24 Eylül 2024 Salı

TDİ: Hapishanelere ses olmak gerekir

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, hapishanelere ilişkin buluşma gerçekleştirdi. Hapishanelerdeki süren açlık grevlerine dikkat çekilen buluşmada, hapishanelere ses olmak gerektiği vurgulandı.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), Ayışığı Ekin Sanat Derneği'nde "Dünü, bugünü ve yarınıyla hapishaneler gerçekliği" konulu buluşma gerçekleştirdi.
 
Devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşu ile başlayan buluşma, 1996 ölüm orucu süreçlerine ilişkin sinevizyon gösterimi ile devam etti.
 
İlk sözü alan 19 Aralık gazisi Vefa Serdar, hapishanelerin bu topraklarda her daim mücadele alanı olduğunu söyledi. Serdar, "Bu topraklarda devrim mücadelesi her daim sürdü, sürecek. Halk harekete geçtiğinde ilk hedefi zindanlar ve devrimin en önemli sürecidir. Zindanlar her şey değildir ama dışarıdaki mücadele ile sıkı bir bağı vardır. Zindanlarda tutsaklar içeriden dışarıyı harekete geçirebiliyordu. Zindanda tek bir tutsak bile olsa o tutsağın dışarıyla beraber mücadele edebiliyorsa hala devrim için yapabileceği şeyler vardır. Zindanlarda açlık grevleri ve ölüm orucu var. Tek tip elbise saldırısı da gözükmese bile hâlâ iktidarın aklında dışarıdan ne kadar ses çıkarsa içerideki tutsaklar da aynı biçimde kazanacaklar. Esas görev dışarının, böylesi bir sahiplenme önemlidir. Zindandaki tutsakları devrimin büyümesi ile özgürleştireceğiz. Mutlaka zindanlara bir ses olmalıyız. Bu geleceği birlikte yaratacağız" dedi.
 
'BU BİR SİSTEM SORUNU'
 
İkinci sözü alan Mehmet Soylu ise "Hapishaneleri yaşadık, gördük, tanıdık. Bu bir sistem sorunu, sınıf çatışması. Özgürlüğün elimize geçmesi için mutlaka iktidarın elimize geçmesi lazım. Biz ne yaparsak yapalım iktidari ele geçirmeden özgürleşemeyeceğiz" diye kaydetti. Tecride karşe, açlık grevi direnişçileriyle dayanışmak için güçlerin birleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Soylu, konuşmasını 1938 Dersim Tertelesi'nde yaşamını yitirenleri anarak sonlandırdı.
 
Açlık grevi direnişçisi yakını İsmail Tepeli hapishanelerin ölüm hücresine dönüştüğünü vurgulayarak, "Sistem kendini devam ettirmek için buna başvuruyor. Önce koğuş sistemi vardı daha sonra F tipleri çıktı. İradenin olduğu yerde asla teslim olmazsın. Mesele direnmektir, inancına güvenmektir" diye konuştu.
 
Ölüm orucu gazisi Nihat Göktaş ise İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle süren açlık grevlerini hatırlatarak, pratik olarak ne yapmak gerektiğini düşünmenin önemini vurguladı. Göktaş, "Hangi adımları atabiliriz, bunun üzerine düşünerek adım atmalıyız. Yeter ki ölümler olmasın, bedel ödeyeceksek öderiz. Bugün adım atmazsak ölümler başlayacak" diye konuştu.
 
'SOKAKLARA DÖKÜLELİM'
 
Bakırköy Kadın Hapishanesi'nde açlık grevinde olan komünist tutsak Hülya Gerçek'in annesi Yıldız Gerçek de "Yıllardır hapishanelerde tutsaklarımıza koşturuyoruz, bir araya gelmemiz lazım. Şimdi sessizlik hakim, bu sessizlik sürekli kafama takılıyor. İki çocuğum hapishanede, çocuklarımla gurur duyuyorum. Birçok tutsak hapishanede açlık grevinde. Dimdik ayaktayız, anaların birbirine destek olması lazım. Bir ses çıkaralım sokaklara dökülelim" dedi. Gerçek, konuşmasını Leyla Güven'i selamlayarak sonlandırdı.
 
Ölüm orucu gazisi Mürevvet Küçük, o dönem ölüm orucunun kendileri için bir görev olduğunu vurguladı. Küçük "Ölüm orucu yaptığımız süreçte başta kendi onurumuz için direndik. Dışarıda yaprak kıpırdadığında daha anlamlı hissediyorduk. Eski bir ölüm orucu gazisi olarak bu sessizlik bizi rahatsız ediyor ama bu rahatsızlığı bir enerjiye dönüştürüp ses olmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
 
'HEP BERABER YAN YANA DURMALIYIZ'
 
Diğer bir ölüm orucu direnişçisi Deniz Bakır ise "1990'larda da 2000'lerde de hapishaneyi, ölüm oruçlarını gördüm. Duygusal ağırlığı çok olan bir zaman dilimindeyiz. Yapabileceğimizin çok azını yapıyoruz. Gezi'de hapishanedeydim ama o zaman boşuna bedel ödemediğimizi hissettim. Biz bu süreçte güçlü bir direniş kuramazsak çok daha karanlık bir gelecek bekliyor. Mesele İmralı meselesi değil, bu topraklardaki direnmenin yanında durma meselesi" diye belirtti.
 
'SİYASAL ÖZNELER İRADE GÖSTERMELİ'
 
19 Aralık Hapishaneler Katliamı tanığı Songül Acar ise toplumsal muhalefetin dağınık kuvvetleri olduğuna dikkat çekti. Acar, "Dağınık bütün kuvvetleri birleştirmek için ne yapmalıyız? Bütün yol ve yöntemleri birleştirecek bir inisiyatife ihtiyaç var, bunu önce çözmek gerekiyor. Annelerimiz yerlerde sürükleniyor ama bu hareket büyüyecek bunu hızlandırmak gerekiyor. Siyasal özneler irade gösterdikten sonra toplum bizi yalnız bırakmaz" ifadelerini kullandı.