29 Eylül 2024 Pazar

'Çanakkale Valiliği Kaz Dağları'nı değil maden şirketini koruyor'

Kirazlıtepe Madeni'ne ait ÇED sürecinde Çanakkale İl Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün kurum görüşü sümenaltı edilerek, maden firmasına tolerans tanındı. Konuya ilişkin açıklama yapan CHP'li Karaca, valiliği nöbetçileri değil maden firmasını Kaz Dağları'ndan çıkarması için uyardı. 

Kanadalı Alamos Gold ve yerli iştiraki Doğu Biga Madencilik şirketinin Kaz Dağları'nda yapmak istediği siyanürlü altın madenine karşı direniş 272. gününde. 

Koronavirüs salgınıyla birlikte direnişiler kendilerini nöbet alanında izole etmiş, kentlerden gelmek isteyenleri kabul etmemişlerdi. Ancak salgını bahane eden Çanakkale Valliği, salgından koruma iddiasıyla iki gün önce direnişçilere yaptığı tebliğle nöbet tutanları şehir içi ulaşımlara zorlayarak, salgının ortasına göndermeye çalışıyor. 

'VALİLİK MADENC FİRMANIN FAALİYETLERİNİ DURDURSUN'
"Maden şirketi hala buradayken, bizi göndermeye çalışıyorlar" diyen Kaz Dağları direnişçileri ise nöbet alanından ayrılmıyor. Konuya ilişkin açıklama yapan CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Kirazlıtepe Madeni'ne ait ÇED sürecinde Çanakkale İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından sunulan kurum görüşünün sümenaltı edildiğini belirtti. Karaca, "Valilik sağlık konusunda samimi ise, Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün kurum görüşüne sahip çıksın. Su ve Vicdan Nöbetini değil, madenci firmanın faaliyetlerini durdurmaya çalışsın. Sağlık Koruma Bandını, kurum görüşüne aykırı biçimde belirlemişler. Valilik bununla ilgili adım atsın" dedi.

Karaca, şöyle devam etti: "Çanakkale Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün 16 Haziran 2015 tarihli yazısında sağlık 'koruma bandı mesafesi, ruhsat alanı sınırlarınız içerisinde kalacak ve ÇED alanı sınırından dışarıya doğru 100 metre olarak önerilecektir' denilmekte. Görüleceği üzere, sağlık koruma bandının ÇED alanı sınırından dışarıya doğru 100 metre olması gerekirken, ÇED raporunda sağlık koruma bandı içeriye doğru 50 metre ve 10 metre olarak belirlenmiştir. Maden faaliyetinin 119 bin kişinin içme ve kullanma suyunu sağlayan tek su kaynağı olan Atikhisar Barajının etkileyeceğini belirten Halk Sağlığı Müdürlüğü, kümülatif etki değerlendirmesi eksik yapıldığına dair eleştiri sunarak bölgedeki tüm maden faaliyetlerini kapsayacak biçimde çevre ve halk sağlığı açısından bölgesel stratejik çevre etki değerlendirmesinin yapılması gerektiğini belirtmiştir."