18 Eylül 2024 Çarşamba

TSP: Hasta tutsaklar serbest bırakılsın

TSP, hasta tutsakların tahliyelerinin engellenmesine tepki gösterdi. Hasta tutsakların tedavi edilmemesi ve katı tecridin birbirini bütünleyen iki saldırı yöntemi olduğu vurgulanan açıklamada, "Türk devletinin hasta tutsakların tedavilerini engelleyen, tahliye etmeyerek öldüren bu politikasını protesto ediyor, tutsaklar üzerindeki baskılara son verilmesini istiyoruz" denildi.

Tutsakların Sesi Platformu (TSP), hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle yazılı açıklama yaptı.

İHD'nin 2022 verilerine göre 651'i ağır olmak üzere 1517 hasta tutsak bulunduğu hatırlatılan açıklamada, tutsak sayısının sürekli arttığına ve hapishane koşullarının giderek kötüleştiğine  dikkate çekilerek, hasta tutsak sayısının bugün 2 bin civarında olduğunun tahmin edildiği belirtildi.

Kanser, kalp, akciğer hastalıkları veya başka kronikleşmiş hastalıkları olan hasta tutsakların yüzlercesinin yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek, hatta yatalak durumda olduğu hatırlatılan açıklamada, "Türk devleti hasta tutsakların tedavilerini engellediği gibi, tahliye de etmemekte ve her yıl onlarca tutsak ölüme gönderilmektedir. İHD verilerine göre 2021 yılında 52, 2022 yılında 78, 2023 yılında 43, 2024 yılının ilk altı ayında ise 26 kişi hapishanelerde yaşamını yitirmiştir" denildi.

"Her türlü demokratik hak ve özgürlük mücadelesine saldıran sömürgeci faşist diktatörlük, hapishaneleri ölüm evlerine çevirmiş bulunuyor" ifadesine yer verilen açıklamada, tutsaklara yönelik saldırılar ve hak gasplarının arttığına işaret edilerek, hak ihlalleri, işkence, çıplak arama dayatması, hastaneye sevk edilmeme, ağır tecrit, kelepçeli muayene dayatması, telefon hakkının engellenmesi, yemeklerin az ve kalitesiz olması, süreli süresiz yayın, kitap ve mektup yasağı, havalandırma süresine kısıtlama getirilmesi, tahliyelerin engellenmesi, infaz yakma şeklinde sıralandı.

Hasta tutsakların tedavi edilmemesi ve katı tecridin birbirini bütünleyen iki saldırı yöntemi olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Tüm politik tutsaklara uygulanan katı tecrit politikası ile tutsakların sosyal ilişkilerinin yok edilerek kimliklerine, kişiliklerine yabancılaştırılmaları ve ruhsal yıkıma sürüklenmeleri hedeflenirken, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a İmralı'da uygulanan tecrit ise daha katmerli ve daha derin bir niteliğe sahiptir. Öcalan ve Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ile Veysi Aktaş'tan 25 Mart 2021 tarihinden beri hiçbir haber alınamamaktadır. Türkiye yasaları ve uluslararası hukukun işletilmediği İmralı uygulaması, faşist Türk devletinin Kürt halkına yönelik sömürgeci savaş ve imha politikasının bir parçasıdır.
"İmralı'dan diğer hapishanelere doğru yaygınlaştırılan tecrit ve hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesi, faşizmin hapishanelere doldurduğu politik tutsakların yaşam hakkının ihlal edilmesidir.
"Türk devletinin hasta tutsakların tedavilerini engelleyen, tahliye etmeyerek öldüren bu politikasını protesto ediyor, tutsaklar üzerindeki baskılara son verilmesini istiyoruz."