28 Eylül 2024 Cumartesi

Bölek ve Gökçek'in zorla hastaneye kaldırılması protesto edildi

Ölüm orucundaki Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek'in zorla hastaneye kaldırılması direniş evinin önünde ve hastane önünde yapılan eylemlerle protesto edildi.

Ölüm orucu direnişindeki Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek'in direniş evine yapılan baskınla zorla hastaneye götürülmelerine ilişkin açıklama yapıldı. 

Bölek ve Gökçek'in götürüldüğü Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan eyleme, TAYAD'lı Aileler, Yazar Temel Demirer, HDP PM üyesi Helin Yılmaz, ESP, SGDF ve ÖTSP, Kaldıraç, Partizan üyelerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. 

EKİN: TÜM BEDELLERİ GÖZE ALDIK
Konuşma yapan Grup Yorum üyesi Dilan Ekin, Bölek ve Gökçek'in sağlık durumunun kritik olduğunu belirterek, "Şu saatten sonra yapılacak herşey onların sakat kalmaları, ölmeleri anlamına geliyor" dedi. 

"Biz konserlerimizi yapmak istiyoruz, İdil Kültür Merkezi basılmasın, tutsak olan arkadaşlarımız serbest bırakılsın istiyoruz" diyen Ekin, devletin bu talepleri kabul etmek yerine zor kullandığını söyledi. 

Ekin, şunları söyledi: "Biz arkadaşlarımızın saçının teline zarar gelmesin diye dokunmuyoruz, ancak dün akşam uzun namlulu silahlarla geldiler, evi talan edip gittiler. Sonrasında da 'suç unsuru bulunmadı' dediler. Tek suç unsuru, onların o eve gelmesidir. Biz direnmeye devam edeceğiz. Ya zafer ya ölüm kararlılığı ile direniyoruz, tüm bedelleri de göze aldık."

DEMİRER: TÜRKÜ SÖYLEMEK SUÇ DEĞİLDİR
Bölek ve Gökçek hakkında gözaltı kararı olmadığını hatırlatan Yazar Temel Demirer, "İbrahim ve Helin buraya zorla getirildiler. Kanuni olarak ne gözaltı ne de tutuklama kararı yok. Yapılan şey hukuksuzluktur, kanunsuzluktur. Onları burada zorla tutamazsınız, ne savcılık kararı var ne de başka bir yerden karar ver. Kardeşlerimizi verin gideceğiz" dedi. 

"Türkü söylemek, halkın dertlerini dillendirmek suç değildir" diyen Demirer, suç duyurusunda bulunacaklarını da kaydetti.

DİRENİŞ EVİNİN ÖNÜNDE DE AÇIKLAMA YAPILDI
Armutlu'da bulunan direniş evinin önünde de açıklama yapıldı. 

Grup Yorum üyesi Seher Adıgüzel, ölüm orucundaki arkadaşlarının sağlık durumları kötü olduğu halde polis tarafından kaçırıldığını kaydetti.

Nereye götürüldüklerini ise ailelerinin uzun uğraşları sonucunda öğrenebildiklerini söyleyen Adıgüzel, şunları söyledi: "Bu aşamada zorla müdahale cinayettir. Bu yöndeki iradelerine rağmen eğer zorla müdahale yapılırsa ve arkadaşlarımızın başlarına bir şey gelirse sorumlusu iktidar olacaktır."

Polis baskını sırasında direniş evinde bulunan Gökçek ve Bölek'e refakat eden Kübra Sünnetçi, hiç bir uyarı yapılmadan, kapı çalınmadan kırılarak içeri girildiğini söyledi. 

Sünnetçi, yaşananları şöyle anlattı: "Silahlar ve kalkanlar ile eve girdiler. Helin Bölek'in annesi Aygül teyze ile beni kalkanlarla iterek odalara attılar. Aygül teyzenin astım krizi tuttu. Buna rağmen kafasını yastığa bastırdılar. Ben içerideyken yine kalkanlarla kafama bastırdılar ve tekmelerle kalçalarıma vurdular. İçeri girdiklerinde zaten çıldırmışlardı. Her yeri dağıttılar.

Arama için değil, talan için geldikleri belliydi, Helin'in kullandığı tekerlekli sandalyenin ayağını kırdılar. Bunu bilerek yapıyorlar. Bizi saatlerce ters kelepçeli beklettiler. Tamamen aslında saldırmaya gelmişlerdi. Evde ne aradıklarını sorduğumuzda bize hakaret ediyorlardı. Her şey usulsüz oldu. Hiçbir arama veya gözaltı kararı gösterilmeden ya da bir tanık olmadan gelmediler. Bunu sorduğumuzda ‘biz daha iyi biliriz' dediler. İlk başta bizimde gözaltına alınacağımızı söylediler. Sonradan kelepçelerimizi çıkardılar. Biz ‘Ne oldu?' deyince, ‘sizi almayacağız evde suç unsuru bulamadık' dediler. Aradıkları tek ‘suç unsuru' dedikleri şey ise Helin ile İbrahim'di. Onları da zorla müdahale etmek için kaçırdılar. Şu anda yapacağımız tek şey zorla müdahaleyi engellemektir. Geçmişte bunları gördük zaten zorla müdahale yüzünden sakat kalan ve ölen insanlar var"