş'un Korkut ilçesi şu ana kadar HDP'ye hiç geçmedi. Ya, yalanın da böylesi kuyruklusunu ancak Süleyman Soylu yapar" dedi.

Soylu'yu savaş baronları ve iktidar için vazgeçilmez kılan şeyin Kürt düşmanlığı olduğunu belirten Çepni, "Hırsızlarla, uyuşturucu baronlarıyla ülke kurtulabilir mi" sorusunu yöneltti, "Bir ülkeyi uyuşturucu baronları, mafya çeteleri korumak durumunda kalıyorsa o ülke ülke olmaktan çıkmıştır zaten" diye konuştu.

'KÜRT HALKI SÖMÜRÜLÜRKEN HİÇBİR HALK ÖZGÜR OLAMAZ'
Kürt sorununun vicdan, iyi niyet, lütuf meselesi olmadığını, Kürt halkının kendi kaderini tayın hakkı meselesi olduğunu vurgulayan Çepni, "Bir ulusun ulusal özgürlük meselesidir. Ben sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünya mücadelesi yürüten bir Türk sosyalistim, ben kendi onurumu ezilen ulusların kurtuluşunda gören birisiyim, sosyalistlerin bakış açısıdır budur. Kürt halkı sömürülürken, başka halklar sömürülürken hiçbir halk özgür olamaz. Başka halkın boyunduruk altında tutulması koşullarında ancak Süleyman Soylugillerin vatanı, hamaseti ortaya çıkar. Dolayısıyla Kürt sorununun çözümsüzlüğünden beslenenlerin bu politikalarıdır bu çürümeyi yaratan" dedi.

'MİLLİYETÇİLİK BİR BURJUVA İDEOLOJİDİR'
Milliyetçiliğin bir burjuva ideolojisi olduğunu, sermayenin ulus devlet kurma aşamasında sarıldığı bir ideoloji olduğunu belirten HDP Milletvekili Çepni şunları söyledi: "Milliyetçilik en büyük zehirlerden bir tanesidir. Halkların eşitliği ve kardeşliği mücadelesi, bu anlamda hayatidir. Şimdi, vatan hamaseti yaptılar, vatan nedir biliyor musunuz? Vatan, o 6 yaşındaki çocuktur. Vatan, her gün sokaklarda sömürdüğünüz, dayak attığınız işçidir, emekçidir. Vatan, o derelerdir, uluslararası şirketlere peşkeş çektiğiniz var ya, yerli ve o uluslararası şirketlere. Akbelen'dir, İkizdere'dir, Şırnak'tır, vatan buralardır fakat ülkenin deresini, ormanını, ağacını parsel parsel satacaksınız, sesiniz soluğunuz çıkmayacak, emir telakki edecek şak diye yapacaksınız; 'Vatansever, milliyetçi biziz.' O hikâyeyi geçeceksiniz, böyle bir şey yok."

'DOKAP AKP'NİN SÜSLÜ PROJESİ'
AKP'nin Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi adını verdiği süslü projesine de değinen Çepni, Amasya Taşova'da açılmak istenen Organize Sanayi Bölgesine halkın direndiğini söyledi.

Karadeniz halkının temel geçim kaynağı olan çaydaki sömürüye de işaret eden Çepni, "Çok konuştuk bunu, konuşmaya devam edeceğiz. Şimdi, Türkiye dünyada en çok çay tüketen ülkelerden bir tanesi ama bu ÇAYKUR 2017 senesinde Varlık Fonuna devrediliyor. Varlık Fonu öncesinde kar eden bir kuruluş, Varlık Fonuna devredilip denetimden de çıkıyor fakat ondan sonra sistematik olarak 2017'de 268 milyon, 2018'de 657 milyon, 2019'da 635 milyon, 2020'de 567 milyon TL zarar ediyor, nasıl zarar ettiği bilinmiyor. Bu paralar nasıl oluyor da bu kadar... Dünyada çay tüketiminde 1'inci sırasında olan bir ülkede ÇAYKUR nasıl olur da Varlık Fonuna devredilince zarar edebilir" sorusunu yöneltti.

AKP'nin hırsızlık sisteminin sonucunda çay ve fındık üreticilerinin uluslararası tekellere peşkeş çekilmek istendiğini vurgulayan Çepni, "Çay ve fındık bütün ülkeyi besler. Uluslararası Ferrero şirketine peşkeş çekeceksiniz, sonra da 'milliyetçiyiz; yerliyiz, milliyiz, vatanseveriz' diyeceksiniz. Hadi oradan ya! Hadi oradan. İşte, AKP sistemi, saray sistemi budur; yerli, millî, "Satalım, satalım; soyalım" sözleriyle tepki gösterdi.