24 Eylül 2024 Salı

TTB davası: Barış ve yaşam hakkını savunduk

"Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" açıklamaları nedeniyle haklarında dava açılan Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 2016-2018 dönemi Merkez Konsey üyeleri 3. kez hakim karşısına çıktı. Hekimler, barış ve insan yaşamını savunduklarını belirtti.
Efrin operasyonuna ilişkin "Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" açıklaması yapan Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB)' 2016-2018 dönemi Merkez Konsey üyeleri hakkında açılan davanın 3 duruşması bugün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Duruşmaya çok sayıda milletvekili ve meslek örgütü temsilcisi katıldı.
 
İlk duruşmada ifade veren hekimlerin, ifadelerinin tamamlanmasının hemen ardından savcı mütalaasını açıklamıştı. Hekimlerin avukatları savcının mütalaasını ifadelerden önce hazırlandığını belirterek itiraz etmişlerdi.  Yargılanan TTB üyeleri, mütalaaya karşı savunma yaptı.
 
'HEKİMLERİN İNSAN İÇİN YAPACAĞI EN İYİ ŞEY, YAŞATMAK'
 
İlk savunmayı 2016-2018 dönemi TTB Başkanı Raşit Tükel yaptı. Tükel yaptıkları açıklamaların bilimsel olduğunu savunarak, "Suçlamaya konu edinen açıklamalarımız suç teşkil etmemektedir beraatimizi talep ediyorum" dedi.
 
Savcının mütalaasını önceden hazırladığını belirten ve buna tepki gösteren Mustafa Tamer Gören, "Biz hekimlerin insana yapacağı en iyi şey onu yaşatmaktır. Savaş insanların toplu olarak ölümüne neden olan bir felakettir. Biz hekimler insanın fiziksel ve ruhsal açıdan tam iyilik hali içerisinde olması için uğraşırız. Etik kurallarımızın başında önce zarar vermemek kuralı gelir" şeklinde konuştu. Gören, beraat talebinde bulundu.
 
'BİZ SAĞLIKLI YAŞAM KOŞULLARINI BOZAN HER ŞEYE KARŞIYIZ'
 
Funda Barlık Obuz ise "Biz hekimler sağlıklı yaşam koşullarını bozan her şeye karşı çıkarız. Bana ve arkadaşlarıma yöneltilen suçlamaları kabul etmiyor beraatimi talep ediyorum" dedi.
 
'BARIŞ ORTAMINI KORUMAK KABAHAT OLABİLİR Mİ?'
 
Savcılık mütalaasını kabul etmediğini söyleyerek konuşmasına başlayan Şeyhmuz Gökalp, şöyle devam etti: "Açıklamalarımızın özü kimseye ayırmadan herkese sağlık hakkıdır. Bu tutum hekimlik etiğinin ve anayasanın bize verdiği yetkidir. Öznesi farketmeksizin tüm silahlı çatışmaları olumsuz sağlık koşullarını eleştirmek ve bunu kamuoyuna açıklamak suç olabilir mi? Barış ortamını koruyarak daha kazançlı olacağımızı düşünmek kabahat olabilir mi?"
 
'İNSANLARI BARIŞA İKNA ETMEK İSTEDİK'
 
Hande Arpat, "Savaşların hepsine karşıyım. Dünyadaki tüm terör örgütlerine karşı bulunuyorum" diyerek, suçlamalara reddetti ve beraatini talep etti.
 
Yaşar Ulutaş ifadesinde, "Görüş ayrılıkları ne kadar farklı olursa olsun evrensel ilkeler ve adalet penceresinden bakmak gerekiyor. Adalet toplumların düzen içerisinde yaşaması için vazgeçilmezdir. Bizlere istinat edilen suçları işlemediğimizi beyan edip beraatimizi talep ediyorum" dedi.
 
İnsanları barışa ikna etmeyi amaçladıklarını söyleyen Selma Güngör, "Barış ölüm yerine yaşam zafer yerine insan demektir. Dava konusu olan açıklamalar mesleğimizin bize sunduğu yaşam için yapılmıştır. Anayasanın bize verdiği barışı savunduk" diye kaydetti.
 
‘SAVAŞ ENGELLENDİĞİNDE FELAKETLER DE ENGELLENEBİLİR'
 
Sinan Adıyaman ise savunmasında şunları söyledi: "TTB kimseden talimat almaz almamıştır. Savunduğu değerlerle örtüşen insanlarla hareket eder. Biz ne birileri istedi diye bir şey yaparız ne de birileri istedi diye söyleyeceklerimizi söylemeyiz. Beraatimizi istiyorum."
 
Savaşın engellenebileceğini belirten Bülent Nazım Yılmaz, "Savaşlarda başta bebekler, çocuklar ve kadınlar olumsuz etkilenmektedirler. Hastalanmakta ölmektedirler. Savaş insanların temiz suya ulaşmalarını zorlaştırır, beslenme bozuklukları artar. Savaş yaşanan ülkelerde sağlık sistemi bozulur, düzenli sağlık hizmeti sunulamaz. Savaş engellendiğinde bu felaketler de engellenebilir. Savaş insan eliyle ortaya çıkan ve engellenebilir halk sağlığı sorunudur. Sorun ortaya çıkmadan engelleyebilmek hem aklın hem bilimsel bilginin hem de insan olmamızın gereğidir" diye konuştu.
 
‘MÜTALAA ADİL YARGILANMA HAKKINI GASPET EDİYOR'
 
Ardından Avukat Ziynet Özçelik söz aldı. Savcının, hekimlerin savunmasının hemen ardından mütalaasını okumasına tepki gösteren Özçelik, "Biz mütalanın bu şekilde sunulmasının müvekkillerimizin haklarını gasp ettiğini belirterek 29 Nisan'da Hakimler ve Savcılar Kurulu'na suç duyurusunda bulunduk. Bu mütalaa adil yargılanma hakkını gaspetmektedir" dedi.
 
"Yakın dönemin popüler sözünü aktararak başlayayım. Burada bir şey var ama ne olduğunu bulamadık" sözleriyle konuşmasına başlayan TTB avukatı Mustafa Güler, TTB'nin suçlamaya konu olan açıklamasını okudu. Güler, "Bütün kıyamet bu metin üzerine koptu. Bu açıklamayla İçişleri Bakanı suç duyurusu bulundu. içişleri Bakanlığının şikayetçi olduğu soruşturmayı İçişleri Bakanlığı'nın polisleri yaptı. Ortaya iki açıklama çıkardılar ve burada suç var dediler. TTB iktidarların sağlığı etkileyecek politikalarına karşı objektif dengeli ve eleştirel yaklaşan kurumdur . İktidarın erka bahçesi olmayan kurum olması TTB'nin terörle anılmasını gerekli kılmaz. Sağlıkla yaşatmakla görevli kurulun terörle anılması haksızlıktır" dedi.
 
2016-2018 yıllarında TTB Merkez Konsey'de yer alan isimler şöyle: Mehmet Raşit Tükel, Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan, Bülent Nazım Yılmaz, Dursun Yaşar Ulutaş, Funda Barlık Obuz, Hande Arpat, Mehmet Sezai Berber, Mustafa Tamer Gören, Selma Göngür, Şeyhmuz Gökalp.